PKK ile çatışmalarımızda onları güçlendirdiğimizi iddia etmek kadar saçma bir iddia olamaz. Resmi ideolojinin Kürtler için geliştirdiği; 'yüksek dağlarda yaşayan Türkler, buzlaşmış kar üstünde yürürken çıkardıkları 'kart-kurt' sesinden dolayı 'Kürt' olarak adlandırılmışlardır" şeklindeki saçma-sapan iddiası gibi, bu iddiayla da bir süre kendinizi avutup kandırabilirsiniz, ama sadece kendiniz kanarsınız. Bölge halkından tek bir insanı inandıramazsınız. Tıpkı kendilerinin 'Dağ Türkleri' olduklarına inanmadıkları gibi... 11-Sayfa 21'de "İlim ve Menzil Gruplarının oluşumu" başlığı altında şöyle denilmiştir: "1979-1980 pıtlarında çeşitli illerimizde dinî yayınların satıldığı kitapevlerinde, radikal dinî görüşlere sahip kesimlerin bir araya geldikleri ve fikir alışverişlerinde bulundukları gözlenmiştir. Bu çerçevede "Diyarbakır İlindeki İlk toparlanma, Vahdet Kitapevi çevresinde olmuştur. Abdulvahap EKİNCİ'ye ait bu kitapevindeki faaliyetlere sonradan kendi kitapevleri ve gruplarını kuracak olan Fidan GÜNGÖR ve Hüseyin VELİOĞLU da katılmıştır. Zaman içerisinde Vahdet Kitapevi çevresindeki oluşumdan kopmalar başlamıştır. İlk olarak 1981 yılında Fidan GÜNGÖR, Menzil Kitapevi'ni kurmuştur. Menzil Kitapevi'nin kuruluşu İle birlikte Vahdet Kitapevi çevresindeki kopmalar hızlanmıştır. Fidan GÜNGÖR'ün bu yapılanmadan ayrılarak neden kendi kitapevini kurduğuna ilişkin ayrıntılı bilgi bulunmamakla birlikte, meselenin düşünce farklılıklarına dayandırılan liderlik meselesinden kaynaklandığı tahmin edilmektedir. 1982 yılında Hüseyin VELİOĞLU da Vahdet Kitapevi çevresindeki yapılanmadan ayrılarak İlim Kitapevi'ni kurmuştur. Bir iddiaya göre, Hüseyin VELİOĞLU'nun Vahdet Kitapevi'nden ayrılma nedeni olarak, Abdulvahap EKİNCİ'nin, Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın belli dönem liderliğini yapan Seyyid Kutup'un kaleme aldığı "Fî Zilali'l-Kur'an" (Kur'anın Gölgesinde) isimli esere saygısızlık etmesi gösterilmektedir." Hizbullah davalarının iddia, mütalaa ve gerekçeli kararlarına yansıyan ifadelerin tümü, masa başında, ezbere bilgilerle hazırlanan yalan ve yanlışlarla dolu metinlerdir. Cafcaflı kelimeler ve büyük laflarla hazırlanan, ancak içerik açısından çok sığ, bakış açısı dar, İdeolojik arka plana dayalı bu metinler, olduğu gibi her dosyanın iddianame ve gerekçeli kararlarına kopyalanıp yapıştırılmıştır. Yukarıda alıntıladığım bu iddia da kopyalanıp yapıştırılan şablon iddialardan bir tanesidir. Bu iddiaya birkaç yanlışlık ve çelişki demiyorum, bilakis baştan sona yanlış ve yalandır diyorum. Bunun yalan ve yanlış olduğu, çok küçük bir araştırmayla bile ortaya çıkacak kadar belirgin iken, Hizbullah davalarına bakan savcı ve hakimler ile sözüm ona bazı terör uzmanı ve stratejistler aynı kaynağa dayanıp yanlışı devam ettiriyorlar. Hatta TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu da bu bilgileri aynen kendi raporlarına ekleyerek yanlışlıklar silsilesine katkıda bulunmuşlardır. Mademki hiçbir araştırma yapılmadan aynı yanlışa devam ediliyor, o halde biz bu iddianın yanlışlığını, mantıksızlığını, olanaksızlığını akıl sahiplerine göstermek ve araştırmacı ruha sahip olanların kafalarına soru işareti takarak gerçeği araştırmaya sevk etmek için yukarıdaki iddiayı irdeleyelim. Şöyle ki; -İlim ve Menzil Kitapevlerinin Abdulvahap Ekinci'ye ait Vahdet Kitapevinden koptuğu söyleniyor. Bu iddiayı ortaya atanlar, zahmet edip de kitapevlerinin kurulduğu yıllara bakmış olsalardı, kendi yalanlarına kendileri de güleceklerdi. Çünkü Vahdet Kitapevi 1986'da kurulmuş. İlim Kitapevi 1982'de, Menzil Kitapevi ise 1980 öncesinde açılmıştır. Bunun ispatı gayet kolaydır. Eğer Maliye'nin kayıtlarına girilip vergi tarihleri incelenirse, bu durum net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla arada dört yıllık bir kuruluş önceliği bulunan bir kitapevinin, dört yıl sonrasında açılmış olan bir kitapevi çevresinden kopma sonucuna bağlanamayacağı açıktır. -Kitapevleri çevresinde toparlanmanın olduğu iddia edilen tarihlerde, Rehberimiz Hüseyin Velioğlu 28 yaşlarında, Abdulvahap Ekinci ise 18-19 yaşlarında bulunmakta idi. 28 yaşlarındaki bir insanın, daha lise çağlarında bulunan bir gence tabi olup ondan etkilenmesi, aklen sakat bir iddiadır. 29/99 |