|
 Hizbullah cemaatine yönelik iftira ve ithamlardan biri de, cemaat’in Aziz Rehberi merhum Şehid Hüseyin Velioğlu’nun soyadına ilişkindir. Evvela bilinmelidir ki her insanın maneviyatına ve fikriyatına uygun isim ve soy isim seçebilmesi, kişinin en doğal hakkıdır. Bir insanın hakkı olan bir seçimi yapması yüzünden ithama ve iftiraya maruz bırakılmasının hiçbir İslamî, ahlâki ve insani yönünün olmadığı ortadadır.
Hizbullah Rehberinin soy isim meselesine gelince şunları görürüz: Velioğlu ailesi eskiden beri halk arasında “Mala Weli” yani “Veli Ailesi” olarak bilinmektedir. Bunun sebebi ise 1800’lü yıllarda Osmanlı ordusunda gönüllü mücahid olarak Muş taraflarında savaşıp şehid düşen Veli adlı dedeleridir. 1978 yılında önceki soy isimlerini kendileri için uygun bulmayan Seyfettin Velioğlu ailenin soy ismini bugünkü şekliyle “Velioğlu” olarak değiştirir. Bunun merhum Hüseyin Velioğlu’yla bir ilgisi de bulunmamaktadır.
Bu gerçekleri bilmelerine ya da basit bir araştırmayla öğrenebilme imkânı bulunmasına rağmen her şeyden iftira ve itham çıkarmaya çalışanları ise Rabbimize havale ediyor ve gün gibi ortada olan bu husus için bu kadar açıklamayla iktifa ediyoruz.
Bilindiği gibi Hizbullah cemaatine yöneltilen iftira ve ithamlardan biri de cemaatin öncülerinden Aziz Şehid Sülheddin Ürük’ün nesebi ve ırkıdır. Evvela bilinmelidir ki bizler tüm ırklar gibi Ermenilerin de Allah’ın ayetlerinden bir ayet olduğuna ve tüm milletlerin bir tarağın dişleri gibi eşit olduğuna inanıyoruz. Üstünlük ise hiç şüphesiz takva sahiplerinindir.
Bilindiği gibi merhum Şehid, Mardin’e bağlı Mazıdağ (Şemrex) adıyla bilinen ilçedendir. Babasının adı Muhammed, Muhammed’in babası Şeyhmus, Şeyhmus’un babası ise Süleyman’dır. Görüldüğü gibi Müslüman olarak bilinen ve İslami isimlerle tesmiye edilen bir ailedendir. Yani hem kendisi, hem de nesebi, Müslüman’dır ve etnik köken olarak da Kürt’tür. Bunun dışında bir şey söylemek, hem Şehidimize, hem de onun nesebine iftira atmaktır.
HİZBULLAH KAMPLARI İÇERİKLİ İFTİRA VE SPEKÜLASYONLARA CEVAP
Hizbullah Cemaati’nin kendisini muhafaza ve müdafaa etmesindeki hikmeti ve Allah’ın inayetini anlayamayanlar, işin içinde başka şeyler arama yoluna gittiler. Bunlar akılları gözlerine inmiş, hakikate kör kimseler olduklarından, Hizbullah’a askeri destekle kamp kurulduğu iftirasını ortaya attılar. Oysa bugün Hizbullah kampları olduğu söylenen köylerden hangisine gidilip araştırılsa ve orada yaşayanlardan sorulsa, bunun şiddetle inkar edildiği görülecek ve söylenenlerin iftira olduğu anlaşılacaktır. Akıl ve iz’andan yoksun bu iftiraları, kamp olduğu söylenen köyleri mercek altına almak suretiyle ortaya çıkaralım.
Bu köyün kamp olarak kullanılması stratejik açıdan mümkün değildir. Zira köy hem yola çok yakın hem de Silvan ilçesine birkaç kilometrelik mesafededir. Bir kampta en azından silahlı eğitim yapılabilmelidir. Bu köyü bilenler şunu da bilirler ki sadece tabancayla dahi bir el ateş etseniz dünya alem başınıza toplanır.
Bu köyde Hizbullah kampı olduğu iftirasına en büyük tokat da bir namaz vakti PKK militanlarının ellerini–kollarını sallaya sallaya köye gelip 10 Müslüman’ı camide katletme hadisesidir. Şayet bu köyde kamp olsaydı bunun olması düşünülemezdi. Bilindiği gibi 1992 yılının 26 Haziranında PKK bu köyü basmış ve camide 10 Müslüman’ı kurşuna dizerek şehid etmiştir.
Bu iki köy, koruculuğu seçen köylerdendir. Bu nedenle, her iki köyden de Hizbullah’a ciddi manada destek çıkmadığı da bilinen bir gerçektir. Bunu özellikle 2000 sonrası Beykoz’da ele geçen arşivin neticesinde yapılan gözaltı ve tutuklamalardan dahi rahatlıkla anlayabiliriz. Zira bu iki köyden tek kişi dahi gözaltına alınmamış, soruşturmadan geçirilmemiştir. Dolayısıyla bu iki köyde kamp kurulduğunu iddia etmek, akıl dışı bir iftiradan başka bir şey değildir.
Seki Köyü’nde, eskiden beri başta köyün muhtarlığını yapan şahıs olmak üzere hiçbir köylü tarafından köyde Hizbullah kampı olduğu iddiası kabul edilmemiştir. Bırakınız köyde Hizbullah kampı olduğunu, Seki’de cami imamı olan bir şahsın, sırf Hizbullah Cemaati ile olan gönül bağından dolayı koruculardan çekmediği kalmamış ve nihayetinde, bir gün evi traktöre yüklenerek köyden çıkarılmıştır.
Aynı şekilde Seki Köyü muhtarı da eskiden beri askeriyenin Hizbullah’ı sorup soruşturduğunu, Hizbullah Cemaati’ne karşı tahammülü olmadığını dile getirmektedir. Dolayısıyla bu şartlarda bu köyde Hizbullah’ın kamp kurduğunu söylemek, akılla bağdaşır, insafa sığar bir iddia değildir.
97/99 |
