Allah’ın
adıyla!
MUHBİRLEŞTİRİLEN KİŞİLERİN BULAŞTIRILDIKLARI AHLAKİ ÇÖKÜNTÜLER VE NEDENLERİ
KONUYA BAKIŞ
“Muhbirleştirilen kişilerin bulaştırıldıkları ahlaki çöküntüler ve nedenleri”
başlığı altında polis ve jitemin, muhbirleştirdiği kişileri zina, uyuşturucu,
hırsızlık ve kumara bulaştırdığından bahsedildi ve bunlarla ilgili örnekler
verildi.
Verilen örneklere dikkat edilecek olursa; ahlaki çöküntüye bulaştırılan ve
alıştırılan muhbirler, ahlaksızlıkları işlerken ortamdan istifade etmektedirler.
Çünkü bu ahlaksızlıkların işlenmesinde ortamın rolü büyüktür. İster ev, ister
işyeri ve isterse dışarıda olsun, bu ahlaksızlıkların işlenebilmesine yol
verecek ve zemin hazırlayacak ortamın bulunması, bu kötülüğü işleyenlere cesaret
vermekte ve işlerini kolaylaştırmaktadır.
Yine; muhbirlerin yöneldikleri kişilerin bilinçsizliği ve duyarsızlığı, onları
daha kolay birer hedef haline getirmekte ve kötülüğün içine düşürmektedir.
Özellikle de; bu kişilerin aile ortamlarında İslami âdab ve ahlak kurallarına
gereği gibi riayet edilmemesi, bir yandan bu ahlaksızlıkların işlenmesine ortam
oluşturmakta, diğer yandan da aile bireylerini bu konuda bilinçsizlik ve
duyarsızlığa itmektedir.
Ve bunlar; polis ve jitemin direktifleriyle hareket eden muhbirlerin,
ahlaksızlıkları işlemede yol bulmalarına sebep olmakta ve rahat hareket
edebilecekleri ortamlar oluşturmaktadır.
Burada aile reislerine, hem evdeki ortam ve hem de çocuklarının durumu konusunda
önemli görevler düşmektedir.
Çocuklar, ebeveynlerinden ve evdeki yaşam şeklinden etkilenerek büyürler ve
bunların bıraktığı tesirle şekil alırlar. Anne ve babanın ahlaki değerler
konusundaki hassasiyetleri ve ev ortamında âdab-ı muaşerete riayet edilmesi,
çocuğa da aynı yönde tesir etmesine ve bu alışkanlıkları kazanmasına sebep
olacaktır. Özellikle de çocukların ahlaki değerler konusunda, yaş seviyelerine
uygun düşecek şekilde bilgilendirilmeleri ve bilinçlendirilmeleri bu işin temel
kısmıdır.
Aynı şekilde, bunun aksi de söz konusudur. Anne ve babanın çocuklarına karşı bu
konularda duyarsız kalması, ahlak ve âdab konusunda gerekli bilgilendirme,
eğitme ve yönlendirmeyi yapmamaları, onları bilinçsizliğe ve duyarsızlığa
itecek, kötü hasletlere karşı zayıf bir kişilik olarak kalmalarına sebebiyet
verecektir. Dolayısıyla kötü insanlar tarafından kolayca kötülüklere
bulaştırılabileceklerdir.
Bu bakımdan; ebeveynlerin ve aile reislerinin, çocuklarını bu kötülüklerden ve
kötü insanlardan korumak için, onlarda ahlaki değerlerin ve âdabın yerleşip
alışkanlık halini alması için, tedbirli olmaları, tedbirlerini fiiliyata
geçirmeleri, bilinçli ve duyarlı hareket etmeleri gerekir.
Bunun için, buradan şu hatırlatmalarda bulunmayı bir vazife olarak biliyorum:
Aile reisleri!
Her şeyden önce çocuklarınızın inanç, ahlak ve ibadet konusu üzerinde titizlikle
ve ısrarla durun. Yaşlarına göre bilmeleri gereken şeyleri onlara öğretin ve
uygulamayla ilgili olanları mutlaka pratiğe geçirmelerine çalışın. Özellikle
Allah ve ahiret inancı ile namaz konusu üzerinde çokça durmalısınız. Çünkü
bunlar, kişiyi kötülere ve kötülüklere karşı koruyucu kalkan gibidir.
Evde ahlaki kuralları ve âdab-ı muaşereti fiili olarak oturtmaya çalışın.
Çocuklar mümeyyiz olduktan, yani ortalama yedi yaşı bitirdikten sonra, onları
aynı yorgan altında yatırmayın ve kesinlikle yataklarını ayırın, kızları ve
erkekleri ayrı odalarda yatırın. Evleri oda bakımından yetersiz olan veya bu
imkana sahip olamayanlar, en azından yatma vakitlerinde birer perde ile bölmeler
oluşturup aralarını ayırabilirler.
Yatma vakitlerinde veya ev halkından birilerinin odalarına çekildikleri vakitte,
kapılarını çalmadan ve izin istemeden hiç kimse bir diğerinin odasına girmemeli.
Olur ki üstü, başı uygun bir vaziyette olmaz.
Ev halkından biri elbiselerini çıkaracağı veya değiştireceği zaman, bunu
kesinlikle diğerlerinin bulunduğu bir ortamda yapmamalıdır. Aile bireyleri bile
olsa, birbirlerine mahrem yerlerini göstermeleri doğru olmaz.
