Allah’ın
adıyla!
HİZBULLAH CEMAATİNE KARŞI UYGULANAN YÖNTEMLER
CEMAAT İÇİNDE GÜVENSİZLİK OLUŞTURMAYA ÇALIŞMAK
Polis
ve jitemin uyguladığı taktiklerden bir diğeri ise; Cemaat içinde güvensizlik
oluşturmaya çalışmaktır.
Bununla birçok şey hedeflenmektedir. Bir yandan elemanlar arasındaki kardeşlik
duygularının zedelenmesi ve güvenin kırılması, diğer yandan Cemaat merkezine ve
dolayısıyla yapısı ve faaliyetlerine karşı sadakatin bozulması, öte yandan
birlik ve beraberlik ruhunun sönmesi hedeflenir ki, bunların gerçekleşmesi
yapıyı tahrip eder.
Polis ve jitem, bu konuda muhbirleri çok kullanır, onlardan ziyadesiyle istifade
eder. Ancak muhbirlerden istifade ettiği gibi, doğrudan kullandığı işbirlikçiler
ve dolaylı olarak kullandığı kişilerden de çokça istifade etmektedir ki
bunların; Cemaat mensuplarının yakın çevresinden olmasına özen gösterir. Bu
bakımdan seviye, konum ve işine bakmaksızın, Cemaat potansiyelinin bulunduğu
yerlerden, yapabildiği kadar her kesimden çok sayıda kişiyi muhbirleştirip
doğrudan ya da muhbirleştirmeden dolaylı yollardan kullanmaya çalışır.
Polis ve jitem bunlar vasıtasıyla; Cemaatin varlığına, elemanlarına ve
faaliyetlerine yönelik iftira, yalan, dedikodu ve karalamalarda bulunur ve yapı
içinde güvensizlik oluşturmaya çalışır. Bunları sistemli bir şekilde
yönlendirerek Cemaatin potansiyelinin bulunduğu yerlerde fısıltı gazetesi gibi
oradan oraya koşuşturarak anti propagandalar, Cemaat sorumluları ve faaliyetleri
hakkında gerçek dışı ve güven zedeleyici konuşmalar yaptırırlar. Cemaat ile
doğrudan veya dolaylı bir şekilde alakası olduğunu öğrendikleri ve yol
bulabildikleri kişilere yönlendirir, onlara dönük bu fitneleri yaptırırlar.
CEMAATİN TABANINI İMAN VE AHLAKİ DEĞERLERDEN UZAKLAŞTIRMAYA ÇALIŞMAK
Laik Kemalist Rejim, Türk milliyetçiliği ve İslam düşmanlığı üzerine kurulduğu
için İslami değerleri, Türk dışındaki milliyetleri ve Türkçe dışındaki dilleri
kabul etmemiş, inkar etmiş ve toplumun bütün kesimlerine Kemalist zihniyeti
empoze etmeye çalışarak tek devlet, tek millet, tek dil, tek zihniyet ve tek
bayrak şeklinde hepsini tek tipleştirmeye çalışmıştır. Bu hususta İslam ve
Müslümanları tehdit olarak algılamış ve dolayısıyla İslam’ı suç ve Müslümanları
potansiyel suçlu kabul ederek onlara yönelik her yönden yasak, engel, baskı,
zulüm ve yaptırımlara gitmiştir.
Sistemli ve devlet imkanlarıyla yapılan bu anti İslami faaliyetler ve bunlara
ilaveten mülhit örgütlerin de anti İslami çalışmaları neticesinde, yüzyıllardan
beridir İslami değerleri esas alarak yaşayan ve sosyal yapısı İslam’a göre
şekillenen Müslüman toplum içinde çözülmeler başladı. Gayri İslami inanç ve
düşünceler türemeye, sosyal doku tahrip olmaya, ahlaki değerler bozulmaya
başladı. Müslümanlar, inançlarının gereğini rahat bir şekilde yerine getiremez
hale geldi.
