ADANA
SÜRECİ (1995 –1997)
1995
yılına gelindiğinde, PKK ile olan çatışmalara ilave olarak Kemalist Rejim
tarafından da Cemaat mensuplarına yönelik operasyonlar giderek yoğunluk
kazanmaktaydı. Özellikle Mardin, Diyarbakır ve Batman alanlarında sürekli
operasyonlar yapılıyordu. Yoğun çatışma ortamının tabii sonucu ve polisin
operasyonları neticesinde Cemaatin birçok elemanı deşifre olmuştu.
Bu operasyonların ve beraberinde getirdiği gelişmelerin sonucunda, Şehid
Rehber’in Mardin’de kalması riskli hale gelmişti. Bu yüzden oradan çıkmaya karar
verildi. Bunun üzerine Akdeniz bölgesinde güvenlikli bir alanda yerleşim için
çalışmalar başlatıldı.
H. H. adlı Cemaat mensubu bu konuda şu bilgileri aktarmaktadır: “1995 yılının
yazında İ. Bagasi ağabey ile birlikte Adana’da ev aramaya başladık. Epeyce
aradıktan sonra bize uygun olduğuna kanaat getirdiğimiz bir ev bulduk. Sonra
hazırlayıp döşedik. Eylül 1995 yılında Şehid Rehber, ailesiyle birlikte Adana’ya
gelip bu eve yerleşti.
Şehid Rehber Adana’ya taşındıktan bir iki ay sonra Cemaate ait dokümanlar
bölgeden getirildi ve biz uygun bir yere yerleştirdik. Şehid Rehber, Adana’daki
evde sınırlı sayıda arkadaşla görüşüyordu. Yanında birkaç arkadaş sürekli
kalıyordu. Diğer arkadaşlar ise Cemaatsel işlerini müzakere ettikten sonra bir
müddet kalıp çalışma alanlarına dönüyorlardı.”
M. C. adlı Cemaat mensubu şunları söylüyor: “1995’in Ekim ayında Cemaatsel
bir görev için İstanbul’a gittim. Döndüğümde Adana’ya yerleşme kararı alınmıştı.
Dokümanlarımız yaklaşık 30 çuvaldan oluşuyordu. Bunları kontrollü ve kademeli
olarak oradan taşıdık. Ben Adana’da iken Şehid Rehber oraya geldi. 1997 yılına
kadar orada kaldı. Burada ikamet ettiği süreçte Cemaatsel görüşmeler yapmak
üzere kısa süreliğine Çiftehan, Tarsus, İstanbul, Mardin ve Gaziantep’e gitti.”
Şehid Rehber 1997 yılı Şubat ayında Mardin’e gittiğinde, A. U. Adlı Cemaat
mensubu da yanındaydı. Bu arkadaş Cemaatsel görüşmelerde bulunmak için
arkadaşlarının randevusuna gittikten sonra bir daha geri gelmedi. Bu arkadaş
Şehid Rehber’in yerini bilen sayılı insanlardandı. O dönem, JİTEM ve Polis
tarafından Cemaat mensupları kaçırılıyor ve onlardan bir daha haber
alınamıyordu. Bu gelişme üzerine Şehid Rehber Mardin’deki programını
tamamlayamadan acilen oradan ayrılmak zorunda kaldı.
H. H. adlı Cemaat mensubu bu konuda şu bilgileri aktarmaktadır: “1997’nin
başıydı. Muhtemelen Şubat ayıydı. Mardin’e gitmiştik. A. U. da bizimle
birlikteydi. Şehid Rehber burada bir müddet kalacak, arkadaşlarla görüşmelerde
bulunacaktı. Birkaç gün yanlarında kaldım. Ardından Şehid Rehber, beni Adana’ya
geri gönderdi. A. U. benimle birlikte evden çıktı, Mardin’e yakın bir yerde bazı
arkadaşlarla görüşmeleri olduğunu söylemişti. Ben Adana’ya, o ise görüşme yerine
doğru hareket etti. Ben Adana’ya gittikten bir, iki gün sonra acilen Mardin’e
dönmem söylendi. Mardin’e döndüğümde Şehit Rehber; benimle birlikte evden
ayrılan A. U.’nun bir daha dönmediğini, başına nelerin geldiğini bilmediklerini
A. U.’nun JİTEM tarafından kaçırıldığıyla ilgili şüphelerin olduğunu belirterek
orayı terk edeceğimizi söyledi. Şehid Rehber ile birlikte Adana’ya hareket
ettik.”
