Filistin’de analar ağlar. Filistin’de analar her gün ağlar. Filistin’de analar 62 yıldır ağlar.
Filistin’de her gün çocuklar ölür. Her an bir bomba patlar gövdelerinde. Yerlere serilir fidan gövdeler birer çınar gibi…
Gencecik yaşta ölmek sanki onlar için yazılmış. Gövdelerin paramparça olması sanki onların kaderi yalnızca yeryüzünde!
Seyreder Filistin’i sözde insanlık denen aileye mensup insanlar. En iyileri, en Müminleri televizyon ekranlarından izlerler paramparça bedenleri. Bir “of” çekerler, bir lanet sıralarlar Siyonist hınzıra... Dayamazlar vahşete, büyük bir eyleme girişip derhal kanal değiştirirler. Ve dalarlar “Kurtlar Vadisine” ya da “Tek Türkiye”ye. Ve unuturlar bedenleri paramparça olmuş Filistinli çocukları…
Ve nihayet yürekleri kan ağlayan anaların kulağına hoş bir seda ulaşır. Onlarca yıl Filistin’e sırtını çevirmiş bir ülkenin başbakanı dostane bir çağrıda bulunur. Parçalanmış bedenlerin, parçalanmış yüreklerin etkisiyle gayrete gelir. Onurlu sözler söyler. Kan ağlayan anaların yüreğine hoş bir meltem gibi çarpar onurlu sözler.
Ve atmış iki yıl sonra başını kaldırır Filistinli ana. Güzel sözlerin yükseldiği coğrafyadan güzel eylemler beklemeye başlar. İnanmaya başlar Filistinli baba… Dostun, başbakanın gözlerinde onurlu bir duruş yakalar. “Ve bu onurlu gözler” der “Bu gözler Filistin davasına asla ihanet etmez” Kuvvet bulur! Direniş şarkılarını daha bir güvenle dile getirir.
Oysa arkası gelmez onurlu cesaretlerin. 60 yıllık kokuların süreği burunları tırmalamaya devam eder. Tanklar, hava araçları ve diğer askeri ihaleler birer birer Siyonist zorbalara hediye edilir. İhalelerden akan milyarlar fosfor bombalarına dönüşüp Filistinli çocukların tepesine inmeye devam eder. Filistinli ananın gözyaşları hiçbir zaman dinmez. Filistinli baba yine de umudunu yitirmez. Hatanın beşerin hallerinden olduğunu, erdemlilerin bundan çabucak döneceğini söyler kendi kendine.
Yanılır Filistinli baba! Yanılır Filistinli ana!… Ruhlara giydirilen çirkin adetler bir bir zuhur eder. Siyonist zorbaların Filistin’i işgalinin 62. yıldönümü kutlanır Ankara’da. Evet! İşgal, zulüm ve katliam bayramı yapılır başkentte. Hakkını yememek lazım! Başbakan katılmaz davete. Belki de “Anayasa oylaması” buna izin vermemişti. Ancak, bakanları ve milletvekilleri Filistinli ananın yüreğini parçalayan zulmün 62. yıldönümünü pastaları keserek kutlarlar. Kadehler tokuşturulur, Filistinlilerin kanı üzerine kurulan zorba rejim adına.
Filistinli ana en katmerli şoku yaşar. Filistinli baba şaşkın şaşkın dolaşır. Dostların ihanetine uğramanın acısı balyoz gibi tepelerine iner. Yine de ümidini yitirmez baba. “Allah’tan ümit kesilmez” diyerek başbakandan gayretli bir haykırış beklemeye devam eder, geçen yılki “One minute” gibi.
Filistinli bu sefer erken davranır. Sesini yükseltir boğazını yırtarcasına. Dost hanesinden silmediği başbakandan bir adım atmasını, bir el kaldırmasını ister. Ve bir dost gibi davranmasını… Mazlumların kanları üzerinde bina edilen Siyonist rejimin OECD’ye alınmamasını, başbakanın bir kere daha “One minute” demesini bekler. Günlerce haykırır yaralı yürekler. Yer gök her tarafta duyulur bu mazlum çağrılar. Onurlu çıkış beklenir. Onurlu bir elin kalkmasına kilitlenir Filistinli anaların yürekleri…
Oysa boşuna beklerler Filistinliler... Filistinli ananın yanan yüreğinin ateşini söndüremez ucuz kabadayılıklar. Söz düellosunda kahraman kesilip “One minute” diyen başbakan, Filistinli anaların yürekleri hoplatan çığlıklarına kulak tıkar. Sağırları oynamayı tercih eder. Dört yıldır kapıda bekleyen Siyonist rejime bir göz kırpar, bir baş sallar. Bir imza atar, bir mühür basar ve belki de bir ortak daha kazanmanın mutluluğunu derk eder yüreğinde.
Sadece başbakanın bir kere daha “One minute” demesi istenmişti. Bir kere daha elini kaldırması, “Yeter” demesini istemişti Filistinli analar. Ve böylece Filistinli ananın yüreğinde yükselen bir çınara dönüşecekti… Ama olmadı.
Başbakana “dost” diyen Filistinlilerin hayalleri yıkıldı. Teslim bayrağı çekti başbakan. Filistin’i bırakıp Siyonistlerle dostlukların keşfini idrak etti belki de. Büyük bir darbe vuruldu Filistin’e. Siyonist rejimin meşrulaştırılması ve zenginleştirilmesi imzasıyla vuruldu bu acı darbe…
Gözlerinden ve yüreklerinden kan akan Filistinli analar! İyi tanıyın dostlarınızı. Kasımpaşa sokaklarında bir kavgada cesaret gösterimine girer gibi ışıldayıp parıldayarak düşmanlarınıza bir çift söz söyleyenlere kanmayın. Size söz, düşmanlarınıza milyarlık ihaleler verenlere aldanmayın. Sizin zaferiniz çocuklarınızın kahraman direnişi üzerinde yükselecek. Düşmanlarınızın dev cüssesi azizlerinizin pak kanlarında boğulacak. Kendinize, iradenize, imanınıza, onurunuza ve direnişinize dayanarak, döktüğünüz şehadet kanları arasında yürüdüğünüz yol zaferlere ulaştıracak. Gazze direnişinde yazdığınız onurlu destan büyük zaferlerin habercisidir. Her zorluğun ucunda kolaylık olduğu gibi, her zulmün, baskının ve işgalin ucunda İnşallah çağlara ışık tutan büyük zaferler olacak. Biraz daha direnin Filistinli yiğitler…
Selam ve dua ile…