LAİK FURYANIN TEK TARAFLI İMHA SAVAŞLARI Yüce Allah’ın sevdiği ve istediği şekil üzere Zat-ı Akdes-i ne hamd-u senalar olsun. Kâinat Efendisi, beşeriyet hidayetçisi, hak ve batıl ayırtçısı Hazreti Muhammed’e, Güzide Âline, Örnek Eshab-ı na ve Kıyamet’e kadar Etba-ı na Salâtlar ve selamlar olsun. 17 Ocağa bir daha gelmiş bulunuyoruz. 17 Ocak denilince birçoğumuzun hemen aklına, Kerbela faciasını andıran; Hüseyni bir direniş, diriliş, tek taraflı (Laik Kemalist Devlet, Laik Kartel Medyasının ve kalemlerinden kin ve düşmanlık kokan kalemşorların başlattığı) top yekûn bir imha furyası, bir daha filizlenmemek-canlanmamak üzere yok etme savaşı, sindirme, ve iftiralar kampanyası gelir. Hizbullah Cemaatinin lideri ve Rehberi Hüseyin Velioğlu, mazlum Kürdistan bölgesinin bağrında yetiştirdiği nadide Rehberlerden biriydi. O, dava arkadaşlarıyla beraber Hizbullahi bir dava misyonunu ve ideolojisini benimsediler. Evet, Peygamber-i bir miras Eshab-ı Kiram-ın davası… Birçoğunuzun bildiği üzere, Laik Kemalist Devleti kuruluşundan günümüze kadar özelde Doğu ve Güney Doğu bölgelerinde, genelde ise bütün Türkiye topraklarında İslam ve Müslümanları kendi bekası için ana düşman, birinci tehdit ve tehlike görerek, soykırıma varacak derecede (tek taraflı) bir imha savaşını ve politikasını sürdürmüştür. Hemen Cumhuriyetin ilk yıllarında, bölgelerimizde yakılan birçok köy, bunun sonucunda evsiz barksız bırakılan nice mazlum insan, vahşi Sırpların katliamlarını aratmayacak birçok toplu katliamlar, darağacına çekilen bölgenin en şahsiyetli insanları ve âlimleri ve daha neler neler… Yapılan bunca zulüm, hala bölge insanının hafızalarında canlılığını korumaktadır. Şehid Hüseyin Velioğlu şahsında Hizbullah cemaatini imha etme çabaları da, ne Devlet terörün ilkiydi nede sonuncusu olacaktır. Şüphesiz birçok zaman böyle Firavuni zulümler sonucu yetişir Musavari nice Hüseyinler, kahraman Liderler… İşte böyle zalime dur deyip, gasp edilmiş olan mazlumun hakkını, çiğnenmiş dinini ve haremini, acımasız zalimin elinden almak için Hüseyin ve dava arkadaşları, daima düşmanlık zehrini akıtanlar tarafından kara propagandayla hedef seçilen Hizbullah cemaatini kurdular. Ardından 17 Ocak 2000 gününe kadar bütün zorluklara ve baskılara karşı göğüs gererek İslami hizmetlerini sürdürdüler. 17 Ocak günü kaldığı eve yapılan acımasız ve vahşi saldırı sonucu kendisi şehid olup şehidler kervanına katılırken, O gün yanında bulunan candan iki dava arkadaşı Kemalist güçleri tarafından yakalanarak gözaltına alındalar. Şüphesi olanlara bir kez daha ilan ediyorum ki, bu kutsal olan ilahi dava yüce Allah taraftarları(Hizbullah-i kahramanlar) tarafından omuzlanmakta olup düşmanlık eden ve kin besleyenlerin kin ve düşmanlıkları kursaklarında kalacaktır. Bu güruha tavsiyem; İslam ve Müslümanlara olan düşmanlığınızdan vazgeçiniz ve Allah’a dönerek tövbe ediniz. Yoksa şüpheniz olmasın ki, dünyadaki ve ahretteki akıbetiniz eski Mekkeli müfterilerin, hayalperest ve putperestlerin akıbeti gibi olacaktır. Galiba inanmadınız değil mi? Onlar da inanmamışlardı. Öyleyse Kur’an’ın tabirini dinleyelim; “bekleyiniz, biz de sizinle beklemekteyiz.” Sonucu ya bu dünyada ya ahrette beraber göreceğiz, inşallah. 17 Ocak günü Şehid Rehber’in şehadet yıldönümü münasebetiyle; onun ve şehid olan dava arkadaşlarının şehadetlerini en üstün şehadet mertebelerinde kabul olması için en içten dileklerimle yüce Allah’tan diler, tüm İslam Ümmeti için nice hayır ve bereketlere vesile olsun diyorum. Ruhları şad olsun. Bu vesileyle Dünya çapında İ’layı Kelimetullah uğruna şehid olmuş bütün İslam şehidlerinin şehadetlerini tebrik ederek, aileleri ve dava arkadaşları için de sabır, direniş ve diriliş şuuruyla yaşam sürdürmelerini dilerim. Yeri gelmişken değinmeden geçemeyeceğim: 17 Ocak 2000’de şehid Rehberin şehadeti sırasında tutuklanıp 11 yıl aradan sonra bir kısım dava arkadaşlarıyla birlikte tahliye olan İslami direniş ve mücadele kahramanlarına selamlarımı ve hürmetlerimi bildirir, çektikleri bunca eziyet ve zahmetin kendileri için kefaret olmasını yüce Allah’tan dilerim. Varsın çatlasın düşmanlık eden düşmanınız, incinsin inciteniniz, acı çeksin acı çektireniniz, hazımsızlığında ve kıskançlığında erisin kıskananınız, diyorum. Allah (cc) yar ve yardımcınız olsun. Vesselam. ABDULLAH ENES |