Son zamanlarda bazı basın ve görsel yayın yapan medya kuruluşlarının kraldan çok kralcı bir zihniyetle kel Kemalist zihniyeti koruyup, kollaması bu uğurda en çılgınca müdafalar yapması ve bunu ömrünün büyük bir kısmını zindan ve sürgünlerde geçirmiş olan büyük İslam Kahramanı Ustad Said-e Nursi hazretleri adı altında yapmaları insanın doğrusu kanını donduracak cinsten..
Hele Risale-i Nur gibi Kur’an-ı Kerim’in bu asırdaki en büyük tefsirlerinden biri, İmani ve itikadi derslerin piri, teşkilati yapılanmaların en fesih şekilde yazılmış olanını birilerinin kendi salt malıymış gibi gösterip, telif hakkını ödemeden okuyamazsına getirmeleri de insanı gülmekten kırıp geçiriyor.
Hani bir yandan milli duyguları ön plana çıkarmakla kanını iğfal ettiğiniz Kürt kavminin önde gelen Alimlerini de kendi formatınıza çevirmeniz Gayretullah’a dokunur…
Bediuzzaman Said Nursi ve onun gayretkeş , çilekeş arkadaşlarının temellerini attığı Nur hareketini okyanus ötesi menşeyle, dolarcıklar ve timsah gözyaşlarıyla yörüngesinden çıkarılmaya çalışılması mümkün değildir. Çünkü o İmam Mehdi’nin teşkilatının fihristini içermektedir de ondan. İş bu sebeplerden dolayı bu biraz sıkar. Bunu benim gibi bir acizin söylemesi yerine en güzeli Ustadın hayatta kalmış talebelerinin bil fiil gür sesle dile getirmeleri en güzel olanıdır. Bu da doğru ya Ustad haktan uzak hakimler karşısında “bu Risale-i Nur’u Nesli Ati için yazıyorum” demişti. Elbetteki müdafası da bize düşecektir.
Bizlerin şişirme kahramanlara karnımız tok, saldırganlaşmaları ve provokativ söylemleri İlahi terbiye almış mümin kulların sinesinde eriyip gider. Çünkü bizler muhabbet erleriyiz husumete verecek zerre miskal vaktimiz yoktur.
Bunlar şahsımın Risale-i Nurdan çıkarmış olduğum acizane noktalardı ve Müslümanlarla paylaşmak istedim. Yoksa birilerinin yaptığı gibi esneye-esneye , sofranın gelişini beklemek adı altında değil, verilen emek’in, yıllarca karanlık dehlizlerde, kan, göz yaşı, alın teri, korku cellatlarına rağmen en korkusuzca İmani müdafaa, erkek-kadın, genç-ihtiyar herkesimin katıldığı hizmet yarışına, cezaevlerinde tüketilen ömürlere bir KEÇEL BARON gelip hepsinin üstüne sünger çekip, ihtilalcı kardeşi Kenan paşa gibi el koyacak ve 12 Eylül’ün en kazançlı iki şahsı haline gelecekler. Biri düzenin kontrolünü ele almakla öbürsü din ve diyanet… GÜLERLER BUNA
TUZAK KURANLARIN EN HAYIRLISI OLAN ALLAHA EMANET OLUNUZ.
İSLAM HANİFOĞLU |