Allah’ın
adıyla!
HİZBULLAH CEMAATİNE KARŞI UYGULANAN YÖNTEMLER
ÇEŞİTLİ SALDIRI, KOMPLO VE PROVOKASYONLARLA BİR YANDAN ZARAR VERMEK, DİĞER
YANDAN CEMAATİ OLAYLARA VE SUÇ İŞLEMEYE SEVK ETMEK
Polis ve jitem, Hizbullah Cemaatiyle mücadele ederken sadece istihbarat
faaliyeti yürütmüyor, sadece takip edip bilgi toplamıyor veya sadece topladığı
bu bilgileri savcılığa sunup haklarında yakalanmaları için tutanak hazırlamıyor.
Bunlar işin halk tarafından bilinen kısmıdır. Polis ve jitem, Hizbullah
Cemaatiyle çok yönlü, acımasız, kuralsız, kanunsuz ve aynen bir illegal örgüt
gibi mücadele etti şu ana kadar. Özellikle de 2000 öncesinde bunu bütün
imkanlarını kullanarak yaptı. Çünkü Hizbullah Cemaati hakkında istediği düzeyde
istihbarat faaliyeti yürütemedi, hiçbir sorumluluk düzeyinde muhbirleştirmede
bulunamadı, Cemaatin karar mekanizmalarını etkileyebilecek hiçbir etki ve
yönlendirmede bulunamadı. Halbuki bunlar, istihbarat teşkilatları için örgütler
açısından temel hedeflerdir.
Hal böyle olunca, Hizbullah Cemaati ile ilgili her türlü çirkin ve kirli
faaliyetlerde bulunuldu, oyun ve tezgahlar tertiplendi, tuzaklar hazırlandı,
eldeki bütün imkanlar kullanılarak üzerine çok yönlü gidildi ve böylece
etkisizleştirilmeye çalışıldı.
Birçok cami imamı zorlanarak ve hatta tehdit edilerek, camiye giden öğrencileri
camiden kovmaları, onları dövmeleri, kötü muamelede bulunmaları ve bunların
sebebinin Hizbullah olduğunu söyleyip Hizbullah Cemaati aleyhinde cami cemaatine
propaganda yapmaları istenerek, bunlar üzerinden Hizbullah Cemaati tahrik
edilmeye, söz konusu icraatlarda bulunan imamlara yönelik eylemlerde bulunmaya
ve böylece halk arasında Cemaatin imamlara karşı olduğu iddiası işlenmeye
çalışıldı.
Okullarda birçok müdür, müdür yardımcısı veya öğretmenler aynı şekilde baskı ile
yönlendirilerek, namaz kılan ve tesettürlü olan öğrencilere yönelik şiddet
uygulamaları, baskı kurup engelleme yoluna gitmeleri ve inançlarından
vazgeçmeleri için her türlü tedhit ve tahriklerde bulunmaları istenerek, bunlar
üzerinden Hizbullah Cemaati tahrik edilmeye ve bunların üzerine gidip olay ve
eylemlerde bulunmaya çalışıldı.
Birçok yerde, tespit ettikleri Hizbullah Cemaati üyelerine, özellikle de aktif
veya sorumlu düzeyde biri olarak bilinenlere yönelik saldırılarda bulunuldu ve
bu vesileyle bir yandan Cemaate zarar vermeye, diğer yandan intikam alır
düşüncesiyle suç işlemeye sevk etmeye çalışıldı.
Kısacası, kontrollerindeki basın yayın organları yoluyla, kurum ve
kuruluşlardaki yetkili veya elemanlardan kontrolleri altındakiler vesilesiyle,
elleri altındaki muhbirler ve işbirlikçiler eliyle; komplo, provokasyon, silahlı
eylem, anti propaganda, saldırı vs her türlü çirkin ve kirli işler tertiplendi
ve bunlarla, bir yandan Cemaate zarar vermeye, diğer yandan onu kanunlar
nezdinde suç işlemeye sevk etmek için çalışıldı.
Polis ile birlikte çalışan M. K. , verdiği bilgilerin bir bölümünde konuyla
ilgili olarak şunları söylemektedir: “…. . Bunun üzerine orada bulunan M. ve H.
isimli iki şahsı benimle tanıştırıp birlikte Molla Mahmut isimli Cemaat mensubu
şahsın şehadetine gönderdi. O sıra üzerimize silah verildi. Ben kendilerine
gözlemci ve gösterici olarak gidecektim. Çünkü Molla Mahmut’un hem dükkanını hem
gitmiş olduğu camiyi bildiğim için kendileriyle birlikte gittim. Kendileriyle
birlikte Kıbrıs Pasajı civarına geldiğimiz zaman o iki arkadaş Oryıl pasajı
yanından içeri girdi, ben ise Kıbrıs Pasajı içinden girip Molla Mahmut’u hem
kontrol ettim, hem çevreyi kontrol ettim. Bu olaydan önce Durdi bize, o olayda
bize herhangi bir zararın gelmeyeceğini belirtti. Çünkü o sırada polis
korumasının da o çevrede olacağını bizlere bildirmişti. Biz bunun üzerine
gittiğimiz zaman ben tekrar Kıbrıs Pasajının diğer başına geçtim ve oradan gelen
iki şahsa, şu anda Molla Mahmut’un dükkanın içinde bulunduğunu, gitmek üzere
olduğunu belirttim. Ve bunlar içeri girdi. Daha sonra pasajın yarısına kadar
gittikten sonra kendilerine bir işaret verdim, olaya başlayabileceklerini. Çünkü
Molla Mahmut çıkmak üzereydi dükkandan. Ve kendileri silahları ateşledikten
sonra ben hızla pasajın çarşı tarafına doğru tekrar çıktım, dolmuş durağına
ilerlemeye başladım. Giderken polislerin oraya doğru gittiklerini gördüm ve ben
süratli adımlarla yeni ilkokul civarına doğru koşmaya başladım. Yeni ilkokul
civarına geldiğimiz zaman mergaahmet camisi ile yeni ilkokul arasındaki yerde
kendileriyle buluşacaktık. Orada buluşma sırasında ben silahı kendilerine verdim
ve bunu Emniyet Müdürlüğüne götürmesini söyledim. Emniyet Müdürlüğüne silahları
götürüp teslim etmelerini, benim ise burada bekli tanınabileceğimi çünkü Kıbrıs
Pasajı içerisinde bir arkadaşın babasının dükkanı vardı. Beni orada
görebileceğinden şüphelendiğim için tekrar oraya geldim. Ve gelirken F. nin oğlu
A. isimli şahsı gördüm. Kıbrıs Pasajı içerisinde bir olayın vuku bulduğunu
kendilerine bildirdim. O ise, içerde bir tuhafiyecinin olduğunu, onun
öldürülebileceğini, bana aktardı. Ben ise sessiz kalıp dolmuşa binip gittim.
