İSLAM
ALİMLERİ VE İSLAMİ ESERLER HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ
Şehid Rehber, İslam alimleri konusunda taassuptan uzak durur, her birisinden
ihtiyaç duyduğu konularda istifade etmeye çalışır, görüşlerini tartışma konusu
yapmazdı. Özellikle de, günümüz şartlarında Müslümanların ihtiyaç duyduğu
konularda, çağdaş İslam alimlerinden istifade etmeye çalışırdı. Bunların
başında; Üstad Bediüzzaman Said Nursi, Üstad Hasan El Benna ve İmam Humeyni
gelmekteydi.
1400 yıllık İslam Kültür Külliyatının çok zengin olduğunu ve bu günkü
Müslümanların yaşadıkları sıkıntıların asıl sebebinin İslami eserlerin azlığı
değil, amel ve uygulamanın yetersizliğinden kaynaklandığını, günümüzde yazmaktan
çok, mücadele ederek yazılanları pratize etmeye ihtiyaç olduğunu söylerdi.
Siyere ayrı bir önem verirdi. Bu konuyla ilgili olarak S. V. adlı Cemaat mensubu
şunları dile getirmektedir: “Siyere çok önem verir, sürekli olarak okumamızı
tavsiye edip iyi anlamamızı isterdi. Ona; arkadaşlara hangi kitapları tavsiye
edelim diye sorduğumuzda, ‘Siyeri okutun’ derdi. ‘Bugün Müslümanların
dağınık ve bölük pürçük olmalarının temelinde, Siyeri iyi okumadıkları ve gereği
gibi amel etmedikleri yatmaktadır. Siyer, İslami yaşam ve mücadelenin vahyin
kontrolünde şekillenmiş halidir. Bu nedenle Müslümanlar Siyeri iyi okumalı, iyi
anlamalı ve tatbik etmelidir. Siyer, Müslümanlar için saf ve berrak bir menbadır’
derdi. “
D. Y. adlı Cemaat mensubu, Şehid Rehber’in konuyla ilgili düşüncelerini
anlatırken şunları söylüyor: “Şehid Rehber ile ilgili dikkatimi çeken önemli
diğer bir şey de, Peygamber efendimizin (sav) hayatına, siyerine çok ayrı bir
önem ve ihtimam gösterirdi. Peygamber efendimizin siyerine yaklaşım tarzı
bildiğimden farklı bir üsluptu. O bilgi edinmek için sanki siyeri mütalaa
etmiyordu. Sanki yapacağı, yaşayacağı şeyler için Peygamber efendimizin
hayatından kesitler, bölümler arıyordu. Bu amaçla kendisinin de özel bir siyer
çalışması vardı. Resulullah efendimizin (sav) hayatı üzerine yazılan pek çok
önemli siyer kitabını bilgisayar ortamına aktarmıştı. Bu konuda bir gün
kendisini izleme fırsatım oldu. Bir işi ile ilgili (yapacağı bir iş) siyer
sayfaları arasında geziniyordu. O konu ile ilgili bulduğu kısımları –bilgisayar
ortamında– başka bir yere taşıyor ve alt alta sıralıyordu.
Şehid Rehber siyeri şöyle tanımlıyordu: “Siyer denilince bir kitap
anlaşılmasın. Siyer, beşeriyeti vahye uydurma projesidir” derdi. İlk
önerdiği Kur’an’ı Kerim’in okunması, hemen peşinden Peygamber efendimizin siyeri
gelirdi.
