c) Üniversite kazandırma vaatleri: Bu yöntem; liselerde üniversiteyi kazanma ihtimali bulunmayan öğrencilerle mezun olduğu halde üniversiteyi kazanamamış kişilere yapılan bir tekliftir. Böylesine bir teklifle karşılaşıp kabul eden öğrenci, MİT veya Emniyet mensubunun kontrolüne girer ve kısa bir süre içinde artık geri dönülemez bir yola girmiş olur. Bundan sonra artık üniversiteyi kazandırma vaadinin yerine gelip gelmediği, polis veya MİT mensubu için pek de önemli değildir. Çünkü istediğini elde etmiş ve oltayı attığı kişiyi sepetine koymuştur.
d) Burslardan faydalandırma vaatleri: Maddi durumu düşük öğrencilere atılan bir çengel yöntemidir. Maddi yönden kendilerini rahatlatacak bursların çıkması, her öğrencinin hayal ettiği bir şeydir. Bu durumu bilen polis veya MİT mensupları bu durumu aşağılık bir silah olarak kullanmaktan çekinmemiş ve adeta elindeki oltayla nehir kenarında bekleyen balıkçı misali bu silahı doğrultacak öğrencileri bulmak için mesai harcamıştır.
e) Cezaevine atma tehditleri: Cemaat mensubu olarak bilinip durumu müsait görülen kimselere yanaşan polis veya MİT mensubu, kişinin durumunu anlatıp cezaevine girebileceğini, çoluk çocuğunun perişan olacağını anlatıp onu inandırmaya çalışır. Güya onun iyiliğini isteyen bir tarzda ikna yöntemleri kullanarak ona yardımcı olmak istediğini, kendisinin bundan bir menfaati olmadığını üzerine basa basa vurgular. Sonuçta cezaevi korkusundan kurtulmak isteyen şahıs, kendisine yanaşan devlet görevlilerinin sinsi tuzağına düşmüş olur.
f) Ailesine zarar verme tehditleri: Cemaat mensubu olarak tespit edilip durumu müsait görülen kişi, üzerinde denenen bazı yöntemler olumsuz sonuçlar verince, bu kez en can alıcı yöntem olan aile ve çocuklarıyla ve onlara zarar verme tehditleriyle kazandırılmaya çalışılır.
g) Ahlaki zafiyetleri ifşa etme tehditleri: Geçmişinde birtakım ahlâki zafiyetleri olan kişiler, cemaatle birlikte oldukları zaman sürecinde bu ahlâktan kurtulmuş olsalar bile, eğer bu zafiyetleri Polis veya MİT mensupları tarafından biliniyorsa, peşlerini bırakmamaktadır. Ya bu geçmişinin herkes tarafından bilinmesi ya da içinde bulunduğu yapıya ihanet etmesi gibi iki öldürücü seçenek arasında bırakılır. Allah’a ve Cemaat’in haklılığına tam iman etmiş olan kişiler, Allah’a tevekkül edip durumlarını Cemaatle paylaşarak bu iğrenç tekliflerden kurtulmuşlardır, ancak imanlarında zafiyet olan kişiler, polislerin tekliflerini kabul edip Cemaat’e ihanet etmeyi seçerek ajanlaşmışlardır.
h) Gözaltında işlemediği suçlardan oluşan bir dosya hazırlayarak yıllarca cezaevinde bıraktırma tehditleri: Polisin kullandığı bir yöntem de, cemaat mensubunun önüne işlemediği suçlardan oluşan kalın bir dosya bırakarak ya ömür boyu cezaevinde kalma ya da kendilerine yardımcı olma adı altındaki ajanlık arasında tercih yapmaya zorlamasıdır. Allah’a tevekkül edenler Hz. Yusuf aleyhisselam misali: “…Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir. Kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara (korkarım) eğilim gösterir, (böylece) cahillerden olurum" diyerek cezaevini tercih etmişler, korkunun yüreklerini kapladığı zayıf kimseler de ajanlığın esfel çukuruna düşmüşlerdir.
71/99 |