Dolmuşa binip giderken yolda Molla Mahmut’un hanımını Kıbrıs Pasajının önünde
ağlarken gördüm, polisler de oradaydı.
Dolmuşla eve gittikten sonra, aynı gün içinde bir fırsatını bulup Emniyet
Müdürlüğüne gittim. Çünkü Durdi’ye rapor vermemiz gerekirdi. Komiser Durdi ile
görüşmem sırasında bana, niye beraber gelmediğimi söyledi, ben ise Kıbrıs Pasaji
içinde tanınabileceğimden şüphelendiğim için tekrar olay yerine geri gittim,
herhangi bir kimsenin şüpheye kapılmaması için. Bundan dolayı bana iyi
düşündüğümü söyledi……. . “
BASIN VE YAYIN DAHİL HER YOLLA ANTİ-PROPAGANDALARDA BULUNARAK BİR YANDAN CEMAATİ
KÖTÜLEMEYE, KARALAMAYA VE TOPLUMDAN SOYUTLAMAYA ÇALIŞMAK, DİĞER YANDAN ÜZERİNE
GİTMEYE HAKLILIK VE MEŞRUİYET KAZANDIRMAK
Polis ve jitemin, Hizbullah Cemaatine karşı yürüttüğü mücadelenin en önemli
ayaklarından biri psikolojik savaş olmuştur.
Polis ve jitem bu amaçla; çeşitli basın ve yayın organlarını, gerek resmi ve
gerekse sivil bir takım kurum ve kuruluşları, akademisyen, uzman ve bürokrat
gibi vasıflarla meşhur edilmiş bazı işbirlikçileri ve çok sayıda muhbirleri
kullanmıştır, kullanmaktadır ve kullanmaya da devam edecektir.
Bunlar üzerinden, Hizbullah Cemaatine ve faaliyetlerine yönelik olarak çok
sistemli ve düzenli bir şekilde psikolojik savaş yürütüldü şu ana kadar ve halen
de devam etmektedir. Her biri üzerinden, sahip olduğu konum, imkanlar ve
toplumda icra ettiği fonksiyona göre Cemaat aleyhinde çalışmalar yürütüldü ve
yürütmektedir.
Basın ve yayın mensupları vasıtasıyla; Hizbullah’ın terör örgütü olduğu, yaptığı
faaliyetlerin İslam ile bir alakasının olmadığı, İslam’a ve Müslümanlara zararlı
olduğu ve zararlı işler yaptığı, halkın canına, malına ve toplum düzenine zarar
verdiği, dolayısıyla tehlikeli olduğu düşüncesini işleyerek toplum hafızasına
yerleştirmeye ve böylece toplum nezdinde Hizbullah Cemaatine karşı bir antipati
oluşturup suçlu göstermeye çalıştı ve çalışmaktadır.
Akademisyen, uzman veya bürokrat olarak bilinen ve özellikle de ilahiyatçı olan
ancak istihbarat teşkilatıyla işbirliği içinde çalışanlar vasıtasıyla; TV ve
radyolarda, üniversite salonlarında, çeşitli konferans ve seminerlerde bir takım
programlar yapar, bu programlarda İslam ve Müslümanları gündeme getirir,
Amerikancı İslam diyebileceğimiz tarzda bir anlayış ortaya koymaya ve topluma
aşılamaya çalışır, Hizbullah Cemaati ve benzer yapıların gerçek İslam ile bir
alakalarının olmadığını empoze eder, yaptıklarının yanlış ve İslam nazarında
meşruiyetinin olmadığını, dolayısıyla devletin ona karşı tedbir alması gerektiği
ve önüne geçmesi gerektiği fikrini aşılamaya ve zihinlerde yer etmesine çalışır.
Bunların yanı sıra, muhbirler ve diğer işbirlikçiler vasıtasıyla toplum içinde
Hizbullah Cemaati aleyhinde sistemli, düzenli, programlanmış bir şekilde yoğun
ve yaygın halde propagandalarda bulunurlar, çeşitli fikir ve görüşler üretir ve
yayarlar, böylece Hizbullah Cemaatini kötüleyip karalayarak toplumdan
soyutlamaya, suçlu ve üzerine gidilmesi gereken tehlikeli bir yapı olarak
göstermeye ve netice itibariyle rejim güçlerinin Cemaate yönelik yaptığı ve
yapacağı her türlü baskın, eylem ve operasyonları toplum nezdinde meşru ve haklı
göstermeye çalışırlar.
Allah’a emanet olun.
M. ALİ NUR |