hakta yardımlaşır. Çevresindeki her şey direnip itiraz ettiği için şer ve batıl büyük zorluklar ve meşakkatlerle karşılaşır, bu yüzden de gelişip kök salamaz. İşte bütün bunlardan dolayı, her Müslüman ferdin kendisini ve ailesini zamanın fitnelerinden, kötülüklerinden, şerlerinden, gayri İslamî yaşantısından koruyabilmesi için Kur'an ve Sünneti esas alan ve Allah'ın emirleri doğrultusunda faaliyet yürüten böyle bir cemaate tabi olması zorunludur. Aynı zamanda bir Müslüman'ın İslamî bir hayat yaşarken karşılaşacağı zorluk ve engellerden, horlanma ve hakaretlerden, baskı ve zulümlerden korunması ve izzetini, şerefini ve onurunu muhafaza etmesi için de yukarıda vasıfları yerilen bir Cemaate tabi olması gereklidir. Günümüzde bir Müslüman'ın yâlnız başına İslamî düşüncesini hayata geçirmesi, İslam'a göre yaşaması veya İslamî şahsiyetini koruması neredeyse imkânsızdır. Gayri İslamî bir hayatın hüküm sürdüğü, ahlaksızlığın ayyuka çıktığı, çirkefliğin, hayâsızlığın, açık-saçıklığın sıradan bir hal aldığı günümüzde, bir Müslüman'ın imanını ve İslamî ahlakını tek başına muhafaza etmesi çok zordur. Her Müslüman için günümüzün bütün ahlaksızlık ve çirkefliğine karşı otokontrolünü sağlayacağı, imanını muhafaza edeceği, İslamî yaşantısını rahatlıkla yerine getirebileceği, kendisini geliştirip eksiklerini tamamlayabileceği, kendisini koruyup kollayacağı, içinde bulunmaktan dolayı güven duyabileceği, gerek duyduğunda yardım alabileceği bir yapıya ihtiyacı vardır. Bu yapı, bir Müslüman için elbette Kur'an ve Sünneti esas alan, İslam kardeşliği çerçevesinde şekillenen İslamî bir cemaat olmalıdır. Özellikle Türkiye gibi irtica adı altında İslam'a her türlü saldırının yapıldığı bir ülkede yaşayan Müslümanların bir araya gelerek kaynaşması ve cemaatleşmesi, yukarıda delilleriyle izah edildiği gibi, dini bir zorunluluktur. İslam'a ve Müslümanlara hizmet maksadıyla teşkilatlanmak her Müslüman için günümüzde bir zaruret halini almıştır. Aksi halde hiçbir Müslüman, kendi başına Allah'ın kendisine biçtiği rolü hakkıyla yerine getiremeyecek ve O'nun dinini rahat bir şekilde yaşayamayacaktır. Bu durum, onun dünyada gayri İslamî bir hayatın ağırlığı altında ezilip mutsuzluğa düşmesine, ahirette ise hüsrana uğramasına neden olacaktır. Bütün Müslümanların kendilerini böylesi bir sonuçtan korumaları, hem dünyada ve hem de ahirette mutlu, mesut ve Allah'ın rızasına erişmiş bir şekilde yaşamaları için bir cemaate tabi olmaları gerekmektedir, Hizbullah Cemaati, Müslümanların ihtiyaç ve taleplerine cevap vermek için ve cemaatleşmenin dini bir yükümlülük olduğu gerçeğinin kendisine yüklediği sorumluluktan dolayı kurulmuş, Kur'an ve Sünneti esas alan, İslamî bir cemaattir. 11/99 |