Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

BİR DAVETÇİ OLARAK ALLAH RASULÜ -VII

O (SAV); EMİN VE DOĞRU SÖZLÜ İDİ


Allah’ın adıyla !

Rasulullah (sav), gerek sözleriyle ve gerek hareketleriyle hak ve adaletten ayrılmamış ve daima doğruluk üzerinde bulunmuştur. Peygamberlikten önce de her icraatında son derece dürüst, her sözünde doğru, ahdine vefalı olduğu ve insanlarla olan bütün münasebetlerinde hak ve adalet üzere hareket ettiği için kendisine “çok güvenilir” anlamında “El Emin” adını vermiş ve O’nu Muhammed ül Emin diye çağırırlardı. Peygamber olmadan önce de hiç kimse ondan canından veya malından dolayı her hangi bir haksızlık veya adaletsizlik görmemiş ve ondan doğru olmayan bir söz işitmemiştir.

Bu özelliğinden dolayıdır ki, Mekkeliler kendi aralarındaki anlaşmazlık konularında onun hakemliğine itiraz etmeden razı oluyorlardı. Kendisine haksızlık yapılanlar O’na müracaat ediyor ve müşkülünü halletmesini istiyordu.

Kureyş kabileleri, Kabe’nin duvarlarını yıkıp yeniden inşa etmek üzere anlaşmışlardı. Duvarlarını yükseltip Hacer ül-Esved’in konulacağı yere ulaştıkları zaman kabileler arasında anlaşmazlık çıktı. Her kabile : “Onu yerine koymaya biz daha layığız” diyordu. Aralarındaki tartışma büyüyünce çarpışmaya hazırlandılar. Aralarında en yaşlı olan Ebu Ümeyye b. Muğire, onları sükunete davet edip aralarında anlaşarak Kabe’nin şu kapısından ilk giren kişiyi hakem tayin etmelerini istedi ve onlar da razı oldular. Allah’ın takdiriyle Rasulullah (sav) o kapıdan çıkıp geldi. Kureyşliler O’nu görür görmez: “İşte El Emin! O’na razıyız!” dediler ve durumu O’na haber verdiler. Rasulullah (sav): “Bana bir örtü getirin” dedi ve Hacer ül Esved’i örtünün içine koydu. Kabe’nin yeniden inşasını üzerine alan dört kabilenin her birinden birer temsilci çağırdı ve “Sizden her biriniz kabilesi adına örtünün bir ucundan tutsun ve sonra da hep birden onu yukarı doğru kaldırınız” dedi. Hep birden örtüyü kaldırdılar ve örtü Hacer ül Esved’in konulacağı yere ulaşınca Rasulullah (sav) Hacer ül Esved’i kaldırıp kendi elleriyle yerine koydu. Böylelikle hem kabileler memnun olmuş ve hem de Hacer ül Esved Peygamberimiz eliyle yerine konmuştu. ( İbni İshak, İbni Hişam)

Mekke’nin mal sahipleri kendi mallarını getirip emanet olarak O’nun yanına bırakırlardı. Peygamber olduktan sonra bile Mekkeli müşrikler O’na iman etmedikleri halde, O’nu en güvenilir insan olarak buldukları için mallarını emanet olarak O’na teslim etmeye devam ediyorlardı. Rasulullah (sav) Medine’ye hicret edeceği zaman, yanındaki emanetleri sahiplerine iade etmesi için Hz. Ali’ye bırakmıştı.

Abdullah b. Amr b. As der ki: "Ben, Rasulullah’tan (sav) duyduğum her şeyi ezberlemek ister ve yazardım. Kureyşlilerden bazı sahabiler beni ondan nehyettiler ve: 'Sen Rasulullah’tan duyduğun her şeyi yazıp duruyorsun ama Rasulullah (sav) nihayet beşerdir. Gazap halinde de rıza halinde de söz söyler!' dediler. Bunun üzerine ben bir müddet yazmaktan vazgeçtim. Nihayet durumu Rasulullah’a arz ettim. Rasulullah (sav), parmağıyla ağzına işaret ederek: 'Yaz! Varlığım kudret elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, buradan hak sözden başkası çıkmaz!' buyurdu. (Ahmet b. Hanbel, Ebu Davud)

Davetçinin emin olması ve doğru sözlü olması, davet açısından çok önemlidir. Davetçinin; maslahat, siyasi taktik veya başka sebeplerle doğru olmayan beyanlarda bulunması, onun doğru beyanlarına da gölge düşürür, inandırıcılığı gider ve davete zarar verir.

Dolayısıyla İslam’ı tebliğ ve İslam davasını savunma noktasında söylenenlerin hak ve doğru olması, davetçinin dikkat etmesi gereken temel hususlardan bir tanesidir. Ancak şu var ki, söylenecek hak sözün yerine ve zamanına dikkat edilmelidir. Her hak söz, her zaman her yerde söylenmeyebilir. Bu nedenle İslam davetçisi ya söylemez veya söylediği zaman mutlaka hak ve doğru sözü söyler.

“Allah'a ve ahiret gününe inanan kimse ya hayır koşuşsun ya da sussun.” (Tirmizi)

Ancak İslam düşmanlarının eline geçtiğinde İslam davasının ve Müslümanların zarar göreceği hususlarda, Müslüman davetçi diline hakim, uyanık ve dikkatli olmalıdır. Yalan söylemek ayrı bir şeydir, sırları muhafaza etmek ve gizlemek ayrı bir şeydir. Bu noktaları birbirinden ayırmak gerek.

Bedir savaşında, çatışma başlamadan önce Rasulullah (sav) Mekkeli müşriklerin sayı ve donanımları hakkında bilgi almak üzere birkaç Müslümanı keşif için göndermiş ve kendileri de bulundukları yerin etrafını kontrol ediyorlardı. Bu arada karşılaştıkları biri ile konuşmuş ve ondan bilgi almaya çalışmışlardı. O kişi de Rasulullah’a (sav) nerelisiniz diye bir soru sorunca, Rasulullah (sav): “Biz sudanız” cevabını vermişti. Bir yandan kendilerini gizlemiş, öte yandan sudan yaratıldıklarını kast ederek, hak sözle adama cevap vermişti.

Allah’a emanet olun.

M. ALİ NUR
Diger Basliklar
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -43
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -42
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -41
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -40
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -39
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -38
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -37
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -36
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -35
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -34
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -33
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -32
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -31
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -30
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -29
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -28
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -27
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -26
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -25
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -24
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git