Bismihi Teala! Bir hayat sınavından geçirilmek üzere bu dünyada yaratılan insan, hayır ile de şer ile de imtihan edilmektedir. Bir yandan nefis, şeytanlar, kötü çevre, şehvet gibi insanı günaha sürükleyen etkenler ile kişiyi hakkıyla ibadet etmekten ve İslam davasına hizmet etmekten alıkoyan dünyanın çeşitli cazibeleri, diğer yandan Allah’ın (cc) ve Rasulünün (sav) emirleri, kulluğun gerektirdiği imani, ahlaki, ibadi ve içtimai vazifeler, İslam davasına hizmet gibi Müslümanın sorumlu olduğu hususlar. İmtihan gereği hem maddi ve hem de manevi yönden mücehhez kılınan ve dolayısıyla hem şerre ve hem de hayra meyyal olan insana, hayır ile şer arasında istediği tercihi yapabilmek için hür irade verilmiş, böylelikle insan kendi kimliğini ortaya koymuş olacaktır. Bunların neticesi olarak Müslüman, nefis ve şeytanların teyakkuzuna maruz kalmakta, ancak kendisine verilen akıl ve irade ile vahiy yoluyla bildirilen hakikatlerden istifade ederek, kendini kontrol etmeye ve inancına ters düşen şeyleri yapmamaya gayret sarf etmekle sorumludur. Bu bir mücadeledir; nefisle, şehevi arzularla, şeytanlarla mücadeledir ve bunun için elbette imanın sağlam, iradenin güçlü olması gerekmektedir. Çünkü nefsin arzularına, şeytanların dürtülerine karşı direnmek kolay değildir ve oldukça önemlidir. O halde imanı sağlamlaştıran ve nefsi alt ederek iradeyi güçlü kılan amillere ihtiyaç vardır. İşte bu amillerden önemli biri oruçtur. Oruç; Kur’an ve hadiste ifade edildiği üzere, bir kalkan gibi sahibini korur. Nefsi dizginlemek ve terbiye edip kontrol altına almak için son derece etkili bir ibadettir. Çünkü nefis açlığa karşı son derece tahammülsüz ve dayanıksızdır. Oruç, Müslümanı her türlü şehevi arzulardan korumakta ve ihlası arttırmaktadır. Bu da imanı sağlamlaştırmakta ve iradeyi güçlendirmektedir. Sağlam bir imana ve güçlü bir iradeye sahip olan Müslüman, böylelikle Allah’ın (cc) dini uğruna her türlü sıkıntılara göğüs germeye ve İslam davasına hizmet etmeye manevi olarak hazırlanmış olur. Bu amillerden önemli olan başka bir tanesi namaz iken, başka biri dua ve bir diğeri de İslami ilimdir. Çünkü bütün bunlar, Allah (cc) ile irtibatı kuvvetlendirmekte, imanı ziyadeleştirip sağlamlaştırmakta, iradeyi güçlü kılmakta ve sahibini her türlü çirkinlik ve kötülüklerden korumaktadır. Sağlam bir iman ve güçlü bir irade, tevhid mücadelesi veren ve İslam davasına hizmet eden Müslüman için manevi birer kuvvet ve motor hükmündedirler. O halde; yapılan ibadetlerin ziyadesiyle karşılık gördüğü, duaların ve tevbelerin bolca kabul edildiği bu rahmet, bereket ve mağfiret ayında, imanı ziyadeleştirip sağlamlaştıran ve iradeyi güçlü kılan oruç, namaz, dua ve ilme ağırlık verip sıkıca sarılmak gerekir. Namazı ve duayı çoğaltmak gerekir. İslami ilimler konusunda eksiklikleri gidermeye, hizmet ve mücadele için lazım olan ilmi elde etmeye gayret sarf etmek gerekir. Müslümanların yükü ağırdır. İslam’ın yasaklı hale getirildiği, Müslümana terörist muamelesi yapıldığı, hiçbir hukuka sığmayan zulüm ve adaletsizliklerin işlendiği, derin ve karanlık güçlerin yaptıkları insanlık dışı kirli icraatlarının üzerine gidilemediği coğrafyamızda, bunları yapan şer güçlerine karşı, oynanan oyunlara, kurulan tuzaklara, sergilenen çirkefliklere, her türlü kötülüklere karşı Müslümanların gerçekten güçlü ve dirençli olmaları gerekmektedir. Çünkü bütün bunlarla mücadele etmek, sadece fikri planda karşı çıkmakla veya sözlü olarak bunları eleştirmek yetmemektedir. Bunlara karşı fiili mücadele yürütmek gerekmektedir. Bu da ferdi olarak yapılamaz ve hele hazırlık ve donanım olmadan hiç yapılamaz. Maddi donanım yanında, manevi açıdan güçlü bir hazırlık ve donanım gerektirmektedir. Manevi açıdan gerekli ve yeterli hazırlık ve donanım olmadığında, maddi açıdan tam donanımlı olunsa bile bir kıymet ifade etmemektedir. Allah’a (cc) hakkıyla iman edip maneviyatı güçlü olan nice az topluluklar, maddi olarak güçlü ve donanımlı olduğu halde maneviyatı olmayan sayıca kalabalık nice toplulukları Allah’ın izniyle mağlup etmişlerdir. İşte bu mübarek Ramazan ayı, manevi açıdan hazırlık ve donanım için güzel bir fırsattır. Bu ayı, nefisle, şehevi arzularla, şeytani dürtülerle, kötülüklerle mücadele etmekle ve manevi donanım ile geçirelim. Bu mübarek ayınızı tebrik ediyor, tüm Müslümanlara hayır, bereket, mağfiret, vahdet ve kurtuluşa vesile olmasını diliyorum. Selam ve dua ile. M. ALİ NUR |