Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

HAK KUVVETLİ, KUVVET HAKKA DAYALI OLMALI
Bugün eğer Müslümanlar birlik içinde ve güçlü, kuvvetli olsalardı; ABD, ileri sürdüğü bütün gerekçeleri hakikatten uzak ve haksız olmasına rağmen, bütün Müslümanların gözleri önünde rahat bir şekilde Afganistan’ı işgal edebilir miydi?
Irak’ı işgal edebilir miydi? İran’ı ve Suriye’yi yine tamamen yalana dayalı, gerçek dışı bahanelerle terörist ülke olarak ilan edebilir ve saldırı tehdidinde bulunabilir miydi?

İsrail; Müslümanların kalbine saplanan zehirli bir hançer gibi, her gün vahşi yöntemlerle Müslümanların kanına girebilir miydi? Onların öz malı ve vatanı olan yerleri, hiçbir haklı gerekçe olmadan gasp edebilir ve Yahudi yerleşim yerlerine dönüştürebilir miydi?

Rusya; bünyesindeki bütün ülkelerin kendi devletlerini kurdukları ve bağımsızlıklarını ilan ettikleri gibi, Çeçenlerin de bir ülkelerinin bulunduğu ve kendi devletlerini kurma hakları olmasına rağmen, Çeçenistan’ı yıllardır vurabilir ve harabeye çevirebilir miydi?

Türkiye; %99’u Müslüman ülke olarak iddia edildiği halde, İslam’ı yasaklı bir din haline getirebilir miydi? Dolayısıyla Müslümanları potansiyel suçlu olarak gösterebilir miydi?

Onların dinlerini yaşamalarına engel olabilir miydi? Okullardan ve resmi dairelerden örtüleri nedeniyle inançlı kesimi men edebilir miydi? İslami faaliyetleri nedeniyle Müslümanları terörist olarak ilan edip cezaevlerine atarak vahşiyane işkencelerden geçirip yıllarca tutabilir miydi?...Ve hakeza.
Aynı şekilde, eğer ABD, İsrail, Rusya, Türkiye ve benzer durumda olan diğer devletler hak üzere bulunsalar ve hak yolunda mücadele etmiş olsalardı, yukarıda belirtilen işgaller, tehditler, saldırganlıklar, işkenceler, engeller, gasp ve öldürmeler olabilir miydi?
Diğer bir ifadeyle, Hak ehli olan Müslümanlar kuvvetli olsalardı, İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık edenler onlara hiçbir zarar verebilirler miydi?

Öte taraftan maddi kuvveti elinde bulunduran güçler, eğer Hak üzere bulunsalar ve dolayısıyla maddi kuvvetlerini Hak yolunda sarf etselerdi, işgal, talan, gasp, işkence, haksız öldürme vs gibi haksızlıklara girerler miydi? Dünyada bu vahşetler olur muydu?

Bu sorulara, tereddüt etmeden hayır denilecektir.

Çünkü bu bir hakikattir.

Çünkü hakka dayalı ve hakkın hizmetinde olduğu müddetçe kuvvet;
Her türlü saldırganlık ve tecavüzlere karşı caydırıcı bir kalkandır,
Hak ve adaletin toplumda tecelli etmesinin anahtarıdır,
Hak ehlinin hakka dayalı iktidarıdır, yönetim gücüdür…
Ancak hakka dayalı olmaz ve hakkın hizmetinde bulunmazsa, kuvvet;
Hakkın ve adaletin ortadan kaldırılmasının,

Saldırı ve tecavüzün,

Zulüm ve zorbalığın,

Zorba iktidarların aracı olur…

Kısacası kuvvet, iki tarafı keskin bir kılıç gibidir.

Hak için kalkarsa, zulmü indirir (etkisiz kılar)

Zulüm için kalkarsa, hakkı indirir (etkisiz kılar)…

Evet, işte bugün Müslümanların temel sorunlarından biri, belki de en önemlisi budur. İslam düşmanlarına ve zulüm odaklarına karşı maddi güçten yoksun ve zayıf durumda olmalarıdır. Hal böyle olunca Hakka ve Hak ehline, yani İslam ve Müslümanlara yönelen saldırı ve tecavüzler gereği gibi engellenememekte, Hakkın ve adaletin tecellisi sağlanamamaktadır. Müslümanlara karşı, İslam düşmanları maddi güç ve imkanlara sahip olduklarından, onların bu maddi gücü ve kuvveti, İslam ve Müslümanlara yönelik saldırı, tecavüz ve zulümlere dönüşmektedir.

