29 Ocak Perşembe günü bazı gazetelerde, tekrar tekrar Ergenekon ile Hizbullah arasında zorlama bağlar kurulmaya çalışıldı. Ümraniye’de ele geçirilen bombaların daha önce Hizbullah operasyonunda yakalan bombalarla aynı kafileden olduğu iddia edildi. Daha önce gündeme getirilmiş olmasına rağmen, koro halinde Radikal, Star ve Zaman Gazeteleri bu konuyu tekrar gündeme taşıyarak sorumlu değil, sorunlu hareket etmişlerdir.

18 Mart 1999 yılında Şırnak’ta İhsan Tekin adlı şahsın evine baskın yapılmış, bomba ve silah bulunmuştu. Yıllar sonra Ümraniye’de bulunan bombalar ile İhsan Tekin’in evinde yakalanan bombaların aynı seriden olduğu gündeme getirilmiş ve Hizbullah mensubu iddiasıyla bir ara gözaltına alınıp bırakıldığı için İhsan Tekin’de yakalanan bombaları Hizbullah’a mal etme ve buradan da Ergenekon ile Hizbullah arasında bağlantı kurma gayretleri görülmüştü.

Ancak Radikal Gazetesinin 29 Temmuz 2008 tarihli sayısında “Ergenekon-Hizbullah Bomba Dostluğu” başlıklı yazı üzerine İhsan Tekin, 01-07 Ağustos 2008 tarih ve 18 sayılı haftalık Doğru Haber Gazetesine beyanat vermiş ve olayı tekzip ederek kınamıştı. Ve şöyle demişti : “Ben Hizbullah davasından yargılandım, ancak suçsuz olduğum anlaşıldı ve beraat ettim. Medyada çıkan haberler tamamen iftira ve karalama maksatlıdır. Hem bu dünyada hem de ahrette iki elim yakalarında olacaktır. Çünkü evimde bulunan söz konusu bomba ve silahın bana ait olmadığı ispatlandı. Zahmet edip mahkeme tutanaklarına baksalardı bu gerçeği görürlerdi…..Evet evimde bomba yakalandı ve bundan dolayı da yargılandım. Ancak söz konusu bomba bana ait değildi. Korucu olan bir akrabama aitti. Hasan Ağar isimli akrabam operasyona çıktığı için kendi şahsına ait silah ve bombaları yanıma emanet bırakmıştı. Bunlar ona ait ve onun adına kayıtlıydı. Sonra evime baskın yapıldı. Bu bombaların bana ait olmadığı ortaya çıkınca serbest bırakıldım. Beraat ettiğim davaların bugünlerde tekrar gündeme getirilerek benim üzerimden bazı insanları karalamaya çalıştıklarını görüyorum. Attıkları bu iftiralar gün gelir kendi boyunlarına yapışacaktır.”

Silah ve bombanın kendisine ait olan Hasan Ağar ise, silah ve bombaların kendisine ait olduğunu, o dönemde operasyonlara çıkarken güvenlik güçlerinin verdikleri silahları kullandıklarını, bir operasyon öncesinde de kendi üzerine kayıtlı bu silahları akrabası olan İhsan Tekin’in evine bırakıp öyle operasyona gittiğini, dönüşte İhsan Tekin’in evine baskın yapılıp silahların yakalandığını duyduğunda ise mahkemeye gidip silah ve bombanın kendisine ait olduğunu ve kayıtlarının bulunduğunu söyleyince ve durum resmi olarak da ispatlanınca, mahkeme beraat kararı verdiği gibi söz konusu bomba ve silahları da Hasan Ağar’a geri vermişti.

Ancak bu durum bu şekilde iken ve mahkeme kayıtlarında da sabit iken, birtakım basın bütün bunları görmezden gelerek olayı farklı yansıtmaya ve Hizbullah cemaatini karalamaya özellikle çalışmaktadır.

Bunlar, sorumluluk duygusuyla hareket etmemektedirler ve sorumlu davranmıyorlar. Kamuoyunu bilgilendirmek adına doğruluğu teyit ettirilmeyen, yalan yanlış, yanlı ve sipariş üzerine haber yapmak sorumlulukla bağdaşmadığı gibi bu kadar ucuz da olmamalıdır. Habercilik her şeyden önce sorumlu hareket etmeyi gerektiriyor. İnsanlar, bu haberleri okuyup olumlu veya olumsuz etkileniyorlar.