Sizler,
Rabbinize verdiğiniz sözü yerine getirip O’nun emirleri doğrultusunda yaşadınız.
Hiçbir kınayıcının kınamasına aldırmadan, hiçbir engele boyun eğmeden gece
gündüz çalıştınız. Ve gencecik yaşlarınızda, hayatın bütün naz ve cilvelerinin
size gülümsediği bir zamanda O’nun yolunda kanınızı döküp şehadete yürüdünüz.
Sizin için birkaç süslü kelimeyi art arda döşemekle kalemimin sizi
anlatmayacağını, yani buna güç yetiremeyeceğini biliyorum. Benim kalemim
büyüklüğünüzü, güzelliğinizi, Allah’ın dinine olan aşkınızı ve bu aşkın tutkunu
olarak kanlı elbiselerinizi sırtlayarak Rabbinizin huzuruna yürüdüğünüzü
layıkıyla kâğıtların yüzüne nakşedecek güç ve yeterliliğe sahip olmadığından,
yerine getiremeyeceğim bir vazifeyi eda için çabalamayacağım. Ülkenin, hatta
dünyanın en usta şair ve yazarları bir araya gelip bütün güzel kelimeleri art
arda dizseler bile sizin güzelliklerinizi layıkıyla anlatamazlar. Onların
yapacağı en büyük iş, kelime oyunlarıyla güzelliklerinizden soyut bir parçayı
yansıtmakla sınırlı kalacak. Ancak sizin ile ilgili en güzel tarifi söz ve
kalemin, en güzel ifadelerin ve sonsuz güzelliklerin sahibi Allah Teâlâ
yapmaktadır. Ciddi uyarılarda bulunup şöyle buyurmaktadır:
“Ve sakın Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin; hayır onlar
diridirler. Fakat siz bunun şuurunda değilsiniz.” (Bakara Suresi 154)
“Allah yolunda öldürülmüş olanları ölüler sanma sakın. Hayır! Onlar diridirler.
Rablerinin katında rızıklandırılıyorlar.” (Ali İmran 169)
Allah Teâlâ bu muhteşem ifadeleri bütün insanlığın içinden seçilip numuneler
olarak gönderilen peygamberleri için kullanmıyor. Oysa sınırlı bakışlarımızda,
canın bedenden ayrılmasıyla hareketsiz kalan beden ölü kabul edilir. Şeklen
herkes aynı akıbetle yüzleştiği halde bunların içinden sizi seçip ayırıyor Allah
Teâlâ! Beşerin sizi değerlendirirken yanlışa girmemesi için çağrıda bulunuyor.
Sizi en seçkin konukları, canlarını O’nun yolunda feda eden kahramanlar olarak
yanında rızıklandırdığını bildiriyor. Sizi şahitler olarak tayin ediyor. En
seçkinlerin safına yerleştiriyor. İnsanlığın en iyisi olan peygamberlerle aynı
mekânlarda buluşturuyor.
Sizi güzel kelimelerle anlatma yerine, uğruna canınızı feda ettiğiniz düşünce ve
fikirlerinizin yani Allah’ın dininin anlatılması, yaygınlaştırılması, toplumun
bütün bireylerinin hayatını şekillendirmesi için çabalamanın sizleri daha fazla
memnun edeceğini biliyorum. Belki size karşı borcumuzu eda edeceğimiz tek yol da
budur. Zaten insanlık tarihi boyunca şehitlerin en büyük arzusu, canlarını
uğruna feda ettikleri Allah’ın dininin her tarafa yayılması, beşerin hayatına
hükmetmesi ve yeryüzünün bütünüyle Tevhidi renge boyanmasıdır. Zaten Allah
Teala’nın kullarından isteği de bu doğrultudadır. İnsanlığı kullara kulluktan
Allah’a kulluğa davet eden, beşeri hırs ve tutkularının esiri olmaktan
kurtulması için çabalayan Peygamberlerin de en büyük mücadelesi yeryüzünün
Allah’ın boyası ile boyanması içindi. Bu, Allah yolunun şehitlerinin kanlarını
uğruna feda ettikleri bir hakikattir.
Şehitlerimizi yad ederken bunu hakkıyla yerine getirmenin en uygun ve geçerli
yolu gelecek nesilleri onların düşünce ve idealleri çerçevesinde
yetiştirmektedir. Kendilerinin, akrabalarının, komşularının, mahallelilerinin ve
şehirlilerinin çocukları İslami ahlak ve kültür çerçevesinde yetiştirildiğinde,
şehitlerin arkalarında bıraktıkları miras yeni nesillerin sırtında hedefine
doğru yol aldığında hem şehitlerin hakkı eda edilecek, hem de canlarını yolunda
bağışladıkları Allah Teala’nın rızası kazanılacak.
Van toprakları beş güzide insanın temiz kanlarıyla sulanıp bereketli bir zemine
dönüştü. Çocuklar, bu beş güzel insanın iman, ahlak, ihlas, fedakârlık ve
isarları anlatılarak büyütülmeli. Hayatlarından çok daha fazla önem verdikleri
ve sevdikleri İslam’ın küçükten büyüğe herkesin hayatına hükmetmesi ve
şekillendirmesi için çalışılmalı. Toplumun örgüsünü İslam oluşturmalı. Müslüman
halkın bozulması, gençliğin İslami ahlak ve kültürden uzaklaştırılıp
yozlaştırılması ile ilgili fırtınaların önünde durarak, insanlığın onur ve
izzetini yerle bir eden kötü gidişata son verilmeli. Van halkı, olaylara
İslam’la bakmalı ve hayatını İslam’la şekillendirmeli. Allah Teâlâ’nın
“diridirler” buyurduğu şehitlerimizden bu beş güzel insan kabirlerinden
başlarını kaldırıp baktıkları zaman, onların kanlarının neticesi olarak Van’ın
büyük bir değişime uğradığını ve Van halkının hayatını İslam’ın
şekillendirdiğini görmelidirler. Müslüman halkın İslami bir geleceğe açılması ve
yeni nesillerin İslam’la büyümesi için canlarını feda eden beş güzel insanın
üzerimizdeki hak ancak bu şekilde eda edilebilir.
Şehadetlerinin 12. Yılında Allah yolunda canlarını feda eden Van’ın beş güzel
insanı Şehid Sabahattin, M. Nuri, Zahir, Murat ve Nuri kardeşlerin şehadetini
hayırla yad ediyor, yakınlarına ve arkadaşlarına bir kere daha sabrı cemil
diliyorum…
M. Emin ÇELİK
|