Zindan!
ey zindan ey hasret gülü
Bir tohumsun avuçlarda
Ranza köşelerinde dostça muhabbetler,sıcacık
Perdeler çekilir uyku zamanı
Okyanus ötesi derin duygular süzülür her gece
çiğnenir,yutulur ve kimse duymaz sesini
Ve!
Azar azar ağlamaklı olur
Islanır kirpikler gözyaşı gizlenir dostlardan
Ağrı kesici bile dindirmez bu özgürlük ağrısını
Zindanın bağrında kenetlenir bu saz telleri
Hep aynı şarkı bir telden
Kıpırdanır gönüller bi hoş olur zindan’ın bağrında
Derinliklerde yaşama koşar
Beton çatlar, zindan özünde filizlenmiş bir tohumdur
Zindan!
Özünde vefalı bir dost, dost söyler acı söyler
Su gibi çakıl taşlarını barındıran hiç durmadan, sıkılmadan
Açan çiçek olup yeşeren goncalar
Kendi özünde ahd-e vefalı dost
Bazen Nuh,un tufanları olur!
Göz kırpan dostlar yeni bir gemide buluşur
Ama hep aynı gemi aynı tufanlar
Ve gemiler hazırlanır liman kıyısın da
Bir ayrılık çöker ama şekercesine acıtmaz
Ah zindan!
Soguk bir kat kütleside olsan üşütmuyorsun
Yaşam bu işte kardeşcesine,dostane
Eskiden kalanlar mış meğer saklı sevgiler de
Masumca insanca sevmek
Razı olunur hayata,güler geçer hiç acıtmadan,
Umut verir yarınlara,küsmeden
Yarınlar şekil alır şair ızdırap çeker bu sanata
Şair!
Hürriyet delisi...
Islık çalıyor gardiyan duymuyor, nizamiye asker dolu, nöbette...
Şair şiir olur, ağlar... duyan yok, şiir kan olur
Acılar mezara gömülür, gizlenir, anlaşılmaz
Hayat unutulur şair şarkı söyler gökyüzüne sır olur
Bir bulut gibi iner yağmur gözyaşları sel olur
Kuş olup uçmak der ebediyete sonsuzluğa
Zindan!
ey zindan ey hasret gülü
Kartal bakışlar mazgalda birleşir, geçme gardiyan önümden
Figan dolu ahıma bakma serserice! umutlarım tükenmedi
Sessizliğime aldanma, gömülürüm yine korkmam senden
Dün gece!.. Hic uyumadım dostum..Yağmur yağdı ıslandı pencerem
Sessiz bir film oynuyordu. Film değil miş meger... Film ötesi özgürlük sesi!..
Yunus Çınar |