Bismillahirrahmanirrahim
“… De ki: Hayır! Biz, hanîf olan İbrahim'in dinine uyarız. O, müşriklerden değildi.” (Bakara: 135)
Başta şehitlerimizin aileleri olmak üzere, tutuklu, muhacir ve aileleriyle tüm kardeşlerimizin ve dünya Müslümanlarının Kurban Bayramı’nı tebrik eder, bu bayramın İslam ümmetinin kurtuluşuna vesile olmasını Rabbimden niyaz ederim.
İslam ümmetinin büyük bir bölümü, zulüm altında yaşam mücadelesi verirken, azımsanmayacak bir bölümü de, yoksulluk, açlık ve susuzlukla varlığını sürdürmeye çalışmaktadır. Bütün bunların yanında ahlaki yozlaşma da ayrı bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. İslam’ın nurunu söndürmeye dönük bütün bu zulüm, şeytani plan ve yıkımlar karşısında Müslümanların; “kurşunla kenetlenmiş gibi” saf oluşturmamaları, birbirlerinin aleyhinde uğraşılar içinde bulunmaları, dünyevileşme, fikren ve amelen yozlaşma gibi olumsuzluklar, Rabbimizin bize vadettiği yardımın ve zafer kapılarının açılmasını geciktirmektedir. İslam ümmeti olarak bu açmazdan kurtulmamız ve içinde bulunduğumuz durumu ıslah etmemiz gerekir. Genç erkek ve kızlarımız; Kur’an’ı ve Sünneti okuyup yaşayarak, dinimizin bu temel esaslarını rehber edinmeli, haram ve günaha götürecek en küçük vasıtalardan uzak durmalı, büyük bir azim ve kararlılıkla Rablerinin rızasını kazanmaya çalışmalıdırlar. Genç kardeşlerimizden, İslam düşmanlarının bizi yok etmeye yönelik maddi ve manevi tuzakları, oyunları ve hücumları karşısında uyanık olmalarını ve üzerlerine düşen İslami sorumlulukları yerine getirmede daha hassas davranmalarını istiyorum. Oyun ve hileler daha çok gençler üzerinde tezgâhlandığı için, genç kardeşler İslam’ı okuma, yaşama ve mücadele ile kâfirlerin oyunlarını bozmalıdırlar. Bunu başarırlarsa kendilerini, kardeşlerini, çevrelerini ve toplumlarını şeytan ve taraftarlarının şerrinden kurtarmış olurlar.
Kurban bayramının bize hediye edilmesine vesile olan İbrahim Aleyhisselam’ın evladını Rabbine kurban etmeye hazırlanışını, Hz. Hacer’in tâ en başından ‘bunu senden Rabbin mi istedi?’ diye gösterdiği iman kuvvetini ve İsmail Aleyhisselam’ın emre amade oluşunu; ailelerimizin her ortam ve şartta örnek almalarını, Rabbimizin emirlerini yerine getirmelerini, bu bilinç ve maneviyat ile yaşayıp hizmetlerini devam ettirmelerini istiyoruz.
İslami ölçüler içinde aile müessesini koruyarak, yeni yuvalar açmak için yolları ve vasıtaları kolaylaştırarak Rabbimizi, Peygamber efendimizi ve müminleri razı etmeye, şeytan ve dostlarının oyunlarını bozmaya çalışalım.
İslam coğrafyasının bir kısmında bebeklerin açlıktan can çekiştiği, bir tabak yemek alabilmek için izdihamların yaşandığı ve “açlıktan ölmek” ifadelerinin sıradanlaştığı günümüzde, ulus devlet yöneticilerinin emperyalist güçlerle işbirliği içinde Müslümanların kanlarını dökmek için uğraştıkları herkesin malumudur. İslam coğrafyasındaki yöneticilerin, Rablerine verecekleri hesabın muhasebesini yaparak mazlum Müslümanlara hatta bu durumda olan tüm insanlara yardım etmelerini temenni ediyoruz. İslam coğrafyasındaki idareciler yardım etmeseler bile İslami yapı ve fertlerden, bu güne kadar yaptıklarından daha fazlasını yapmalarını, en azından açlık tehlikesi ile karşı karşıya olan kardeşlerine yardımcı olmalarını ve katkı sunmalarını istiyoruz.
Kardeşlerimiz, imtihanın ağırlığı ve Müslümanların içine düşmüş oldukları sıkıntılı durum karşısında umutsuzluğa ve yılgınlığa düşmemelidirler. Mutlak güç ve kuvvet sahibi olan Allah (CC), bizim Rabbimiz ve sahibimizdir. Biz, O’nun ve Resulünün koyduğu ölçüler dâhilinde hareket eder ve üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirirsek, şeytan ve dostlarının hile ve tuzaklarını bozabiliriz.
Rabbim! Ayaklarımızı ve kalplerimizi dinin ve davan üzerine sabit kıl. Senin dinin için mücadele eden mümin kullarına vadettiğin zaferlerin kapılarını aç. Kendi katından ümmetin birliğini sağla, müminlerin gönüllerini birleştir, aralarındaki kin ve düşmanlığı gider. İslam düşmanlarını kahret, güçlerini dağıt, ordularını hezimete uğrat. Allah’a emanet olunuz.
Kardeşiniz Edip Gümüş |