Bismillahirrahmanirrahim
Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a, salât ve selam Resuli Zişan Hz. Muhammed Mustafa (as)´a, pak âline ve ashabına, hassaten Kerbela Şehidi, şehitler serveri Hz. Hüseyin’e, onun yolunu ve şiarını devam ettiren tüm aziz İslam şehitlerine olsun ve yine Allah’ın salât ve selamı siz değerli dinleyicilerin üzerine olsun.
Allah Azze ve Celle bu mübarek üç ayları, içinde barındırdığı özel geceleri, hassaten el-an içinde bulunduğumuz bu Regaip gecesini, özelde bizlerin, genelde tüm İslam âleminin hayırlarına vesile kılmasını temenni ediyoruz.
Bununla beraber, Rabbimiz bizlere, böyle feyzi ve bereketi bol olan gün ve gecelerden, hakkıyla istifade edip, gereği gibi ibadet ve dua ederek hakiki manada temizlenen ve arınan kullarından eylesin.
Bu mübarek gecede ihya etmek temennisinde olduğumuz esas konu Regaip kandili olmakla beraber, aynı zamanda, aynı tarihe mukabil etmesi hasebiyle hatırlamakla, anmak ve yâd etmekle yükümlü olduğumuz, hatta bir nevi vazifeli olduğumuz bir konu daha var ki, oda bundan 17 yıl önce Silvan’ın Yolaç köyünde, Susa camisinde yatsı vaktinde namazı eda etmekte olan Müslümanlar, asker kılığına bürünmüş bir gurup PKK militanı tarafından mescidin hürmeti ayaklar altında çiğnenerek, Müslümanlar duvara dizdirilip elleri bağlandıktan sonra üzerlerine kurşun yağdırılıp, savunmasız ve mazlum bir şekilde katledilmişlerdir.
Bu yürek dağlayan hadisede 10 Müslüman şehit olup, Rablerine kavuşurken, 4 Müslüman da ağır yaralı olarak kurtulmuştur. Olaydan yaralı olarak kurtulanlardan alınan ifadeye göre “Yatsı namazını henüz kılmıştık ki, dışardan garip sesler geldiğini işittik ve Hüseyin dışarı çıkıp etrafı kolaçan ettikten sonra içeri gelerek dedi ki; Allah hayretsin, bir gurup asker caminin etrafını sarıyor. Bu saatte bu şekilde gelmeleri hiçte normal değil. Ancak gelsinler bakalım, anlarız şimdi niyetlerini.
Arkadaşlar bizler Müslüman’ız ve bizim Allah’tan başka hiç kimseden korkumuz yoktur. Sakin olun ve zorluk çıkarmayın, bırakın işlerini görüp gitsinler.
Tam bu sırada kapı tekmelendi ve içeri asker kılığındaki o nasipsizler doluştu. Komutanları olan şahıs “herkes duvara yaslanıp ellerini havaya kaldırsın. Hakkınızda arama emri var, arama yapacağız”
Hüseyin “Neden evlerimiz dururken bizi camide arıyorsunuz, hem burası ibadet yeridir, burada namaz kılınıyor. Buraya böyle ayak basarak giremezsiniz. Sizin hiç mi Allah’tan korkunuz yok?
Normal şartlarda hepsinin titreyip yalvarması gerekirken, Hüseynin böyle korkusuzca karşılık vermesi, onları iyice çileden çıkartıp gerçek yüzlerini ortaya çıkardır.
“Allah’mı! Hani Allah! Hadi çağırın gelsin de sizi elimden kurtarsın. Biz size burada İslami faaliyet yapmayacaksınız demedik mi? Buraların sahibi de biziz, Allah’ı da biziz (hâşâ). Ya bize boyun eğersiniz, ya bu diyarı terk edersiniz, yâda geberip gidersiniz. “Asker! Diye bağırdı! (Hüseyini işaret ederek) şunu ayırın, diğerleri de anlarsınız deyince, Hüseyin “Allah’u Ekber. Teslim olmayın, bunlar dinsiz kâfirlerdir, diye haykırdı”
Kurşun sesleri ile Tekbir sesleri birbirine karışıp, Müslümanların kanı oluk oluk akarken, zafer kazanmış komutan edasıyla vahşi kan içici yarasalar, karanlığın içinde kaybolup gittiler
Susa Katliamı
Tarih: 26 Haziran 1992
Günlerden: Mübarek Cuma
Vakit: Yatsı namazı vakti
Gökyüzünü kara bulutlar kaplamıştı
Sanki maneviyat âlemi bir şeyler sezinlemiş, hüzünlenmişti
Sanki hikmet ehline halini arz ediyordur
Beka Vadisinden zincirini kırıp gelen vahşiler
Göz açtırmadılar yiğitlere
Asıldılar silahların tetiklerine
Allah’ın evinde, Allah’ın misafirlerine kıydılar
Katlettiler nazenin fidanları, vahşice
Kana boyanmış cansız bedenleri,
Birer birer toprağa düştü,
Gayretsizlerin gözleri önünde
Kaybolup gittiler, yüzleri kapkara karanlığın dehlizlerinde
10 güzel insan şehid oldu Susa´da
Tarih yabancı değildi bu sahneye
Zira tekerrür etti yine
Dün Susa’da, evvelki gün Kebela’da,
Bu gün Filistin’imde, Irakta, yarınsa başka bir yerde
Zulüm aynı zulüm, ahlak aynı ahlak
Kara bir gök; kapkara bir bulut
Gürledi, kapladı Susa’nın üzerini
Yağmur misali, yağdı da yağdır
Seller kalktı, şahlandı
Feryad-ı Figan etti
Doldurdu Susanın her yanını
Feryadı ve inleyiş, kalbinin korkusundandı
Yarası kan kırmızı rengindeydi.
