Allah’ın
adıyla!
MUHBİRLEŞTİRİLENLERİN POLİS VE JİTEME BAĞLI KALMALARI İÇİN UYGULANAN
YÖNTEMLER
AHLAK DIŞI FİİLLERE BULAŞTIRMA
Polis
ve jitem; muhbirleştirdiği kişileri fuhşun her çeşidine bulaştırmakta, özellikle
onlara yönelik çirkin ve ahlak dışı fiillerde bulunmakta, kamera ve
fotoğraflarla kayıtlarını tutmakta ve bunları birer koz ve şantaj aracı olarak
kullanmaktadır. Eğer denilenleri yapmaz ve kendilerine verilen görevi bırakıp
uzaklaşma gibi bir hale girerlerse, eldeki bu kayıtları aleyhlerinde
kullanacakları tehdidinde bulunur ve bu şekilde Muhbirleştirilen kişileri,
kendilerine bağlı birer köle halinde kontrollerinde tutmaya çalışır.
Polis ve jitem; bu çirkin yöntemi muhbirliği kabul ettirmede kullandığı gibi,
muhbirliğin sürdürülmesinde ve muhbirleştirilenlerin kendilerine bağlı
kalmasında da yoğun ve etkin bir şekilde kullanmaktadır.
Uzun yıllar Polis ile birlikte çalışan D.H., bu konuda şunları söylüyor:
“…..Ben onlarla uzun yıllar çalıştım. Çok şeylerini gördüm, birçok yöntemlerine
hem şahit oldum ve hem de içinde bulundum. Artık tiksinmiştim, bir şey yapmak
istemiyordum. Muhbirleri, onlarla birlikte çalışanları her türlü melanete
sokuyorlardı. Onlara her kötülüğü yaptırıyorlardı ve yapıyorlardı da. Eğer öyle
olmazsa güven duymazlar. Tam bir bataklığa saplayacaklar ki geri dönüşü olmasın.
Bir gün Şükrü polis ile konuşurken bana bunları kendisi de söyledi. Ben zaten
içindeydim, görüyordum ve sebeplerini de çok iyi biliyordum. Ancak konuşmamız
sırasında bana kendisi bizzat dedi. Dedi oğlum bak, bu işler böyledir, böyle
işliyor. Bu insanların burunları yere sürtülecek ki söylenenleri yapmaya mecbur
kalsınlar. Güzellikle olmazsa zorla olacak ve mecbur edilecekler, yoksa nazları
çekilmez……”
Polis ve jitem; bu kişileri geri dönülmez bir noktaya getirmek, tamamıyla
kişiliksizleştirip kontrol edilebilir hale getirmek ve içine düştükleri kötü
halden ötürü başka tarafa gidemeyip kendilerine bağımlı kalmaları için bunları
insan tabiatının kaldıramayacağı ahlak dışı çirkinliklere bulaştırır. Bu
çirkinliklere bulaştırılan muhbirler, yaptıkları pisliklerin deşifre
edilmesinden çekinip korktukları için birlikte çalıştıkları polis veya jiteme
kendilerini mahkum hissederler ve bağımlı kalırlar.
Muhbirleştirilenler, fahişelerle ilişkiye sokulup bunların kamera görüntüleri
alınmakla birlikte, kendilerine livatada bulunulup bunların da görüntüleri
alınmaktadır. Bunlarla yetinmeyen polis ve jitem, muhbirleştirilenleri
aşağıların da aşağısına sürükleyerek, ortaya çıktığında insanların karşısına
çıkamayacak ve başlarını kaldıramayacak duruma düşürmektedir. Mesela; D.O., R.B.
ve R.G.’ye, birlikte çalıştıkları polisler tarafından livatada bulunulmuş,
bunların kamera görüntüleri alınmış, yine D.O., baldızıyla ilişkiye girmeye
zorlanmış, H.Ç, yengesiyle ve komşusunun hanımıyla ilişkiye sokulmuş, M.K.,
kaynanasıyla yatmaya zorlanmış ve hakeza…. Bütün bunlar yönlendirmeyle olup, bu
muhbirlerin çalıştıkları polis veya jitem, bütün bunlardan haberdar olur ve
yanında adeta bir koz olarak tutar. İstediği zaman, birlikte çalıştığı muhbiri
gerek akrabalarına, gerek arkadaşlarına ve gerekse yakın çevresine karşı deşifre
edip rezil ve rüsvay edebilmektedir. Bunu bilen ve farkında olan muhbirler,
çalıştıkları polis veya jiteme karşı sürekli başları eğiktir, sürekli bir korku
içinde bulunurlar ve kendilerini bu yüzden onlara karşı mahkum hissederler.
Dolayısıyla hoşlarına gitmeyen tepkileri vermekten çekinirler ve söylenenleri
yapıp bağımlı hale gelirler.
Tabii bütün bunlar, zafiyet sahibi olan kişiler için söz konusudur. Zafiyet
göstermeyen ve kişiliğini korumaya çalışan insanlar, en baştan beri ahlak dışı
çirkin işlere yanaşmazlar, bir oyun veya tuzak sonucu girmiş olsalar bile,
cesaret göstererek tepki verir ve daha fazla bataklığa saplanmamaya gayret
gösterirler, içine düştüğü veya düşürüldüğü kötü halin deşifre olmasını dahi
göze alarak daha kötü durumlara düşmemeye çalışırlar. Bu gibi kişiler, bu
gayretleri sonucu genellikle yakalarını kurtarırlar. Ancak zafiyet gösterenler,
korkup çekinenler ve tepki verme cesareti gösteremeyenler ise, bataklığa
saplanıp çırpındıkça daha fazla batanın durumu gibi battıkça batarlar ve bu
zafiyetlerinin kurbanı olup geri dönüşü olmayan bir noktaya gelerek hayatlarını
pisliklere, çirkin ve kirli işlere heba ederler.
Allah’a emanet olun.
M. ALİ NUR
|