Bu hal ve şartlar içinde Hizbullah Cemaati, İslami sorumluluğunu yerine getirme
gayretiyle bulunduğu ortamda, elinin yetiştiği ve gücünün yettiği insana İslam’ı
tebliğ etmeye çalışmış, Allah’ı, Kitabını, Dinini ve Resulünü tanıtıp hakka
davet etmiştir. Buna dönük çalışmalar yapmış ve halk kesimlerine imkanları
ölçüsünde yardım ve destekte bulunmaya çalışmıştır. Toplumun özüne dönmesi,
benliğini bulması, dinini öğrenip yaşaması ve inançlarının gereğini yerine
getirmesi için üzerine düşen sorumluluğu yapmaya çalışmıştır.
Bunun tabii bir neticesi olarak, zaten Müslüman olan halkta İslam’a yönelmeler,
İslami ve ahlaki değerlere karşı hassasiyette artış, İslami vecibeleri yerine
getirmeye dönük toplumsal duyarlılık ve gayretler oluştu ve her geçen gün daha
da büyüyerek ve genişleyerek kitleleri sardı.
Bu durum ise, onların hesaplarını bozdu ve Hizbullah Cemaatine yönelmelerine
sebep oldu. İslam’ın inanç esasları ve ahlaki değerleri hedef alınarak
Hizbullah’a yöneldiler.
Yıllardan beridir Müslüman toplumu inanç ve ahlaki değerlerden uzaklaştırmaya ve
İslam üzere şekillenen sosyal dokuyu bozmaya çalışan Laik Rejim, bunu çok daha
programlı ve sistemli bir şekilde Hizbullah Cemaati çalışmalarının olduğu
yerlerde ve Cemaatin potansiyel gücü ve tabanı olan kitleye dönük olarak yapmaya
başladı.
Çünkü bu potansiyel içinde inanç ve ahlaki değerler açısından tahribat
yapabilse, yapabildiği oranda İslam’a yönelişi ve dolayısıyla Hizbullah’a
yönelişi engelleyecek, böylece İslam ve Müslümanların lehine olan çalışma ve
faaliyetler darbe yiyecektir.
Dolayısıyla Laik Kemalist Rejimin polis ve jitemi; Hizbullah Cemaatine yönelik
olarak yaptığı faaliyetlerden biri de, Cemaatin tabanını iman ve ahlaki
değerlerden uzaklaştırmaya çalışmaktır. Tabi bunu; doğrudan ve birebir
görüşmeler yoluyla, açıktan uyarı ve çağrılarda bulunmayla yapmaz. Aksine,
sinsi, sistemli ve programlı çalışmalarla yapar. Elindeki devlet imkanlarını,
kontrolünde bulunan muhbir ve işbirlikçiler ile dolaylı yollardan kullandığı
kişileri, kontrolünde tuttuğu gazete, TV, radyo ve dergileri devreye koyar,
bunları hedef kitleye ve o kitlenin bulunduğu yere yönlendirir, orada iman ve
ahlaki değerleri tahrip etmeye dönük faaliyetlerde bulunur. Kahvehaneler,
kumarhaneler, internet kafeler, fuhuş evleri, spor adı altında kulüpler,
lokaller, bayanlara dönük çeşitli adlar altında kurslar ve benzeri yerler
açtırır ve bunlar vesilesiyle oranın insanları üzerinde çalışmalarda bulunur,
oraya uyuşturucu satan ve kullanan bireyleri musallat eder ve bunlar üzerinden
yaymaya çalışır ve hakeza. Netice itibariyle, hedef aldığı kitle içinde ifsada
dönük çok yönlü bir etki alanı oluşturmaya ve yapabildiği kadarıyla iman ve
ahlaki değerlerden uzaklaştırmaya çalışır.
Allah’a emanet olun.
M. ALİ NUR
|