SORUMLULARLA CEMAAT MESELELERİNİ MÜZAKERE YÖNTEMİ
Şehid
Rehber, imkan olduğu ve şartlar elverdiği müddetçe sorumlu arkadaşlarla birebir
görüşme yolunu tercih ederdi. Bazen de ikamet ettiği alanın dışında bir yerlerde
imkân oluşturur ve görmek istediği arkadaşları güvenlikli bir şekilde oraya
getirtir, günlerce orada onlarla beraber kalır ve görüşürdü.
Görüşmeye gelen arkadaşların, getirdikleri dokümanları önce gözden geçirirdi.
Sonra, çalışma yaptıkları alanların durumuna göre arkadaşları birer, ikişer
çalışma odasına alır, onları iyice dinlerdi. Arada çeşitli sorular sorar, merak
ettiği, haber beklediği, akıbetini öğrenmek istediği hususları öğrenirdi. Bu
arada konuşulan konular etrafında karşılıklı fikir alışverişinde bulunur,
meseleleri çok yönlü ele alarak alternatif yollarla birlikte çözüme dönük
karşılıklı fikir jimnastiği yapar ama çözüm vermez ve son sözü söylemezdi.
Arkadaşları, aciliyet olmadığı müddetçe bazen birkaç gün, hatta bir hafta, on
gün yanında tutardı. Bu müddet boyunca namaz veya yemeklerden sonra toplu halde
onlarla birlikte oturur, onlarla yaptığı müzakereleri de dikkate alarak
teşkilati hususlarda ihtiyaç duydukları konular çerçevesinde eğitici ve
yönlendirici sohbetler yapar, sohbetlerini örneklerle somutlaştırırdı. Bazen
latife yapar, bu latifelerle arkadaşların hatalarına dikkat çeker, onları
konuşturur ve böylece hem çözümler için düşünmeye zaman ayırır, hem arkadaşların
da bu birliktelik ortamından istifade etmelerini sağlardı. Acil bir durum söz
konusu olduğunda ilgili arkadaşla öncelikli olarak konuşur, söz konusu sorunu
çözümleyinceye kadar bu müzakereye devam ederdi.
Arkadaşlarla son müzakereye oturmadan önce, genel meseleleri kendileriyle
istişare ettiği üst düzey sorumlularla ayrıca oturur, alan çalışması yapan
arkadaşların yapacakları işlerle ilgili çözüm ve kararları somutlaştırmaya dönük
müzakerelerde bulunurdu.
Birlikte geçirilen bu zaman sonunda, yine arkadaşları çalışma alanlarının
durumuna göre birer, ikişer çalışma odasına alır, onlarla çalışma alanları
konusunda son müzakerelerde bulunur, çözüm konusundaki fikir ve önerilerini
alır, neticede çözümleri netleştirir, yapacakları işleri somut şekilde belirtir
ve bunları onlara not aldırırdı. İşleri biten arkadaşları, tedbir konusunda
uyardıktan ve gerekli nasihatleri yaptıktan sonra dua ile gönderirdi.
