Siz azizleri ihsanı ve lutfuyla, hicret diyarına getirip medine’nin gülleri Mus’ablara kavuşturan; Xalıkézülcelal’ahamdu senalar olsun. Sizin selamette olduğunuzun haberini getirten herşeyden haberdar olan Xébir Rabbimize hamdu sena olsun. Biz acizleri bu haberle sevindiren ve müjdeleyen Beşir olan Rabbimize hamdu senalar olsun. Hiçbir kulunu darda bırakmayan bütün kullarından haberdar olan herşeyi gören ve duyan, mü’minleri rahmeti ile kuşatıp muhafaza eden, küfrün oyununu bozan, tuzak kuranlara karşı tuzağı en hayırlı olan Rabbimize hamdu senalar olsun. Siz azizleri, tufanlardan Nuh misali, kurtaran Allah’a ne kadar şükür etsek azdır. Nasıl ki, Allah Nuh kısasında olduğu gibi Nuh ve yarenlerini tufandan İslamiyet gemisi ile kurtardı, öyle bir gemi ki, ne bir dömeni, ne bir rotası, nebir kaptanı ve ne bir lengeri olan bir gemi idi. Rahman kurtuluş gemisine bindirdiği bu muvahhidleri, tevekkül ve ihlas ile o azgın dalgalardan kurtarıp rahmet sahiline ulaştırdı. Onlarla birlikte ümmeti kurtardı. Yazmış olduğunuz mektubu okudum. Orada şehid aileleri ve çocukları ile görüşüp hasret gidermek isteğinizi okudum. Bakın Allah’ın işine memleketten çıkan bir çokhicretli aileler ve onların çocukları var, inşallah onlarla görüşmeyi Allah nasip eder. Bir bilseniz size hasret, size aşık gözleri yollarda ne kardeşleriniz var. Mektubunuzun başka bir bölümünde cezaevindeki kardeşlere seslenmiştiniz. Biz bu garipler yurdunda, sizler orada kaldığınız müddetçe onlara imrenip ah çekerek bir selamınıza hasret, bir fotoğrafınıza müştaktık. Onlar sizlerden on yıl boyunca yeterince istifade ettiler, inşallah istifade etme sırası hicret diyarındaki kardeşlere de gelir bir gün. Selam ve Dua ile... HİCRETLİ MUHACİR |