Bismillahirrahmanirrahim
“Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: ‘Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin?’ dedi. O da cevaben: ‘Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun’ dedi.” (Saffat: 102
Başta şehit aileleri, tutuklular ve aileleri, muhacirler olmak üzere bütün bacı ve kardeşlerimizin ve de İslam ümmetinin bayramını tebrik ediyor, bu bayramın dünya ve ahiret kurtuluşumuza vesile olmasını Cenâb–ı Mevla’dan niyaz ediyorum.
Kurban’ın mana ve mefhumu içindeki şefkat ve merhameti iyi kavramakla beraber, kurbanın dini bir sembol olmasına sebebiyet veren olaya da dikkatlice bakmak ve üzerinde hassasiyetle durmak gerekiyor. Özellikle İslam ümmetinin bugün içinde bulunduğu vahim durum ve İslam düşmanlarının Müslümanlara ve İslam topraklarına en vahşice saldırdıkları bir dönemde bu konuya daha bir önemle eğilmemiz gerekir. Allah yolunda biricik evladını kurban vermeye karar veren İbrahim (aleyhisselam) ve Allah rızası için boynunu bıçağa dayama teslimiyetini gösteren İsmail (aleyhisselam)’ı daha iyi anlamaya ihtiyacımız vardır.
Diğer önemli bir husus, İslam ümmeti içerisinde görülen ciddi bazı sapmalara karşı İslami istikamet vurgusunun yapılması ve bu istikamete daha bir ciddiyetle sarılmanın zaruretidir. Bir taraftan İslam adına savaştığını iddia ederek düşünce, söylem ve pratikleri ile haddi aşanlar, diğer taraftan hizmet ve cihad sorumlulukları yokmuş gibi dünyada olup bitenlere karşı duyarsız kalan ve ruhsuz bir görüntü sergileyenler… Bu manzara karşısında, İslami istikamete bütün varlıklarıyla sarılmaya çalışan Müslümanların, bir taraftan İslami tebliğ ve davet sorumluluğunu yerine getirmeye çalışırken, diğer taraftan İslami eğitime önem vererek cehaletle mücadele etmeleri gerekmektedir.
Çeyrek asırdan fazla olan mücadele sürecinde kendini ispat etmiş, birçok zoru başarmış ve mücadelesini şehadet, zindan ve muhaceret ile yoğurmuş bir cemaate sahibiz. Mücadele tarihinde elde ettiğimiz tecrübe, birikim ve kazanımlarımızdan iyi istifade etmemiz, bunları iyi işlememiz ve iyi aktarmamız gerekir ki yeni nesil, cemaatimizin çizgisini iyi kavrasın ve cemaat istikametinden çıkıp saplantıya düşmesin.
İnsanlarımızı ifrat ve tefrit içinde olan oluşumların zararlarından korumak gerektiği gibi emperyalist kâfirlerin oyunlarına, tezgâhlarına ve onların hizmetkârı olan oluşumlara karşı İslami duruşumuzu da muhafaza etmek zorundayız. Mevcut zulüm ve küfür güçlerine karşı daha ciddi hazırlık yapıp, düzenli, kesintisiz ve programlı bir şekilde hareket etmeliyiz. Dolayısıyla görev büyük, sorumluluk ağırdır. Allah korusun, küçük bir yanlışlık, ihmalkârlık ve duygusallık büyük felaketlere sebebiyet verebilir. Kardeşlerimizden, kurtuluşumuz için Rabbimize yalvarıp yakarmak suretiyle dua etmelerini talep ediyorum.
Rabbimizden gönüllerimizi İman, İslam, takva ve ihsan üzerine birleştirmesini, kardeşler olmamızı sağlayıp aramızdaki kin ve nefreti kaldırmasını ve Kurban Bayramı’nın ümmet için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Kardeşiniz Edip Gümüş |