Hak, Allah’ın (cc) bir adıdır. Aynı zamanda İslam dinidir. Dolayısıyla Hak, özünde güçlüdür, manen büyük kıymet ve değere sahiptir. İnsanların inanıp inanmamalarıyla, İslam düşmanlarının çok veya az olmalarıyla, maddi kuvvete sahip olup olmamalarıyla, özünde var olan güçten, hakikatten ve değerden bir şey kaybetmez. Allah (cc) dilerse, bütün düşmanlarını kahreder, onları yerin dibine batırır. Ancak bu dünya bir imtihan diyarıdır ve Allah (cc) kullarını bir hayat sınavından geçirmektedir. Kendisine inanmalarını, indirdiği Kur’an’a ve gönderdiği Peygambere (sav) uymalarını ve seçtiği İslam dinini hayata hakim kılıp tatbik etmelerini istemiştir. Bundan dolayı Hak, bir müessir olmadan gelip kendisini insanlara ve topluma dayatmaz. Aksine, Müslümanlar Hakkı alıp tatbik etmekle mükelleftir. Onun için Müslümanların güçlü olmaları ve böylelikle Hakkı da sosyal hayattaki eseri ve tecellisi açısından güçlü kılmaları gerekir.

Bütün alemlerin yaratıcısı, idarecisi ve Rabbi olan Allah (cc), hiçbir şeye muhtaç olmadığı ve her şeyin kendisine muhtaç olduğu halde, Kur’an’da : “Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz, O da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar” (Muhammed 7) buyurmaktadır. Allah’a (cc) yardımdan kasıt, O’nun gönderdiği kitap ve Resul’dür, yani Hak’tır, İslam dinidir. Yardım etmekten kasıt ise, İ’layı kelimetullah’tır, yani Hakkı, İslam dinini yüceltmek, sosyal hayatta etkin kılmaktır.

İşte bu, Müslümanlar önünde duran temel bir vazifedir. Kuvvetli olmak ve böylelikle Hakkı yüceltip ayakta tutmak. İslam ve Müslümanlara yönelik her türlü haksızlık, saldırı ve tecavüzleri etkisiz kılmak. Hakkı ve adaleti tesis etmek.

Peki Müslümanlar açısından kuvvet nedir?

Silahlara sahip olmak mıdır, teknik donanıma sahip olmak mıdır, çok sayıda insanın bir araya gelerek oluşturdukları kalabalık mıdır?

Muhakkak ki asıl kuvvet, Allah’ın (cc) yardımıdır. Bununla birlikte Müslümanlar açısından kuvvetin üç ayağı vardır. Birincisi; sağlam bir akide ve inkılabi bir ruh, ikincisi; itaat ve disipline dayalı birlik, üçüncüsü ise; maddi donanımdır.

İslam ve Müslümanların maruz kaldığı saldırı, tecavüz, zorbalık ve zulümlerin ortadan kalkması, Müslümanların dinlerini yaşayıp Rablerine hakkıyla kulluk edebilmeleri ve adaletin tesisi için, kuvvet şarttır. Bunun için Müslümanların birlik içinde büyüyüp güçlenmesi şarttır. Çünkü Hakkın kuvvetli, kuvvetin de Hakka dayalı olması gerekir. Çünkü ancak bu şekilde toplum içinde emniyet oluşur, insanların can, mal, nesil, din ve akılları emniyet içinde olur. Bu bakımdan Müslümanlar çok çalışmalı, kendi aralarındaki ihtilafları çekişmelere ve dolayısıyla zayıf düşmeye sebep kılmamalıdırlar.

Hz. Sevban (ra) anlatıyor: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Size çullanmak üzere, yabancı kavimlerin, tıpkı sofraya çağrışan yiyiciler gibi, birbirlerini çağıracakları zaman yakındır." Orada bulunanlardan biri: "O gün sayıca azlığımızdan mı?" diye sordu. "Hayır, buyurdular. Bilakis o gün siz çoksunuz. Lakin sizler bir selin getirip yığdığı çer-çöpler gibi hiçbir ağırlığı olmayan çer-çöpler durumunda olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak!" "Zaaf da nedir ey Allah'ın Resulü?" denildi. "Dünya sevgisi ve ölüm korkusu!" buyurdular." (Ebu Davud)

Selam ve dua ile.

M. ALİ NUR
Diger Basliklar
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -43
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -42
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -41
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -40
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -39
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -38
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -37
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -36
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -35
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -34
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -33
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -32
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -31
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -30
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -29
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -28
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -27
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -26
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -25
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -24
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git