Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

MEŞGUL OLDUĞUMUZ ŞEY, ÖNCELİKLİ MESELELERİMİZ ARASINDA OLMALI / M. ALİ NUR

 Allah’a (cc) ve ahrete hakkıyla inanan ve İslam davasını sahiplenen Müslümanın dert edindiği, emek ve çaba sarf ettiği, mücadelesini verdiği, kısaca meşgul olduğu şey, kendisinin bu dünyadaki varlık sebebiyle doğrudan bağlantılıdır. Bu dünyada bulunmasının gayesi ne ise, meşgul olduğu şeyler de elbette ki o gayeye yöneliktir.

 Malumdur ki; bu dünyada bulunmamızın gayesi, hayat sınavından geçirilmektir ve bizim sorumluluğumuz Allah’a karşı kulluk vazifemizi yerine getirmektir. O halde Rabbimizin bizden isteyip de yerine getirmekle sorumlu olduğumuz ferdi, ailevi ve sosyal alandaki işler, bizim meşguliyetlerimizin aslını oluşturmaktadır. Bunlar; ahrette hesabını vereceğimiz hususiyetlerdir.

 Bu dünya hayatında elbette ki pek çok görevimiz vardır. Çünkü hayatımız baştan sona bir imtihan sürecidir ve İslam; hayatımızın tamamını boşluk bırakmayacak şekilde düzenleyerek bir yaşam modeli oluşturmuş ve bizleri o modeli tatbik etmekle mükellef tutmuştur. Dolayısıyla, ferdi, ailevi ve sosyal hayattaki yaşantımızın tamamında İslam’a uygun bir tablo ortaya koymakla mükellefiz.

 Ancak şu var ki mükellefiyetin dereceleri vardır. Bununla birlikte, ortama, şartlara ve imkanlara göre değişiklik arz eder.

 Bazı ortam ve şartlarda, sahip olunan imkanlar nispetince, mükellef olunan bazı hususlar öncelik arz eder, bazıları öncelikli önemini kaybeder, hatta bir kısmı mükellefiyet dairesinin dışına çıkar. Ortam ve şartlar değiştikçe, imkanlar azalıp çoğaldıkça mükellef olunan hususiyetlerin öncelikleri ve hatta hükmi halleri de değişebilmektedir.

 Farz ül kifaye hükmünde olan bir husus; ortamın, şartların ve imkanların değişmesiyle farz ül ayn durumuna çıkabilir. Aynı şekilde farz ül ayn hükmünde olan bir husus; farz ül kifaye durumuna düşebilir, hatta farz olmaktan da çıkabilir.

 İslami mücadele açısından konuya baktığımızda; bu husus büyük önem arz etmektedir. Çünkü İslami mücadele, hareketli ve uzun soluklu bir süreçtir. Birbirinden değişik merhaleleri vardır. Her merhalenin kendine has özellikleri, yerine getirilmesi gereken şartları vardır. Bu hareketli ve uzun soluklu sürecin pek çok iniş ve çıkışları söz konusudur. Bu iniş ve çıkışlarda bazen eldeki tüm imkanlar kaybedilebilir, ortam ve şartlar tamamıyla aleyhe geçer, bazen büyük imkanlar ve fırsatlar elde edilir, ortam ve şartlar lehte işler.

 Bütün bunlar, mücadelenin seyrine olumlu veya olumsuz etki eder. Uygulanan yöntem ve takip edilen stratejiyi etkiler. Dolayısıyla yaşanan her safhanın kendine has işleri ve bu işler arasında öncelikli konuma yükselen meşguliyetleri söz konusudur. 

 İşte tam bu noktada dava sahibi Müslüman; içinde bulunduğu ortamı, şartları, İslami mücadelenin geldiği merhaleyi ve sahip olunan imkanları dikkate alarak, yapmakla mükellef olduğu işleri ve bu işlerin öncelikli olanlarını doğru tespit etmek ve gereğini yapmak durumundadır. Öncelikli işler varken, öncelikli ve acil olmayan işlerle meşgul olmak, davanın gidişatına ve kazanımlarına olumsuz yansır, bazen büyük kayıplara ve dolayısıyla zararlara sebep olur.

 Dava sahibi Müslümanın, İslami mücadele sürecinde dava namına meşgul olacağı şeyler; davanın geldiği merhale ve merhalenin duyduğu ihtiyaca denk düşmelidir, içinde bulunan ortam ve şartlarda, mücadelenin ihtiyaç duyduğu şey olmalıdır, mücadelenin içinde bulunduğu merhale açısından bir gereklilik, gelecek merhale açısından ise hazırlık niteliğinde olmalıdır.

