Bismillahirrahmanirrahim
“Nice peygamberler vardı ki, beraberinde birçok Allah’a bağlı erler savaştılar. Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı gevşemediler, zafiyet göstermediler ve boyun eğmediler. Allah, sabredenleri sever.” (Al–i İmran: 146)
Şehid Rehberimizi Rahmetle Anıyoruz! Bugün 17 Ocak, Rehberimizin 18. şehadet yıldönümünü idrak etmekteyiz. Bu acı günde Şehid Rehberimizi rahmetle anıyor, rahmet–i ilahiye gark olmasını niyaz ediyoruz. Bu vesileyle başta şehit ailelerimiz olmak üzere, tutuklu, muhacir ve aileleri için Rabbimden sabır, sağlık ve selamette olmalarını diliyorum.
Şehadetin bir kayıp değil bilakis ilahi bir lütuf olduğunun idrakindeyiz. Şehitler, İslam davası için nasıl feda olunduğunu bize öğretip mutmain olarak Rablerine yürüdüler. Onların takipçileri olarak bizler de bu kutlu kervana katılmak için duaların en makbul olduğu zamanlarda Rabbimizden şehadeti arzulamaktayız.
“Kuşkusuz biz sana ağır bir söz vahyedeceğiz.“ (Müzemmil: 5) ayeti nazil olduğunda Resulullah aleyhissalatu vesselam; “Artık bana istirahat yoktur” demişti. Şehit Rehberimiz, Resulullah aleyhissalatu vesselamın sîretini iyi kavramış ve ondan ders almış biri olarak, cemaatin temellerini atıp inşa hareketine başlayınca o da istirahatin her türlüsünden uzak durmuş, gece gündüz demeden bu yapıyı güçlendirmeye çalışmıştır.
Bu cemaatin fertleri de Şehit Rehberleri gibi ataletten ve yılgınlıktan uzak bir duruş sergilemeli, onun azmini ve yorulma bilmez gayretini güçlü bir şekilde canlandırmalıdırlar.
Şehit Rehberimiz dünyaya asla meyletmedi ve arkasında cemaatinden başka dünyevi bir miras bırakmadı. İslam’a ve Müslümanlara hizmet aşkı kalbinin derinliklerine nüfuz etmiş, bütün meşguliyeti davası olmuştu. Kur’an–ı Kerim’den, Peygamber efendimizin sünnetinden, ashaptan, selefi salihinden ve de Şehit Rehberimizden şu dersi almışız ki; Müslümanlar ne zaman dünyaya meyletmiş ve dünya sevgisini Allah’ın, Resulünün ve İslam davasının önüne geçirmişlerse zayıf düşmüş ve düşmanların saldırılarına maruz kalmışlardır. Günümüzde dünyevileşme hastalığı neredeyse tüm Müslümanlara yayıldığı gibi maalesef kardeşlerimizde de bunun emareleri görülmektedir. Bu konuda birbirimizi kontrol etmeli, ikaz etmeli ve birbirimize hatırlatmalarda bulunmalıyız.
Müstekbir güçlerin İslam ümmeti üzerindeki şeytani hesapları dün olduğu gibi bugün de devam etmektedir. Allah’ın nurunu söndürmek için Müslümanlara yönelik katliamlar gerçekleştirilmektedir. Bütün bu olup bitenler karşısında Müslümanların İslami sorumluluklarını yerine getirmemeleri ve dünyaya meyletmeleri eksikliktir, kusurdur, hatta zillettir.
Şehit Rehberimiz ailesini, çocuklarını, arkadaşlarının ve bütün Müslümanların çocuklarını İslami bir ortamda büyütmek, Kur’an ve Sünnetle bilinçlendirip şekillendirmek için çırpınıp dururdu. Günümüzde Müslümanların çocuklarına ve ailelerine gerekli ihtimamı göstermediklerine de şahit oluyoruz. Hedefine Müslüman fert, Müslüman aile ve Müslüman toplumu koyan kardeşler ailelerini ve çocuklarını ihmal etmemeli, toplum içinde örnek bir aile olduklarını göstermelidirler. Bütün bacılarımız ve kardeşlerimiz bu anlamda birbirlerine yardımcı olmalı, dava arkadaşları ve eşleri ile beraber Rabbimizin huzuruna ak bir yüzle çıkma gayreti içinde olmalıdırlar.
Dünya küfür ve istikbarının hedeflerini boşa çıkarmak, şeytani planlarını boyunlarına dolayıp İslam’ın izzetini ve adaletini hâkim kılmak için; ataletin her türlüsünden kaçınıp tüm varlığımızla davamıza tutunmalıyız. Dünyayı davamız için feda etmeli, aile fertlerimizi İslam’a hizmet ortamında muhafaza etmenin gayreti içerisinde olmalıyız. Şehitlerimizin yolumuzu aydınlatan kandiller olduğunu, onlara imrendiğimizi ve bize emanet olarak bıraktıkları aziz davalarına layıkıyla sahip çıkma ahdine bağlı olduğumuzu bir daha ifade etmek istiyoruz.
Allah’a emanet olun.
Kardeşiniz Edip Gümüş |