S. V. adlı Cemaat mensubu şunları söylemektedir: “Meseleleri müzakere etmede
aceleci davranmazdı. Yanına gittiğimizde bizi bekletirdi. Değişik zamanlarda
sorunlarımızı müzakere eder, bir çözüme kilitlenme yerine, konunun birçok çözümü
olabileceğini gösterirdi. Ayrıca bizlere; sorunlara hemen acele ile çözüm verme
yerine, dinlendirip etraflıca düşündükten, müzakeresini yaptıktan ve emin
olduktan sonra karar verin derdi. Bir haber geldiğinde sıhhatini ve detaylarını
araştırmamızı isterdi. Bilgi alışverişlerinde; kim, ne, nerede, neden, nasıl, ne
zaman gibi soruların cevaplarının bulunmasına dikkat edilmesini isterdi. “
M. S. adlı Cemaat mensubu şunları aktarmaktadır: “Birimize bir iş verdiğinde o
işin durumuna göre, Resulullah’ın (sav) hayatından, sahabeden, tabiinden, İslam
tarihinin herhangi bir yerinden veya toplumumuzda yaşanmış bazı hikayeler
anlatarak konuyu bizlere iyice belletmeye çalışırdı ve gerçekten o mesele
zihnimizde yer ederdi. Bu açıdan ben onu bir eğitmen olarak gördüm. Bir meselede
karar verildikten ve ilgili arkadaşa görev olarak verilip uygulamaya konması
istendikten sonra, verilen çözümün değiştirilmesinden veya kısmen alınıp
uygulanmasından hiç hoşlanmaz ve bunu kabul etmezdi. Her biri bir taraftan gelen
arkadaşlarla bazen günlerce oturup geniş geniş müzakerelerde bulunur, karşılıklı
görüş alış verişinde bulunur ve ondan sonra bir karar verirdi. Eğer bir şey
varsa, o aşamada söylememizi, görüşlerimizi belirtmemizi, karar netleştikten
sonra bunu uygulamamızı ve en alt birimlere kadar bu şekilde hareket edilmesini
isterdi. “
Şehid Rehber, beraber çalıştığı arkadaşlarına karşı çok yakın ve samimi
davranır, onları candan sahiplendiğini her haliyle belli ederdi. Arkadaşların
her şeylerinin mükemmel olmasını isterdi. Bir aile sıcaklığı ve kardeşler
arasındaki yakınlığın çok ötesinde yakın durur, bu duygu ve halin bir neticesi
olarak çok rahat davranırdı. Dolayısıyla birlikte çalıştığı sorumlu arkadaşlarla
müzakere edince, bazen ses tonunu yükseltir, yapılan hatalara ve mensuplardan
kaynaklanan olumsuzluklara karşı tepkisini ortaya koyardı. “Bizler çalışıp
gayret ediyoruz, yoruluyoruz ama hatalarımız Cemaate mal oluyor” deyip buna
dikkat edilmesini, sorumluların hassas bir pozisyonda bulunduğunu, yaptıklarının
davaya mal olduğunu söyleyip sanki yanındakilere karşı Cemaatin savunmasına
geçiyor gibi bir tavır takınırdı. Tabi bu arada teşkilati kural, prensip ve
tecrübelerden konuyla ilgili olanları anlatabildiği kadar anlatır ve ders
verirdi. Rahatlayınca da susar ve kısa bir müddet müzakerelere ara verdikten
sonra hiçbir şey olmamış gibi latife yaparak sıcak, sevecen bir şekilde
arkadaşlarla tekrar oturmaya devam eder ve müzakerelerini sürdürürdü. Yanındaki
arkadaşlar onun bu halinden olumsuz etkilenmezlerdi. Çünkü kendilerine düşkün
olduğunu görüyor ve üslubunu iyi biliyorlardı. Dolayısıyla ona karşı sevgi ve
sempatileri daha da artıyordu.
M. G. adlı Cemaat mensubu şunları söylemektedir: “Bir ara Şehid Rehber ile
oturuyorduk. Kendisi bize sohbet ediyordu. Takriben 10 kişi vardık. Sohbeti
esnasında bir ara sözü, kendisi ve gördüğü sorumlu arkadaşların ilişkilerine
getirdi ve şöyle dedi: ‘Bakın arkadaşlar! benim sizlerle ilişkim özellik arz
eder, bizim kendi aramızdaki ilişkilerimiz başka yerde olanlardan farklıdır. Ben
sizlerden başka kimseyi görmüyorum. Sizler benim elim, ayağım, gözüm ve
kulağımsınız. En yakın kardeşlerim ve sevdiklerimsiniz. Sizlerle bazen
gülüşüyoruz, bazen şakalaşıyoruz, bazen müzakerelerde sesimiz yükseliyor, biz
birbirimize karşı resmiyetin çok ötesinde ve hatta kardeşliğin de ötesinde bir
davranış içine giriyoruz. Onun için birbirimize karşı en ufak bir olumsuzluk
duymayız. Bununla birlikte sizlerle konuştuklarımızın çoğu sırdır, her yerde
konuşulmaz ve söylenmez. Bundan dolayı sizler, benim sizinle konuştuğum ve
davrandığım gibi arkadaşlarınızla konuşur ve davranırsanız olabilir ki onları
olumsuz etkiler ve hatta bozabilirsiniz. Kimin yanında ne konuştuğunuzu ve nasıl
davranmanız gerektiğini iyi bilmeniz gerekir. Ne kadar yakın olursa olsun, her
insan her konuşma ve davranışı kaldırmaz, her insan aynı tepkiyi vermez, bunlara
dikkat etmeniz ve iyi hesaplamanız gerekir. “
M. S. adlı Cemaat mensubu Şehid Rehber ile ilgili bir anısını şu şekilde dile
getirmektedir: “Şehid Rehber müzakerede ciddi, bütün benliğiyle orda olur,
dinler, istifade eder, istifade ettirirdi. Cemaatin maslahatına uymayan en ufak
bir iş, bir çözüm ya da icra edilen bir uygulamayı duyduğunda, sanki İslam
ümmetinin tek savunucusuymuş gibi bir vaziyet alır ve bize dönüp sesini
yükselterek konuşurdu. Sonra bize bakıp duygulanırdı. Onun hali bizi de
duygulandırırdı.