 Namazları, sünnetleriyle kılmak takvaya daha uygundur. Ancak, farzını dahi zor yetiştirecek kadar dar bir vakti kalan, mesela sabah namazını, sünneti kılacağı taktirde vaktinde kılmaya yetişmeyecek biri için, sünneti terk etmek zaruret halini alır. Çünkü farz, onun öncelikli işidir ve onu yerine getirmekle mükelleftir, farz varken o durumda sünnetle meşgul olamaz.

 Bir şirket düşünün. Bu şirketin sahibi bir tek şahıstır ve şirket orta ölçeklidir. Sahibi, şirketi istediği gibi idare etmektedir. Ancak şirketin büyüdüğünü dolayısıyla kendisini halka arz edip hissedar ettiğini düşünün. Bu durumda şirket; iş görüşmeleri ve Pazar bulma gibi hususlara yoğunlaşmaktan ziyade, geldiği bu yeni merhalenin, sahip olduğu yeni imkanların ve hissedarların hesabını yaparak, bir an önce buna uygun bir yapılanmayı ve çalışma düzenini oluşturmaya koyulur. Bu, onun öncelikli işi olur. Çünkü şirketin bundan sonra yapacağı icraatlar, artık bu yeni yapılanma ve çalışma düzeni üzerine bina edilecektir.

 Para, bina, basım yeri, dağıtım ağları gibi alt yapı sorunları olmayan birkaç yazarın, bir gazete çıkarmak istediklerini düşünelim. Bunlar kalkıp ilk iş olarak gazetenin kağıt kalitesi, sayfa sayısı, sayfa düzeni ve içeriği ile uğraşırlarsa, iş önceliğinde sırayı karıştırmış olurlar ve daha baştan itibaren işe yanlış ile başlarlar ki, bu onlara çok şey kaybettirir. Ancak eğer ilk iş olarak gazetenin çıkış gayesini, hedefini ve yayın stratejisini ortaya koyarlarsa; gazetenin içeriğini de konu kısımlarını da kendi aralarındaki çalışma düzenini de daha doğru tespit edebilir ve diğer işleri de bunlar üzerine daha doğru bir şekilde bina edebilirler. İşler maksadına yönelik olur.

 Dolayısıyla dava sahibi Müslümanlar, davalarından dolayı kendilerini sürekli yoklamalıdırlar. 

 Gelinen noktada öncelikli olarak neler yapmalıyız?

 İçinde bulunduğumuz ortam ve şartlar bizden ne yapmamızı istiyor?

 Gelişmelerin hızlı yaşandığı günümüzde; yapımız, kurum ve kurullarımız, kullandığımız vasıtalar, kullandığımız argümanlar, stratejimiz, çalışma yöntem ve kriterlerimiz geldiğimiz aşamaya uygun mu, içinde bulunduğumuz ortam ve şartlara cevap verebiliyor mu?

 Toplumdaki pozisyonumuzun ve geldiğimiz aşamanın bizden beklediği adımları zamanında ve gereği gibi atabiliyor muyuz?

 Bu güne karşı yeterli miyiz ve yarına karşı hazırlıklı mıyız?.....İşte bütün bunları hesaba katarak hareket etmek zorundadırlar.  

 Çünkü dava sahibi Müslüman, içinde bulunduğu anın icaplarıyla meşgul olur ve gereklerini yerine getirir. Yüklendiği ulvi dava gereği, mücadele yolunda, sürecin kendisine yüklediği vazifeleri bilir ve yine sürece uygun bir şekilde yerine getirmeye çalışır.

 Dolayısıyla dava sahibi Müslüman, mücadele sürecinde içinde bulunduğu aşamanın gerektirdiği öncelikli işlerle, öncelikli olarak meşgul olur, İslam davasının kendisinden beklediği hareket metoduna uygun davranarak süreci iyi değerlendirir, öncelik arz etmeyen meselelerle meşgul olup davaya kayıp verdirmez, böylelikle mücadele yolunda daha emin adımlarla yürür, hedeflerine ulaşmada daha gerekçi hareket eder.

 Allah’a emanet olun.

 

 M. ALİ NUR

Diger Basliklar
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -43
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -42
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -41
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -40
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -39
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -38
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -37
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -36
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -35
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -34
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -33
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -32
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -31
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -30
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -29
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -28
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -27
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -26
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -25
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -24
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git