CEMAATE YÖNELİK İFTİRALARA CEVAPLAR
Hizbullah cemaati; İslam’ı yayma, halka İslamî bir bilinç kazandırma, İslam’ı yeniden diriltme, ferdi ve içtimai hayatta İslam’ı öncelikli kılma faaliyet ve çalışmalarına başlayıp bölge halkı üzerinde emelleri olanların çıkar hesaplarını bozacak düzeye geldiği andan itibaren, hem fiili, hem de psikolojik bir savaşla karşı karşıya kalmıştır. Savunmanın önceki bölümlerinde, cemaati yok etmek için yapılan fiili saldırıları, çatışma ve savaşları, cemaatin ise hayatiyetini sürdürmek ve kendisini korumak için ortaya koyduğu müdafaasını özetle izah etmiştik. Bu bölümde ise cemaate karşı açılan psikolojik savaş temelinde atılan iftiralara ve yapılan karalamalara cevap vermeye çalışacağız inşaallah.
İftira ve karalamalara bakıldığında, aynı mantık temelinde şekillendiği görülecektir. Fikri ve ideolojik alt yapısı çürük, halkın değerlerine yabancı, ahlakî hiçbir kural gözetmeyen güç odakları; fikri ve ideolojik tartışmalarda üstünlük sağlayamadıkları rakiplerini önce güç ve kuvvetle susturmaya çalışmakta, bu yöntem de başarısız kalınca bu kez dezenformasyon yöntemlerine, iftira ve karalamalara başvurma yoluna gitmektedirler. Müfteriler bu yöntemi kullanırken, ellerinde bir delil olup olmaması, çıkardıkları yaygaranın tutulup tutulmaması, söylediklerini ispatlayacak materyallerin bulunup bulunmaması önemli değildir. Çünkü onlar “Çamur at, tutmazsa da izi kalır” taktiğini çok iyi özümsemiş, bütün hayatlarını bu pratik üzerine temellendirmiş, kendilerine ayak bağı olacağını düşündükleri rakiplerini hep bu yolla ya güçsüz düşürmüş ya da yok etmişlerdir. Müfterilerin adil olmalarını beklemek, abesle iştigaldir. Onlardan hak ve hakkaniyete uymalarını istemek ya da ahlaki olmalarını, edep ve haysiyetle davranmalarını, şeref ve onur sahibi olmalarını beklemek safdillik olacaktır. Müfteriler şeref, onur ve haysiyet gibi insanı insan yapan değerlerden fersah fersah uzakta dolaşan, ahlaksızlıkta insanların en rezilinden daha rezil olan, kalleşliği kendilerine şiar edinen kancıklar topluluğudur. Böylelerini ‘insan’ sınıfı içerisinde nitelemek, Ben–i Âdem’e hakaret olacağından onlara insan demeyeceğim.
1990’lı yıllarda gerek Doğu Perinçek’in yönetiminde yayın yapan 2000’e Doğru Dergisi’nin gerek mürted örgüt PKK’nin Cemaat’i halkın gözünden ve gönlünden düşürmek için çıkardıkları iftira ve yaygaralar, maalesef bugün aynı amaç doğrultusunda bir başka güç odağı tarafından tekrar ısıtılıp piyasaya sunulmaktadır.
73/99
|