Dinsiz ve mürted örgüt PKK’nin İslam’a, kutsal kitabımız olan Kur’an–ı Kerim’e, İslam’ı yaşayan ve öğreten şahsiyetlere karşı düşmanlığı sınır tanımaz hale gelmişti. Bu sınır tanımazlığın en büyük mağduriyetini köy imamları yaşadı. Yapılan baskınlarda köy imamları, bütün köylülerin gözleri önünde en ağır hakaretlere, tahkir, taciz ve onur kırıcı davranışlara maruz bırakılıyorlardı. Aynı şekilde mürted örgüt PKK mensupları, daima göz önünde bulunan, kendilerini koruma güçleri olmayan köy imamlarını baskı altına alıp ya Kur’an–ı Kerim dersinden vazgeçmelerini, ya köyü terk etmelerini, bunu da yapmazlarsa öldürüleceklerini söylüyorlardı. Bu tehdit ve kıskaç altında kalan birçok köy imamı, durumuna uygun bir şekilde hareket etmek zorunda kalmıştır.
Köy imamlarına yapılan bu baskıların bir benzeri, İslam’ın tesettür emrini hakkıyla yerine getiren Müslüman bayanlara da yapıldı. Yapılan baskınlarda, köy meydanına çıkarılan kadınların içinde gördükleri çarşaflı kadınlara çarşaflarını çıkarmaları için baskı yapıp süre tanıyor, çıkarmayanların köyden çıkmalarını istiyor, bunu da kabul etmeyenleri ölümle tehdit ediyorlardı.
Şu yaşanmış örnek, PKK’nin din adamlarına karşı olan düşmanlığının ve onları her fırsatta rencide edip onurlarını kırdığının basit bir göstergesi olmasının yanı sıra, İslam’ın tesettür emrine karşı giriştiği küstahlığın boyutlarını da gözler önüne sermektedir:
Siirt’e bağlı Mıwélé köyünde Molla Reşid adında bir imam yaşıyordu. Bu imam, bütün din adamları gibi, İslam’ın tesettür emrine karşı son derece hassas ve tavizsiz davranıyordu. Hanımı evin dışında çarşafını giyer ve yüzünün görülmemesi için peçesini takardı. PKK, bu durumu hazmedemediği için Molla Reşid’in tutumunu değiştirmesi ve hanımının çarşaf ve peçesini çıkarması için değişik metotlarla tehditler sıraladı. PKK, bu tehditlerin hiçbirisine kulak asmayıp tutumunda taviz vermemekte kararlı olan Molla Reşid’e ne dinsiz Rusların, ne de Yahudilerin yapmayacağı şeyi yaptı. Köye baskın yapan PKK, bütün köylüleri bir meydanda topladı. Sonra Molla Reşid’in hanımının peçesini zorla açtırıp köylülerin hepsinin ona bakarak geçmesini istedi. Bölgede benzeri yaşanmış onlarca misalden sadece biri olan bu örnek, PKK’nin dine, din adamlarına, İslamî değerlere, İslam’ı hatırlatan bütün sembollere, ahlaki değerlere karşı düşmanlığının ve giriştiği savaşın boyutlarını gözler önüne sermektedir. PKK’nin kırsalda İslam’ın tesettür emrine karşı silahla yaptığı baskının bir benzerini üniversite profesörleri ‘ikna odaları’ metoduyla yapmışlardır. Dağdaki vahşi terörist ile şehirdeki ikna odaları mucidi, profesör vasıflı okumuş teröristlerin zihin yapılarının benzerliği, gerçekten de hayrete şayan bir durumdur.
PKK’nin etkin olduğu bölgelerde camiler adeta terk edilmiş bir hale gelmişti. Vakit namazları, birkaç ihtiyar sofiden müteşekkil bir şekilde ancak kılınabiliyordu. Gençler ve çocuklar, camiye uğramaz olmuşlardı. Camiye gidenler, namaz kılanlar, Kur’an–ı Kerim dersi alanlar alaya alınıyor, hor görülüyor, küçük düşürülüyordu.
PKK’nin camilere olan düşmanlığı ve camilerdeki Kur’an–ı Kerim derslerini engellemeye çalışmasıyla ilgili bölgenin her köşesinden sayısız örnek mevcuttur. Bunu örneklendirmek ve somut bir libas giydirmek için birkaç misal vermek yeterli olacaktır:
46/99 |