Çocukların beraber banyoya girmelerine ve beraber banyo yapmalarına müsaade
edilmemeli. Yaşları küçük bile olsa onlara ayrı ayrı banyo yaptırılmalıdır.
Kız çocuklarınızı ve küçük yaştaki erkek çocuklarınızı yalnız başlarına dışarıya
ya da dükkan, manav, fırın, mağaza gibi herhangi bir işyerine göndermeyin.
Gönderirken mutlaka yanlarında biri olsun.
Okula giden veya bir iş için bir yere gönderilen ya da başka bir sebepten dolayı
evden çıkan çocukların, vaktinde eve gelmeleri sağlanmalıdır. Bu konuda gerekli
tedbirler alınmalı, uyarı ve nasihatler yapılmalıdır. Vaktinde gelmedikleri
zaman mutlaka bunun hesabı sorulmalı ve nedeni öğrenilmelidir. Bu nedenle, evden
çıkan çocukların nereye gideceği ve ne yapacağı önceden bilinmelidir.
Çocuklarınızı; zina, uyuşturucu, kumar, hırsızlık gibi kötülükler ve bunları
yapan kötü insanlar konusunda bilgilendirin, gerekli uyarı ve nasihatlerde
bulunun.
Çocuklarınızın gezdiği, birlikte vakit geçirdiği ve arkadaşlık yaptığı kişileri
ve çevreyi mutlaka tanıyın.
Bir yere gidileceği zaman, evde bir kız yalnız başına bırakılmamalıdır.
İster komşu, ister akraba ve isterse tanıdıklardan olsun, bunların bulunduğu
vakitlerde evde haremlik-selamlığa mutlaka dikkat edilmeli, erkek ve kızların
yalnız kalmalarına ve kendi aralarında serbestçe sohbet etmelerine asla yol
verilmemelidir.
Akrabalara gece misafirliğine gidildiğinde veya akrabalar gece misafirliğine
geldiğinde, yakınlık derecesi ne olursa olsun, bayanların ve erkeklerin aynı
ortamda yatmalarına imkan ve fırsat verilmemeli, mutlaka ayrı odalarda yatmaları
sağlanmalıdır.
Gerek komşulardan, gerek akrabalardan ve gerekse tanıdıklardan olsun, birinin
evine gidildiği zaman, evde sadece biri varsa ve giden de karşı cinsten ise
kesinlikle içeri girmemeli, aynı şekilde içerdeki de kesinlikle geleni içeri
almamalıdır.
Evlenme yaşına gelen çocuklarınızı evlendirmeye çalışın. Özellikle de evlilik
yaşına gelmiş kız çocuklarınızı geciktirmemeye gayret sarf edin.
Evli bir kadın, kesinlikle kocasından habersiz olarak evine bir erkek
almamalıdır. Velev ki bu erkek, kendi akrabası veya kocasının akrabası bile
olsa. Aynı şekilde evli bir kadın, kocasından habersiz olarak ve yanında bir
mahremi olmadan dışarı çıkmamalı ve izinsiz hiçbir eve gitmemelidir.
Ve bütün bunlara dikkat edilirse; gerek Kur’an ve gerek hadislerde emir ve
tavsiye edilen hususlar olup kötülüklere ve kötülere karşı her biri birer tedbir
olmakla birlikte, aynı zamanda ahlaki değerleri muhafaza etmede önemli yer
teşkil etmektedirler.
Bunlara riayet edildikçe, daha doğrusu İslam’ın fert, aile ve toplum için emir
ve tavsiye ettiği bu ve benzer hususiyetlere riayet edildikçe; zina, uyuşturucu,
hırsızlık ve kumar gibi ahlaksızlıklar ve kötü alışkanlıklar da o derece azalır,
kötülüklere ortam kalmaz ve kötülere yol kapanmış olur.
Zaten sorunun büyüğü de buradadır. Gerek fert, gerek aile ve gerekse toplum
hayatında İslam’dan uzaklaşıldıkça, İslami kural ve kaidelerin uygulanması terk
edildikçe sorunlar da baş gösterir, kötüler kötülüklerini işlemeye ortam, imkan
ve fırsat bulur, kötülükler çoğalır.
Kötülüklerden ve kötülerden korunmanın, temiz fert, temiz aile ve temiz toplum
olabilmenin yolu ve çaresi İslam’dır, İslam’ın emir ve tavsiyelerine uymadır,
İslam’ın yaşamımız için tayin ettiği ferdi, ailevi ve sosyal kural ve kaideleri
uygulamadır.
O halde ey duyarlı Müslümanlar! Ey gençler!
Bilinçli fert, bilinçli aile ve bilinçli toplum olabilmemiz, kötülere,
kötülüklere ve her türlü ahlaksızlıklara karşı korunabilmemiz için gayret
gösterin. Zina, uyuşturucu, hırsızlık ve kumar konusunda toplumu bilgilendirmeye
ve bilinçlendirmeye çalışın, İslami kural ve kaidelerin gerek evlerde ve aile
ortamlarında, gerek komşular arasında ve gerekse toplum içinde oturup yerleşmesi
için çaba harcayın. Hepimiz aynı gemide birlikte yaşamaktayız. Hepimizin
kurtuluş ve selameti, geminin sağlam kalmasına ve doğru istikamet üzere
bulunmasına bağlıdır. Bu gemiyi delenlere veya rotasını yanlış yöne çevirenlere
hep birlikte karşı koymalıyız.
Allah’a emanet olun.
M. ALİ NUR
|