Ashabtan biri Hz. Ömer’i önce ağlayarak sonra gülerek görünce meraklanıp sorar. Ya Ömer hayırdır az önce ağlıyordun, birden gülmeye başladın der. Hz. Ömer ağlama sebebi olarak, kız çocuğumu diri diri toprağa gömmek için çukur kazıyordum, o esnada sakalıma toprak bulaşmıştı, gömeceğim kızım o küçük elleriyle benim sakalımdaki toprağı temizledi, ben onun için neler düşünürken, o benim için neler düşünmüştü. Oysa ben onu diri diri gömdüm bu sebeple ağlıyordum dedi. Ve akabinde devam etti. Biz yolculuğa çıkmadan önce helvadan putlar yapardık, yolda ona tapınır dururduk, açıktığımız zamanda oturur onları bir güzel yerdik bunu da hatırlayınca güldüm dedi. Takriben bundan 1450 yıl önce yaşanmış gerçektende tüyleri ürperten ve duyguları firaka getiren bununla birlikte ikinci hadiseyse insanları gülmekten karınlarını çatlatan bir hadise... Hayırdır Orhan kardeş bunu neden anlattın hani Müslümanların gündeminde başka şeyler var diye bilirsiniz. Biraz sabr edin bakın işin ucu nerelere dayanıyor. İslam’a ve Müslümanlara gerici, yobaz diyenler ki, başta Türkiyedeki bu kârt-el medya ve fosilleşmiş dinazor kemalistler. Hz. Ömer’in cahiliye devrinde pişmanlıkla dövünerek anlatmış olduğu olayları ha bire hergün medeniyet, demokrasi adı altında yapıyorlar. Yani kızlarımızı okullara almamakla, onları tecrit etmekle, basın ve medyada bir suçlu gibi lanse etmekle adeta kızlarımızı diri diri toprağa gömmek istiyorlar. Ayrıca kendi kurmuş oldukları, allayıp balladıkları, hayran kurban oldukları, canım cicim dedikleri, dünya ve ahiretlerini üzerine bina ettikleri kanun ve yasalarını, yani ilahlarını bir gün övüp bir gün yermeleri, bir gün secde etmeleri, akabinde 70 milyonun gözleri önünde hakaret etmeleri... Kendilerinin kurmuş olduğu, yürürlüğe koymuş olduğu kanun ve yasaları 10 yıldan fazla bir süredir Hizbullah ana davasında yargılanan Müslüman kardeşlerimize tahliye kapısı açınca ilahlarını yemeye başladılar. Hep bir ağızdan, kendilerinin deyimiyle, mahalle baskısı kurup, eksen kaymasının peşine düştüler. Aman Allah’ım bu ne densizlik, bu ne edepsizlik, bu ne karektersizlik, bu dönmelerde ülkemin köşe başlarını tutmuşlar, kurtlar kuzu postuna bürünmüşler, Dokuz kişiye bir pul, bir kişe dokuz bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa... Yalnız taktir ettiğim bir noktaları solcusundan-sağcısına hep bir ağızdan tek bir ses çıkarmalarıdır. Bu da “küfür tek bir millettir” hadisinin tevilidir. Fakat bunun yanında artık Müslüman kardeşlerimizin de bizleri savunma, haklarımızı arama noktasında destek çıkma, mazlumiyetimizi dile getirme noktasında ekranlarını ve sayfalarını bize açma zamanı gelmedi mi? Müslüman kardeşliğinin en güzel örneğini, bu salya akıtanlara göstermenin zamanı gelmedi mi dersiniz? Kinlerinden salya akıtanlara son süzümü söylüyorum “sol- sol- sol sağ sol” yürü anca gidersin... nereye mi? Dinazor çöplüğüne.... ************************************************************* Tuğyanın zindanlarında 16. yılını dolduran aziz kardeşim İskender Tutar , Muhammed Duman, Sıddık Kurt ve Mahsum Nazlı başta olmak üzere tüm Yusufilere ve Güzide ailelerine sabırların en güzelini Yüce Mevladan diliyorum. Hayat ve Hürriyetin Gerçek Sahiplerine Selam Olsun Orhan YAPICI
|