Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

MÜSLÜMANLAR VAHDETE GİDEN YOLU AÇMAKLA MÜKELLEFTİRLER / M. ALİ NUR

Allah’ın adıyla!

Müslümanlar, bir ümmettir. Rableri bir, dinleri bir, kitapları bir, Peygamberleri bir, kıbleleri bir, inanç ve ibadetleri ortaktır. Bütün bunlar; Müslümanları aynı niyetlerle, aynı amaç ve hedefler etrafında bir araya getiren, buluşturup kaynaştıran, aynı potada eriten, aynı bedenin birer azaları haline getiren ortak kutsal değerlerdir. Böylelikle Müslümanlar, bu ortak değerler etrafında kenetlenen büyük bir aile meydana getirirler, bir dünya ailesini. İşte bu, İslam ümmetidir.  

Ancak bu gün Müslümanlar birbirlerini anlayamayacak kadar yabancılaşmışlardır. Bölük pörçük olmuş, birbirlerinden kopuk halde yaşamaktadırlar. Böylece zayıf düşmüş ve İslam düşmanları karşısında gereken mukavemeti gösterememektedirler.

Neticesinde bu gün; Afganistan İslam düşmanı büyük şeytan Amerikan’ın işgali altındadır. Hakeza Irak, aynı şeytan tarafından işgali yaşamaktadır. Filistin, Siyonist İsrail’in işgali ve zulmü altındadır. Çeçenistan, Rusya’nın işgali altındadır. Mısır, Türkiye, Cezayir, Sudan ve aynı kategorideki diğer ülkeler, büyük şeytan Amerika ve Siyonist İsrail ile işbirlikçi odakların ellerinde ve buralarda Müslümanlar terörist muamelesi görmektedir. İran ve Suriye tehdit ve tecrit altındadır. Suudi Arabistan devlet yetkilileri sırtlarını Müslümanlara dönmüş, İslam düşmanlarının çıkarlarına hizmet etmekle meşgul….ve hakeza.  

Bu öyle bir hal almış ki, aynı coğrafyada ve aynı bölgede yaşayan Müslümanlar bile farklı kutuplara ayrılmış ve birbirlerine yabancı gözüyle bakabilmektedirler. Kısacası İslam coğrafyasının her yeri yaralı, her yerinde Müslümanlar dertli, sorunlu ve sıkıntılıdırlar.

Bu hal, Müslümanların vahdete ne denli ihtiyaçları olduğunu apaçık göstermiyor mu? Müslümanlar böyle dağınık, birbirlerine ilgisiz ve yabancı kaldıkları müddetçe zayıflıktan ve güçsüz kalmaktan kurtulabilirler mi? İslami mücadele verilmeden ve İslam düşmanlarına karşı gereken direniş gösterilmeden bu hal kendiliğinden değişir mi?

Müslümanlar arasında İhtilaflar olabilir. Dinin aslına taalluk etmediği müddetçe bu gayet normaldir ve hoş görülmelidir. Bu aynı zamanda bir zenginliktir, genişliktir ve kolaylıktır. Dolayısıyla da bir rahmettir. Ancak Müslümanlar arasında tefrika olmamalıdır. Bu caiz değildir. Müslümanlar İslami mücadeleyi ayrı kulvarlarda verebilirler, Kur’an ve Sünnete aykırı düşmeyen yöntemlere başvurabilirler, farklı mezheplere ayrılabilir ve ibadetlerini bu mezheplere göre yerine getirebilirler, ancak İslam dininin esaslarına taalluk eden meselelerde farklı yollar edinemezler, Kur’an ve Sünnete hizmet etmeyen yollar edinemezler, Müslümanların faydasına olmayan/zararına olan yollar edinemezler, İslam düşmanlarının faydasına dönüşen ve çıkarlarına hizmet edecek olan yollar edinemezler.

Müslümanlar arasında ihtilaf caiz görülmüş, tefrika ise men edilmiş iken, bununla birlikte, Müslümanların ittifak ettikleri konular, ihtilaf ettikleri konulardan çok daha fazla iken ve bunun neticesinde vahdet içinde olmaları gerekirken, acaba Müslümanlar neden vahdet içinde olamıyor ve tefrika halinde yaşıyorlar? İslam düşmanlarına karşı neden ortak hareket edemiyor ve güç birliği sağlayamıyorlar? Davet, tebliğ, İslam’ın müdafaası ve hakim kılınması noktasında neden olması gereken dayanışma ve yardımlaşmada bulunamıyorlar ve birbirlerine gereği gibi destek olamıyorlar?

Bütün bunların elbette ki pek çok sebepleri vardır. Ancak çözümsüz de değildir. Bu sebepler ve çözüm yolları üzerinde Müslümanların kafa yormaları ve mümkün olan çözüm yolları için zemin hazırlamaları, şiddetle ihtiyaç hissedilen bir husustur. Özellikle Müslüman kitleler tarafından kabul gören, dinlenen ve sayılan şahsiyetler bu konuda ciddi bir sorumluluk taşımaktadırlar.

Dünya çapında Müslümanlar arasında vahdetin gerçekleşmesi belki günümüz için hayal olabilir. Ancak yerel bazda Müslümanlar arasında vahdetin sağlanması imkan dışı değildir ve mümkündür.

Müslümanların bu konudaki en büyük sıkıntılarından biri, belki de yan yana gelememeleridir. Yan yana gelebilir, diyalog geliştirebilir ve meseleleri kendi aralarında konuşabilirlerse, birbirlerini daha iyi anlayabileceklerdir. Ortak çözüm bulmaları da hiç zor olmayacak ve ortak hareket edebilmenin de yolunu açmış olacaklardır.

Bu gün Müslümanların; İslam düşmanlarına karşı İslam’ı hakkıyla müdafaa edebilmek ve Müslümanların izzetini koruyabilmek için, kendi aralarındaki ayrılıkları bir tarafa bırakıp dayanışma içine girmeye ve ortak tavırlar sergilemeye gerçekten ihtiyaçları vardır.

Bu gün için bir arada olmuyorlarsa, birbirlerini desteklemiyor veya savunmuyorlarsa, en azından düşmanlık yapmayabilirler, sözlü yada yazılı saldırılarda bulunmayabilirler, fiili olarak engel olmayabilirler.

Buna rağmen, İslam düşmanlarının İslam’a ve Müslümanlara yönelik sözlü ve fiili her türlü saldırılarını görmezden gelerek buna karşı sessiz ve kayıtsız kalmak, hele hele Müslümanlara (her ne sebeple olursa olsun) karşı tavır takınıp İslam düşmanlarının işini kolaylaştırmak, ben Müslümanım diyenlerin işi olamaz. Ben Müslümanım diyen hiçbir kişi veya kesim, korku sebebiyle gayri İslami yöntemlere başvuramaz, tehlikeleri üzerimden bertaraf edeyim diye Müslümanlara zarara dönüşen yada İslam düşmanlarına hizmete dönüşen icraatlarda bulunamaz. Bunları yapanlar, İslam’ın kutsal değerlerini ayakları altına almış ve İslam düşmanlarına hizmet etmiş olurlar.

Allah’tan (cc), Müslümanlar arasında vahdetin gerçekleşmesinin yolunu açması ve bunun için hayırlı sebepler yaratması dileğiyle.

Allah’a emanet olun.

M. ALİ NUR

Diger Basliklar
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -43
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -42
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -41
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -40
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -39
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -38
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -37
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -36
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -35
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -34
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -33
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -32
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -31
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -30
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -29
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -28
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -27
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -26
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -25
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -24
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git