Düşmanın gelişi
Caminin yıkılışı, ehlinin katli içindir
İslam ve Kur´anın kaldırılması,
İlhadın hâkimiyeti içindi
Amaçtı onun için.
Kara bulutlar çekildi dağlara doğru
Dağlar zaten kederliydi Susanın derdinden
Sıkıp boğmak istedi bir an
Bu kan emici yarasaları
Ama o takati bulamadı kendinde
Tarih tekerrür etti yine
Ashabı Uhdud’u getirip,
Gözlerimizin önüne serdi.
Hz. Hüseyin, Yezid, Kerbela
Habbab ve Bilal
Tüm zulümlere rağmen
Allah’u ehad, Allah’u ehad, Allah’u ehad
Ammar ve babası Yasir,
Sümeyye’yle beraber,
Bakışları şaşkın, kor düşmüştü bedenlerine
Coşmaktaydı kanları
Dicle kana boyandı, haber saldı köy köy, şehir şehir
Âleme ifşa etti bu katliamı
Fırat’ta duydu bu acı haberi
Kalktı ve şahlandı
Ve işte başkaldırdı Susa
Her ev bir can verdi Susa’da
Korku korkup kaçtı buradan
Acı, ızdırap ve elem
Feryad, figan ve keder;
Pişman oldu hainler
İzzetle rablerine kavuşurken aziz Şehitler
Zillette boğuldu aşağılık mülhitler.
Nasıl ki Yezid;
Mescidi Nebinin hürmetini çiğnedi ve talan etti,
Nasıl ki Haccacı Zalim;
Beytullah’a mancınıklarla saldırdı ve viran etti
Nasıl ki kral Fahd ve Halid;
Kâbe’nin misafirlerinin kanlarını döktü
Nasıl ki Tağuti düzen;
Camileri atlara ahır, askerlere kışla etti
Tarih tekerrür etti
Küfür nöbeti devretti, dönemin mülhitlerine.
Tarih 26 Haziran 1992,
Düşman bir kez daha kusmuştu kinini ve de nefretini
Bir kez daha ispatlamıştı
İslam’a olan tahammülsüzlüğünü
Oluk oluk kan akarken cami avlusundan
Mazlum halk unutmadı bu zulmü, bu katliamı;
Tarih kaydetti Susa’yı, unutulmadı Susa, unutulmayacak.
Unutulmadı hainlerin vahşeti
Unutulmadı mazlumların izzet dolu direnişi
Susa meşaledir; eriyip giderken etrafını aydınlatır
Bir muştudur Susa, özlemdir; sıra bekleyen Hüseyinlere
Susa intifadanın diğer bir adıdır; zulüm ve esarette
Firavunun yüzüne zulmünü haykırmadır Susa
Susa bir çığlık, bir feryattır; ölü kalplerin dirilişine
Susa şereftir, izzettir, zillete boyun eğmektense
Kıyamdır Susa ki kıyamlar Hüseyinlerin kaderidir
Ha Kerbela’da, ha Susa’da, ha başka bir tepede
Ey İslam’ın aziz ŞEHİDLERİ!
Mekânınız cennet, Makamınız yüce olsun
Ki o makama peygamberler dahi imrenip teveccüh etmişlerdir
Görürsen Resullullah’ı, ey Hüseynim
De ki oralardan müjdeyle geldim
Mazlumca akıtılan kanlarınızın bereketi
Yüz binleri Peygambere sevdalandı yine
Uğruna feda olduğunuz davanız
O topraklara sığmadı, taştı
Âleme yayıldı
Rabbimiz bizleri şefaatinizden mahrum etmesin,
Yolunuz yolumuz, davanız davamızdır ey Aziz ŞEHİDLER!
Mehmet Ali Ateş |