İçinde bulunduğumuz yüzyıla batı dünyası milenyum adını koymuştu, lakin yanılmışlar, göründüğü kadarıyla en kısa sürede isim değişikliğine gideceğe benziyorlar. Zannımca bu yüzyıl “ÇADIR” asrı diye tarih kitaplarına geçecek gibi. Neden mi? Mısır’ın “El Tâhrir” meydanında kurulan çadırlar; özgürlük, hürriyet ve adalet sloganlarıyla Hüsnü Mübarek’i yerle bir etti. Emperyalist, kapitalist ve diktatör devletlerden hiç birinin beklemediği bu hadise dünya insanları için de yeni bir kıyam, başkaldırı metodu oluverdi. Tunus’un akabinde Mısır, Libya, Bahreyn derken Yemen ve Suriye bu kutlu çadır kıyamlarının nefesi ve soluğu oldu. İşgüzar emperyal devletler beklenmedik bu olay karşısında karizmayı çizdirmemek için, beklenilen, kontrolümüzde ve desteklediğimiz hareketlerdir demeye başladılar. Amma! nereden bileceklerdi ki, bu Çadır kıyamları kukla yönetimlerin ardından onların meydanlarında da kurulacak... Zeynelabidin, Mubarek,Kaddafi derken... Çadırlar , Amerika da Washington, Newyork, Boston,İsrail, Yunanistan, İngiltere, İspanya, Avusturalya, Portekiz, Hollanda, Almanya ve bir günde dünyanın bin şehrinde “Wall Street” zihniyetine, azgınlara, ezenlere, alınteri ve özgürlük düşmanlarına karşı global bir kıyam hareketi oldu. Hatırlarsınız Kaddafi, özgürlük çağrıcılarına “Bunlar bir avuç faredirler” demişti. Oysaki 40 yılı aşkın zülm ve sitem sonucu damlalar bir araya gelmiş ve koca bir tusunami dalgasını oluşturmuştu. Hakeza Amerikan kapital gücün sözcülerinden biri de Wall Street sömürüsüne başkaldıranlar için tıpkı Kaddafi gibi “Bunlar bir avuç sokak serserisi” terimini kullanmıştı. Ve televizyonlara Kaddafinin kanlar içindeki görüntüleri ve cesedi düştü... Diyorum acaba Kaddafinin deyimiyle bir avuç fare’nin ona yaptığını, bir avuç sokak serserisi de Amerika imparatorluğunun sonunu getirir mi? Holywood filmlerinde her zaman bekledikleri gökyüzünden gelecek olan uzaylılar veya büyük doğa felaketleriyle değil, tıpkı Nemrut’u kibrinden ve azgınlığından dolayı topal sivrisinekle cezalandıran, Amerikayı da yırtık çadırlarla yerle bir etmesin mi? Olur mu olur hani... Tağutun zindanlarında 18.yıllarını dolduran aziz kardeşlerim Şahin Yapıcı, Muhammed Zeki İnal, Mahsum Nazlı, Muhammed Duman, Abdulgaffur Batmaz, İskender Tutar, Sıddık Kurt, Sedat Şeran, Ramazan Elaltuntaş, Seyfettin Kınay, Naşit Tutar, Asım Güneş ve Kasım Erkan başta olmak üzere tüm Yusufilere Allah katından en kısa sürede hayrlı bir kapının açılmasını ve Güzide ailelerine sabırların en güzelini Yüce Mevladan diliyorum. HAYAT VE HÜRRİYETİN GERÇEK SAHİPLERİNE SELAM OLSUN ORHAN YAPICI |