İslam alimlerinden, önderlerinden istifade tarzı da dikkate şayandır. Şöyle
söyleyebilirim; yoğunlaştığı alimlerin en önemli özellikleri; ilmi ile amil
olan, özellikle de hareket sahibi olan alimlerdir. Mesela sıklıkla vurguladığı
ve ön plana çıkardığı üç alim şunlardı: Üstad Hasan El–Benna, Üstad Bediüzzaman
Hazretleri ve İmam Humeyni idi. Eğer dikkat edilirse, bu üç zatın takipçileri
kendi özgün dünyalarında birbirinden çok uzak ve farklıdırlar. Oysa Şehid
Rehber, kendi düşünce ve yaşam dünyasında bunları uzlaştırabiliyor, istifade
edebiliyor ve ettirebiliyordu. Sadece bunlar değil, pek çok İslam aliminin
önemli özelliklerini istifade edebilecek şekilde ön plana çıkarıyor, adeta
güncelleştiriyordu. İmam Rabbani, İmam Gazali gibi.
Bu alimlerin eserlerine yaklaşım tarzı da tıpkı siyere yaklaşım tarzı gibi
uygulamaya, pratiğe yöneliktir. Mesela Üstad Bediüzzaman’ın Risalelerinden
faydalanma ve tanıtmaya yönelik 9 maddelik belki de 9 cümle hacminde kaleme
aldığı tahlili, bu alimlerin eserlerini nasıl bir mükemmellikle kavradığı,
süzgeçten geçirip istifadeye sunduğu hakkında fikir verir. Alimlerden bu şekilde
faydalanmasının en önemli sebebi, zannımca taassup ve tutuculuk sahibi
olmamasıydı.
M. S. adlı Cemaat mensubu da bu konuda şunları aktarmaktadır: “Şehid Rehber,
asrımız veya geçmiş asırlardaki alimlerden her birinin öne çıkan ve
Müslümanların onlardan istifade edebilecekleri güzel vasıflarını zikrederdi.
Örneğin; Ş. Hasan El–Benna’dan teşkilatçılık ve örgütlü mücadele yönünü, İmam
Humeyni’den bahsedince, önderlik ettiği inkılap ve emperyalizme karşı verdiği
mücadelesini, Üstad Bediüzzaman’dan bahsedince, fikri ve akidevi yönü ile
Kemalist rejime karşı verdiği kararlı ve uzun soluklu mücadelesini örnek
gösterirdi. Diğer İslam alimlerinden de bahsedince, aynı şekilde saygıyla
bahseder, İslam’a hizmet ettiklerinden dolayı onlara minnettarız derdi. Tabi bu
özelliği, Cemaatin diğer mensuplarına da sirayet ederdi. Çünkü bu tür
sohbetlerinin tesiri olduğu gibi, mensupların eğitimiyle ilgili verdiği
talimatlarda da bu görüşlerinin yansıması vardı. “
B. V. adlı Cemaat mensubu ise bu konuda şunları belirtmektedir: “Şehid Rehber,
İslam alimlerinin eserlerine önem veriyordu. Asrımız alimlerinin eserlerinin
başında Risale–i Nur geliyordu. Benim şahsıma emir şeklinde tavsiye etmekle
beraber Osmanlıca yazılmış Asar–ı Bediiye ve Miftahül İman adlı kitapları hediye
etmişti. Yakın arkadaşlarına da Risale’yi tavsiye ediyordu. Bizi Risale okumaya
teşvik etmek ve sevdirmek için bazen Risaleden ortama uygun kısımları okuyordu.
Risaleyi okuyan arkadaşları seviyordu. Nerede olsaydı mutlaka yanında Kur’an–ı
Kerim, Cevşen ve bir Risale külliyatını bulundururdu. Şehid Rehber, siyer
kitaplarını çok seviyor ve özel bir önem veriyordu. Özellikle son zamanlarda
siyere çok ağırlık vermişti. Hatta birçok defa: “Biz siyerciyiz. Her hareket
bir şeye ağırlık verir ve kendini bir şeye nispet eder. Biz de hareket olarak
siyerciyiz” dediğine şahid oldum. Son zamanlarda bir siyer çalışması
yapıyordu. Tamamlayıp tamamlamadığını bilmiyorum. “
Devam edecek…
|