Son dönemlerde Cumhuriyet Halk Partisinin çıkışları için, laik Kemalist rejimin demokrasi hanesine yazılacak onlarca artı puanı beraberinde getirecek diyenler var.

Fakat bu konuda epeyi bir şüphe ve tereddütlerim var… tüm herkeste olduğu gibi

Yoksa sonunda Parti levhalarını okudular da levhada bir de Halk kavramını gördüler, halka baktılar büyük bir çoğunluğu (bir rivayete göre % 99) Müslüman. Bu ülkede bu politika gitmiyor, bu hal ile ancak barajın altında kalınır ve hatta gün gelir müzelerde görünür duruma düşeriz diye düşündüler… ve yapılması gereken en güzel şey olan herkesimi olduğu gibi kabul edip kucaklaşma, birilerinin birilerini zorla-dayatmacı olarak kendine benzetmeye çalışması yerine empati yolunu seçmeleri en güzel ve en isabetli bir düşünce olduğu kanısına mı vardılar.  Türkiye sınırları içindeki tüm parti-örgüt ve yapıların bu düşünceyle hareket etmelerini umut etmekteyim.

Empatiyle, birilerinin başkalarına dayatma yapmadan, her şeyin halkın refahı için, insanlığın saadeti için çalışan, bireysel çıkarlardan uzaklaşmış yapılar görme umudunu yitirmemek umuduyla…

Şimdi birileri bu yukarıdaki yazıyı okuduktan sonra şöyle diyebilirler : “Bu parti Mustafa Kemal’in partisidir. Uygulamış olduğu siyaset bellidir. Yani tüm insancıllığı mutlak iktidarı ele geçirene kadardır, ondan sonra mı Mazlumlar zalimlerin sofrasında meze…”

Yeni Zilanlar….

Yeni Dersimler…

Yeni Şeyh Saidler, Said Nursiler…

Yine ezanların yasaklanışı, İslam’a ve Müslümanlara pervasızca düşmanlıklar….

Yine banka hortumlamaları ve hırzıslıklar….

Bay Deniz Baykal acaba partisinin kurcusu ve zorla tüm ülkeye dayatmacı lider olarak lanse edilen Mustafa Kemal’in bu yaptıklarının takipçisi mi olur ?  yoksa tüm bu kirli işlerden elini çekip bir nakşi şeyhinin elinden tevbe mi eder dersiniz?

Yoksa bu CHP zihniyeti Müslüman halkımızı çok mu saf (kaba tabirle oltada balık) buluyor.. Başörtüsünden dolayı meclisten attırdığınız bacımızın o mazlum görüntüleri hala gözümüzde dururken, üniversitelerde başörtüsünü serbest hale getirecek olan yasayı mahkeme yoluyla iptal ettirirken, Ergenekon gibi eli mazlumların kanıyla boyanmış yapıların avukatlığına soyunurken, şimde kalkmış Müslüman halka başörtüsü nabzından şerbet sunuyor… tıpkı atası gibi bunların tümü HAS TAKİYYECİ  mi ?  dedirtecek bizlere…

TEFLON  MADDESİ KULLANANLARA :  

Duyduğum kadarıyla Bazı gazete yetkilileri  (isim verdikce kendini nimetten sanıyorlar) yüzlerine teflon maddesi sürmüşler. Bu sebeple dünya ateşiyle yanmıyor, hiçbir kızarma alameti vermiyor           larmış, birde bunun Ahiret boyutunun olduğunu unutmamalarını tavsiye ediyorum. Bir Müslüman olarak şunu da belirtmek istiyorum ki, alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste demişler. Hani korkuyorum MAZLUMLARIN ahını alan o malum zatlara yakında bir sır kapısı açılır da kötü karekterde bir rol KENDİ PAYLARINA DÜŞERSE…  olurmu olur hani…

HAYAT VE HÜRRİYETİN GERÇEK SAHİPLERİNE SELAM OLSUN

ORHAN YAPICI