Bir gün ben ve M. G. birlikte Şehid Seyyit Hüseyin’in evinde Şehid Rehber ile
görüşmeye gittik. Birlikte ayrı bir odaya geçtik ve müzakerelere başladık.
Çalışma alanımız hassastı, önemli hadiseler yaşanıyordu. Bazı gelişmeler üzerine
konuşunca bazen ses tonunu yükselttiği oluyordu. Kendisi Şehid Seyyit Hüseyin
ile ilk defa görüşüyordu. Bu yüzden: “Ağabey Seyyit duyacak, biraz daha yavaş
konuşsan olmaz mı” diye bir iki kez uyarmıştım. Konuşmalarını bitirdikten sonra
odada bir anlık bir suskunluk ve sessizlik oldu. Ben izin isteyip odadan çıktım
ve Seyyit’e; ağabeyin acıkmış olabileceğini, bir çay yapmasını söyledim ve
tekrar odaya geri döndüm. Bir müddet sonra Seyyit içeri girdi. Biz işimizi
bitirmiştik. Dolayısıyla gündemimiz ve Şehid Rehber’in konuşma üslubu
değişmişti. Bize takılıyor, şaka yollu M. G. ‘nin yaptığı bir işi anlatıp hem
gülüyor ve hem de bizi güldürüyordu. İçerde bir neşe havası vardı. Seyyit bu
durumu görünce, şaşkın bir şekilde: “Biraz önce sesiniz öyle geliyordu ki kavga
edecekler diye endişelenmiştim, şimdi ise sizleri son derece sıcak, samimi,
neşeli ve rahat görüyorum. Vallahi görüyorum ki derdiniz gerçekten davadır.
Allah’a şükürler olsun ki sizleri tanımışım ve sizlerle beraberim. “ dedi. Bu
olayı her hatırladığımda duygulanır ve gözlerim yaşarır. “
Ş. B. adlı Cemaat mensubu şöyle söylemektedir: “Şehid Rehber, kendisinin bizzat
gitmediği bir alan ile ilgili çözüm verirken, o alanın mensubu olan arkadaşa
oranın geniş bir harita veya krokisini çizdirir ve teferruatlı olarak coğrafik
bilgilerini alırdı. Bazen haritayı önlerine koyarlardı ve haritadan da istifade
ederlerdi. Örneğin; benim alanımdaki bir köyden birkaç kişi Cemaate yeni
katılmışlardı ve orası stratejik bir yerdi. Bir gün orayla ilgili müzakere
ederken, o bölgenin coğrafik bilgilerini benden teferruatlı olarak istedi,
oturduğumuzda oranın teferruatlı bir krokisini bana çizdirdi, aynı zamanda
harita üzerinden de dağ, yol, vadi vs bilgilerini göstermemi istedi. Çizdiğim
kroki ve harita üzerinden o alanla ilgili bir takım çözümler verdi. “
H. H. adlı Cemaat mensubu şunları ifade etmektedir: Şehid Rehber, kendisiyle
görüşmeye gelen Cemaat mensuplarıyla ayrı ayrı görüşmelerini gerçekleştirdikten
sonra toplu olarak birlikte kalmayı, genel meseleler hakkında konuşmayı, fikir
ve düşüncelerini almayı çok severdi ve engelleyici bir durum olmadıkça bunu
yapardı. “
Devam edecek…
|