M. C. adlı Cemaat mensubu şunları söylüyor: “Şehid Rehber, 1997’in Şubat
ayında Mardin’e, sorumlu arkadaşlarla görüşmek üzere gitmişti. Orada bir müddet
kaldı. A. U. oradan ayrılıp kendisinden haber alınamayınca, Şehid Rehber oradan
ayrıldı. Kısa bir müddet sonra Konya’ya yerleşti.”
KONYA SÜRECİ (1997 –1999)
Şehid Rehber Konya’ya gitme aşamasında iken dokümanların taranıp bilgisayarlara
aktarılması da gündeme gelmişti. Bunun üzerine taranacak Cemaat arşivi,
Tarsus’ta bu iş için hazırlanmış ve gizli bölmesi olan bir eve taşındı.
M. C. adlı Cemaat mensubu bu konuda şöyle diyor: “1997’in yazında Şehid
Rehber ile birlikte İstanbul’a bir süreliğine gittik. Küçükyalı’da kiralık bir
evde bir süre kaldık. Tüm dokümanların taranması kararı da orada alındı. Beni
Tarsus’a gönderdi ve orada 8–9 kişilik bir ekiple 1997’nin Kasım ayından 1998’in
Ocak ayına kadar tüm dokümanları taradık.”
İ. H. Adlı Cemaat mensubu şu bilgileri aktarmaktadır: “1997’nin Mart ayında
Konya’ya yerleşildi. Buradaki çalışmamız 1999 yılının ortalarına kadar devam
etti, daha sonra İstanbul’a taşındık. Konya’da ilk iki sene işler gayet iyi
gidiyordu. Gidiş gelişler çok iyi ayarlanıyordu, fazla bir yoğunluk yoktu, daha
çok dışarılarda görüşme ortamı oluşturuluyordu. Cemaat çalışmalarının yoğun
olduğu alan doğu olmasına ve Cemaat merkezi de batıya kaydırılmasına rağmen, en
küçük bir sorun yaşanmıyor, faaliyetler ciddi kontrol altında tutuluyor ve en
küçük bir boşluk bırakılmıyordu. Görüşmeler düzenli ve emniyetli bir şekilde
yapılıyordu, zaman zaman doğuya doğru gidiliyor ve çalışmalar yerinde
görülüyordu. Daha sonra oranın şartlarında da bir yoğunlaşma oldu. Gelen
gidenlerin trafiği yoğunlaştı. Trafik yoğunlaştıkça haliyle güvenlik de o oranda
riske giriyordu.”
Konya’ya yerleşmeden önce henüz Adana’dayken, PKK ile çatışmalar seyrelmişti.
Ancak devletin bu çatışma sürecinden istifade edeceği ve Cemaate darbe vurmak
için sızmaya çalışacağı yönünde Şehid Rehberde ciddi kaygılar vardı. Cemaat
mensuplarından aldığı gerek sözlü ve gerekse yazılı raporlar ile tabandan gelen
istihbarat bilgileri, onun bu yöndeki kaygılarını artırmıştı.
Çünkü yoğun çatışma süreci boyunca hem polis ve hem de JİTEM sistemli bir
şekilde Cemaati tanıma amacıyla takip etmeye ve bilgi toplamaya koyulmuştu. Bu
nedenle Şehid Rehber Konya’ya taşındıktan sonra bu konulara ağırlık verdi.
Nitekim kısa bir dönem sonra polisin muhbirleştirme amacıyla yürüttüğü
faaliyetler deşifre edilmeye başlandı. Kısa bir süre içerisinde bu ifsat
şebekesi Cemaat tarafından tespit edilip çözüldü.
Bu arada Şehid Rehber, görüştüğü Cemaat sorumlularının güvenliği için çeşitli
tedbirler almaya başladı. Çünkü ulaştığı bilgiler, bu sorumluların her an
kaçırılabileceğini ve faili meçhul bir şekilde vurulabileceğini işaret ediyordu.
Nitekim sonraki dönemde Cemaatin bazı mensupları kaçırıldı ve bazıları da
yargısız infaz sonucu şehit edildi.
Bu gelişmelere paralel olarak, her an güvenlik sorunu ile karşılaşılabilir
düşüncesiyle, hazırda beklemesi ve güvenlikli üsler olması amacıyla değişik
kentlerde uygun yerler hazırlandı.
1999 yılına gelindiğinde, Konya’da gelişen bazı olaylar nedeniyle bir takım
güvenlik sıkıntıları baş gösterdi. Bu gelişme üzerine Konya terk edildi ve Şehid
Rehber İstanbul’a yerleşti.
Devam edecek…
|