Kudret ve azametine layık hamd, muvahhid kullarını karanlıklardan aydınlığa çıkaran Yüce Mevlamıza mahsustur. Selat ve selam kötülüklerin ortadan kaldırıcısı ve alemlere rahmet olarak gönderilen, kılıç ve merhamet Peygamberi Hz.Muhammed Mustafa’ya aline ve ashabına olsun. Selam; Onun yolunda giderken, Hamzaca çarpışarak, Hubeybce direnerek mazlumane şehid olan Aziz şehitlerimize, hasseten Şehid Rehbere ve Aziz Şehid Selahaddine olsun. Malumunuz olduğu üzere Türkiye’deki gündem; Allah’ın irade etmesiyle (ki, o dilemese bir yaprak bile ağaçtan düşmez) Hizbullah sanıklarının tahliye edilmesidir. 17 ocak 2000 döneminde rolü gereği Hizbullahi müslümanlara iftiralar atarak karalamaya çalışan laik ve Kemalist kartel medyası, bugün ocak 2011’de yine bir avuç Hizbullah sanığının tahliye olmasıyla fırtınalar koparma peşindedir. Onlar, islama ve müslamanlara olan düşmanlıklarının gereğini yapmaktadırlar. Bu nedenle onlarla ilgili bir şey söylemeye bile gerek yok. Eğer söyleyeceğimiz bir şey varsa oda, islama hizmette daha fazla gayret ederek söyleyelim. Bu İslam ve Kur’an düşmanlarının bu tahliyeleri gündemde çok tutmaktaki birinci amaçları; Hizbullahi Müslümanları, Müslüman olan halkımızın gözünde karalamak ve dolayısıyla halkı onlardan uzaklaştırmaya çalışmak, ikincisi de Müslümanların moralini bozmaktır. Dolayısıyla onların bu pis emellerine ve hedeflerine ulaşmamaları için, söylediklerine ve yazdıklarına hiç kulak asmayarak, onların bu şeytani vesveselerini de takmayarak Allah’ın lütfü ve ikramı olan bu haklı sevincimizin keyfini çıkaralım. Niye sevinmeyelim? Vallahi bu muvahhidlerin tahliyelerine sevinip halaylar çekmek her mü’min ve müslümanın doğal hakkıdır. Hele hele onlarla omuz omuza verip zulme ve zalime karşı mücadele eden kardeşlerinin “Allah’ın bir ikramı” olarak görüp sevinmelerinden daha doğal bir şey olamaz. Ben şahsım olarak altı ay boyunca en vahşi ve zalimane işkencelerden geçirdikleri ağabeylerimizin sağ olarak deccalın cehenneminden kurtulacağına inanmıyordum. Bugün Allah’ın bir lütfü olarak tahliyelerini görmemiz, birisine babanız veya annenizin ölüm haberi verilmiş ve daha sonra onların sağ salim olduğu haberi verildiğinde insan ne kadar seviniyorsa o kadar sevindik. Ömrün boyunca iki kez bir kuş olup iki yerde olmak istemişimdir. Birincisi Şehid Rehber şehid edildiği gün, ki o zaman cezaevinde dört duvarlar arasındaydım… ikincisi de bu ağabeylerimiz tahliye olunca onları sevinç gösterileri içinde karşılayan muvahhidlerin içinde olmayı. Birincisinde elim kolum bağlı, ikincisinde de onlardan çok uzaklarda garip bir muhaceret hayatını yaşıyorum. Hani derler ya kalp kalbe bakar, herhalde bizim kalbimizde sürekli bu kardeşlerimiz ile olduğundan olacak ki, Rabbim onları kendi kudretiyle oradan çıkaracağını rüyalarımızda bizlere göstermektedir. Yani kısacısı demek istediğim bırakın onlar kinlerini kussunlar, bizler yolumuza devam edelim. Bu vesileyle tahliye olan Ağabeylerimize selam eder hasret ve muhabbetle kucaklarım. Allah onların ve bizlerin yar ve yardımcısı olsun. Kayıp olan sevgiliyle görüşmek ne kadar büyük bir saadettir Kurak çöllere yağan rahmet yağmuru gibidir… H.AHMET ÇELİK |