Bismillahirrahmanirahim
Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez. (NİS–36)
Kur’an’ın nazil olduğu bir Ramazan’a ve Kadir Gecesi’ne daha kavuşturup oruç ve diğer ibadetleri tamamlama sevincini bize bayram kılan Rabbimize hamdolsun. Bize Ramazan’da ve hayatımızın her safhasında neyi nasıl yapacağımızı öğreten Peygamberimize de salat ve selam olsun. Bu vesileyle Allah yolunda, İ’la–yı Kelimetullah uğrunda cehd ve gayret gösterirken şehid olan ve vefat eden kardeşlerimi bir kez daha rahmetle anıyorum. Başta onların aileleri, muhacirler, zindandakiler ve aileleri ile tüm dava arkadaşlarımın, kardeşlerimin, bacılarımın ve İslam Ümmetinin bayramını tebrik ediyor, bu bayramın İslam Ümmetinin hayır ve selametine, maddi-manevi sıkıntıların ve salgın hastalığın üzerimizden kalkmasına vesile olmasını diliyorum.
Tüm kardeşlerimizin; topyekûn Allah’a yakınlaşma ve dirilmeye vesile olan bir ruh ile bezenmiş olarak bu ayı tamamlamış olarak, tuttukları oruç, yaptıkları ibadet, dua ve infak ve zekâtlarının Allah katında makbul ve rızaya vesile olmasını Rabbimden diliyorum.
Muhterem kardeşlerim ve bacılarım! Geçirdiğimiz Ramazan-ı Şeriften kazandığımız iman, sabır ve takva takviyesini bir dahaki Ramazana kadar artırarak muhafaza etmeye çalışalım. Mümkün mertebe her konuda azimeti tercih edelim. Çok önemli meselelerin dışında hiçbir meşgale bizi günlük virdlerimizi, Allah’a yaklaştıracak nafileleri yapmaktan alıkoymasın.
Kardeşlerim ve bacılarım! Son yıllarda ısrarla üzerinde duruyoruz ve durmaya devam edeceğiz inşallah. Aile, akraba ve çevremizle yakından ilgilenmeliyiz. Ramazan’da yaptıkları güzel ibadetlerin devamı ve temizlenen kalplerin korunup daha iyi bir hale gelmesi için mutlaka aile ve akraba programlarını devam ettirmeliyiz. Malum salgınla beraber gelen kısıtlamalar ve bunun oluşturduğu psikolojik, sosyolojik, ekonomik sıkıntılara karşı daha çok dayanışma içerisinde olmalıyız. Bir yıldan fazladır, bu hastalığın siz kıymetli kardeşlerimize ve sizlerden dolayı başkalarına bulaşmaması için tavsiyelerde bulunuyoruz. Bu hassasiyetimizi korumakla birlikte her yaştaki kardeşlerimiz, çocuklara şefkat göstersinler, gençlerle ilgilensinler, yaşlıların hal hatırlarını sorsunlar, dost ve akrabalardan sıkıntısı olanların sıkıntılarını gidermeye yardımcı olsunlar, imkân ve şartlara göre İslami tebliğ yapsınlar, hayra davet etsinler.
Kırk yaş üstü kardeşlerim çok iyi bilir ve hatırlar ki; Ramazan ayı geçmişten beri cemaatimiz içinde kardeşliğin en fazla sahnelendiği zamandır. Orucun da belki hikmetlerinden olan kardeşini düşünme, kendi nefsine tercih etme, paylaşma, şefkat ve merhametle muamele göstermeye bütün kardeşlerimiz bundan sonra da daha bir itina ile dikkat etmelidir. Bizler Allah için birlikte hareket eden Müslüman kardeşleriz. Bu kardeşliğin gereğini en güzel şekilde ortaya koymalı ve sıkıntılarından haberdar olmalıyız.
Hemen hemen tüm Müslüman çevrelerde; okumanın yok denecek kadar azaldığı, dünyevileşme ve yozlaşmanın giderek arttığı, fertler ve aileler arasında sıkıntıların bulunduğu, fikri savrulmaların yaşandığını müşahede ediyoruz. Her kesim, bu tür sıkıntıları atlatmak için kendisine göre tavsiyelerde bulunmaktadır. Bu sefer kardeşlerimize sadece tek cümle yazmak istiyorum. Okuyun, okuduklarınızı yaşayın ve tebliğ edin. Bununla dünyevileşme, yozlaşma ve savrulma hastalığına karşı fert, aile ve yapı olarak korunmanın mümkün olduğunu gösterin, pratiğinizle örnek olun. Kadın, erkek, genç, ihtiyar tüm kardeşlerimin, abilerimin ve ablalarımın her konuda örnek olmalarını istiyorum.
