Hz. Ali
(kv); “Fırsatlar bulutlar gibidir, geçip gitti mi bir daha ulaşılamaz”
buyururlar…
Kaptanını yitirmiş bir gemi gibi yönünü tayin edemeyen, başkalarının üzerinde
hesaplar yaptığı kimi zaman acımasızca kullanılmaya çalışılan, uysal bir koyun
gibi davranınca övülen, gasp edilen haklarını isteyince darp edilen, kimi zaman
kanı akıtılan halkımıza merhamet eden Allah Teâlâ, zulümden kurtulması için
önüne önemli fırsatlar serdi. İzzet ve onur içerisinde yaşama yolunu açtı.
İslami mücadele kapısını araladı. İslam düşmanları karşısında kararlı bir duruş
sergileme imkânı tanıdı.
Birçok âlim ve evliyanın yetiştiği coğrafyamızın İslam’dan uzaklaştırılması için
rejim tarafından uzun soluklu programlar uygulandı. Kimi zaman ibret olsun diye
(Şeyh Sait ve arkadaşları gibi) âlim ve öncüleri ipe çekilirken, İslami bir
hareketlilik ortaya çıktığı zaman zor dilini kullanmaktan kaçınmadı.
Cumhuriyetin kuruluşunun üzerinden geçen süre zarfında uygulanan programlara ve
yapılan hesaplara göre İslami duyarlılıkların yok olduğu, hatta İslam’dan mesafe
almış bir toplumun oluşması bekleniyordu. Zalimlerin hesaplarını altüst eden
Allah Teâla Müslüman halktaki dini damarı korudu. İslami ilimleri öğrenme
sahalarının yok edilmesi, İslami ilimlerle uğraşanların cezalandırılması
çabaları karşısında Allah’a olan bağlılıklarından vazgeçmeyen Müslüman halkımız,
mağaralarda ve dağ kovuklarında da olsa İslami ilimleri canlı tutmaya çalıştı.
Gördüğü zulümler kimisinde şiddetli korkulara yol açmıştı. Bütün bunlar hak
çağrılarına karşı halkın önemli kesiminin tepkisiz davranmasına yol açıyordu.
Müslüman halkın içinden çıkan, onu bütün yönleriyle tanıyan Hizbullah rehberi,
sönükleştirilen ve ruhuna fatihanın okutulması için çalışılan İslami mücadeleyi
diriltmek için yoğun çaba harcadı. Allah’a düşman sistemlerin dayanıksız
olduğunu, Müslümanların imkânlarını seferber edip Allah yolunda çalışmalarıyla
İslam düşmanı sistemlerin kolaylıkla sarsılacağını dile getirdi. Ağır zulümlere
tanık olan halkın üzerindeki korku bulutları bir kısmında çekingenliğe yol açtı
ve mücadeleyi uzaktan seyretmeye yönlendirdi.
Ne pahasına olursa olsun halkta İslami mücadele kültürünün yerleştirilmesi ve
bunun güçlü bir damar şeklinde varlık göstermesi gerektiğine inanan Hizbullah
rehberi, bunun için yorulma bilmez çabanın içine girdi. Zulmün büyüklerde
oluşturduğu korku ve tedirginliğin gençlerde olmaması işini kolaylaştırmıştı.
İslam’a yönelen gençleri yetiştirmek için çabaladı. İslami mücadeleyle tanışan
gençler kısa zamanda büyük bir gelişim seyri gösterdiler. Gençlerin öncelikle
İslami kültürle tanışmaları, İslami kültürle yoğrulmaları için yoğun ve
nitelikli kültürel programlar uygulandı.
Fıtratlarına hitap eden bu çağrı her geçen gün daha fazla genci cezp edip iman
pınarının suyuna yönlendiriyordu. Sokaklar, meydanlar, üniversiteler, kısacası
gençliğin bulunduğu her yere İslami renkler yansımaya başlamıştı. Müslüman halk
kaybettiklerine kavuşmuşçasına yeniden diriliyordu. Bozulma ve yozlaşmalarda
görünür şekilde azalma vardı.
Bu İslami çıkış ve yoğunlaşma, halkı inancından ve kimliğinden uzaklaştırma
çabasındaki rejimin dikkatlerini celp etmişti. Geleceği için tehlikeli gördüğü
bir gelişmeydi bu. Sadece kültürel faaliyetlere dayandığı, hiçbir şiddet
içermediği halde İslami çalışmaların sona erdirilmesi amacıyla operasyonlar
başlatıldı. Evleri basılan inançlı gençler günlerce işkencelerden ve sorgulardan
geçirildiler. Ancak hiç kimsenin bunlara aldırdığı yoktu. Ruhlarına İslami
kıvılcım düşen gençler için sorgu ve işkenceler fazla bir anlam taşımıyordu.
Devletin hamleleri başarısız kalınca devreye PKK girdi. Kendi malı gördüğü
Kürdistanı özellikle İslami yapılanmayı varlığı için tehlikeli görüyordu.
Doğrudan şiddete başvurarak, Müslüman gençlerin kanını dökerek İslami
çalışmaları sona erdirme üzerine yoğunlaştı. Müslümanların şiddet
istemediklerini beyan eden çağrılarına imha ile karşılık vermesi üzerine
Müslümanlar, kültürel ortamı sıcak çatışma ortamına dönüştürmek zorunda
kaldılar.
Bilindiği gibi PKK’nin yenilmesiyle, devreye daha yoğun bir şekilde giren devlet
suçlu suçsuz binlerce genci toplayıp şiddetli işkencelerden geçirdi ve
zindanlara doldurdu. Bundan 12 yıl önce İstanbul’da Hizbullah rehberinin kaldığı
evi basan polisler, uzunca bir çatışmadan sonra Hizbullah Rehberini şehid
ettiler.
İslam düşmanlarının engeli olmasaydı Müslüman gençlerin yöneldiği kültürel
çalışmalar toplumu dönüştürücü bir nitelik taşıdığından fazla da uzun olmayan
bir zaman zarfında büyük dönüşüme yol açacaktı. Gün geçtikçe gelişen ve
yaygınlaşan bir İslami yapılanma söz konusuydu. İslam’ı yok etmeyi amaçlayan
İslam düşmanlarının öldürücü darbeleri Müslüman Kürd halkının yakaladığı büyük
fırsatı önemli ölçüde yitirmesine sebep oldu.
Hizbullah
Rehberi, mücadelesini verdiği İslam uğruna şehid düştü. 90 yıldır zulüm altında
bizar düşmüş bir halkın zulümden kurtulması uğruna uzun süre mücadele etti.
Şehid Rehber, Allah Teala’nın Müslüman halk için büyük bir fırsatıydı. Halkın
korku duvarlarını yıkıp etrafında toplanması halinde tarihe altın harflerle
yazılacak büyük değişime önayak olabilirdi. Bu yeterlilik, azim ve iradeye
sahipti.
Şehadetinin on ikinci yılında Şehid Rehber’i saygı ve hürmetle yad ediyorum…
M. Emin Çelik
|