Kardeşlerim; akıl almaz bir dünyevileşmenin içinde, sonu gelmez heveslere doğru koşarken yolda bin bir tuzağa düşen insanların ve maalesef Müslümanların halini üzüntüyle görüyoruz. İşin kötü yanı, varılan bu noktaya aşama aşama ve genel itibariyle farkında olmadan gelinmiş olmasıdır ki maalesef bu durum, kusuru görmeye de engel teşkil etmektedir. Buna binaen, her bir ferdimizin ve ailemizin kendini muhafaza edebilmesi için nereden nereye savrulduğunun muhasebesini yapması elzem olmuştur. Hatalar, görmezden gelinmeden ve normalleştirilmeden tespit edilmeli ve telafi yoluna gidilmelidir. ‘Hesap ve azap günü uzak değildir’ ilahi fermanı sürekli hatırımızda olmalıdır.
Dünyevileşme ile beraber akla ilk gelen maddelerden biri olan ve Rabbimizin ‘şeytanın kardeşliği’ olarak nitelendirdiği israf, hayatımızın hiçbir yerinde olmamalıdır. Evin düzenlenmesinde, giyim ve kuşamda, yeme ve içmede israf olabildiği gibi, zamanı öldürmek, faydasız bir şekilde boş geçirmek de israftır. Programsızlık zaman israfına sebep oluyor. Belki çok koşuyor ve yoruluyoruz, ama eğer bu koşuşturmamız, belli bir program dahilinde değilse, boş bir zaman geçirmeye ve emek vermeye sebep olabilir.
Vasat çizgimizi ve vahdet anlayışımızı her fırsatta gündeme getiriyoruz. Cemaatsel çalışmalarımızın gayesi; başta kendi insanımıza olmak üzere İslam Ümmetinin tüm azalarına faydalı olmak, kardeşlik köprülerini kurmaktır. İslami çalışmalarda bulunan dava önderlerini ve İslami hassasiyeti olan devlet yetkililerini, Müslümanların güç ve enerjilerini Müslümanların faydasına ve birliğine harcamaya davet ediyor, sürekli gündem edip çağrıda bulunuyoruz. Bayram vesilesi ile bunu yine hatırlatıyoruz. Davamız İslam’dır. İslam’ın kabul ettiğini kabul eder, reddettiğini de reddederiz. İslam, Allah’ın yeryüzünde olmasını istediği, kabul ettiği, onun dışında bir dini kabul etmeyeceği dindir. Ahkâmı, Kur’an ve Sünnetle belirlenmiş ve Selefi Salihîn tarafından da genel kabul görmüş tüm hükümleri içerir. Biz de fakatsız ve şartsız buna lebbeyk diyor, bunun dışındaki nitelemeleri de reddediyoruz. Hedefimiz; İslam Ümmetinin bir bütün olarak kurtuluşu için yeryüzünde fitne ve fesat yok oluncaya kadar zalimlerle mücadele etmek, zulmü ortadan kaldırmak ve yerine adaleti ikame etmektir.
Kardeşlerim! Kudüs hiçbir zaman gündemimizden düşmesin. İslam Ümmetinin tüm azaları olarak bütün hazırlıklarımız, Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı işgalden kurtarmak ve tekrar İslam Ümmetini diriltmek üzere olsun. Siyonistlerin her Ramazan olduğu gibi bu Ramazan’da da azgınlaşarak Mescid-i Aksa’ya, Filistinli Müslümanlara, kadın ve çocuklara taarruz, hücum ve tecavüzlerine karşı, 40. yılımız münasebetiyle yaptığımız çağrıyı tekrar hatırlatmak istiyoruz: “Kudüs’ün kurtarılması için ne gerekiyorsa yapılması hususunda Müslümanlara çağrıda bulunuyoruz. Biz de kırk yıllık tecrübe, birikim, imkân ve kadrolarımızla Kudüs’ün kurtuluşu uğruna ödenecek her bedele hazır olduğumuzu ilan ediyoruz. Bu konuda atılacak hiç bir adımdan geri kalmayacağız. Bu uğurda çalışan şahıs, cemaat, örgüt, kurum ve devletlere destek olmayı da bir görev bilmekteyiz. “
Mescide Aksa nöbetini tutan kardeşlerimizin direnişini kutluyoruz, şehit düşen kardeşlerimizin şehadetleri mübarek olsun. Hepimizin yerine gösterdikleri direnişte rabbimin onları başarılı ve aziz kılmasını diliyorum.
Rabbim! Hazreti Peygambere ve ashabına; “…Attığın zaman sen atmadın, fakat Allah attı” lütuf ve kereminde bulunduğun gibi, HAMAS ve İslami Cihad mensuplarının attığı füzelerin, İsraillilerin beynini dağıtacak, kalplerini parçalayacak, kimyalarını bozacak, plan, program ve hedeflerini altüst edecek hedeflere isabet etmesi için bizlere de lütuf ve keremde bulun. Rabbim, Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın azat olması için daha çok maddi ve manevi, fiili ve kavli katkımızın olmasını bize nasip et ve esbap hazırla. Rabbim, Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın azat olmasını bize göster ve ziyaret etmeyi bize nasip et. (amin)
Ramazan bayramınızı tekrar tebrik ediyor, hepinizi Allah’a emanet ediyorum. Bizi dualarınızdan mahrum etmeyin.
Kardeşiniz Edip Gümüş
|