Yine
kan, yine gözyaşı, yine katliam, yine Müslüman soykırımına karşı tepkisizliği,
hissizliği ve duyarsızlığı adet edinen insanlık… Myanmar Müslümanları
katliamlardan geçirilirken, soykırıma tabi tutulurken, evleriyle birlikte ateşe
verilip kadınları tecavüze uğrarken kimsenin sesi duyulmuyor.
Basına yansıyan haberlere göre son günlerde binin üzerinde Müslüman katledildi.
Beş bini yaralanırken, üç bini ise kaçırıldı. Onlarca köy, yüzlerce ev ve cami
ateşe verilip harabeye çevrildi. 300 bin Müslüman Bangladeş sınırlarına yığıldı.
Myanmar Cumhurbaşkanı geçen hafta konuyla ilgili şunları söylüyordu: “Rohingya
kavmine mensup Müslümanlar ya sığınmacı kamplarında toplanacaklar ya da ülkeden
kovulacaklar”
Myanmar Cumhurbaşkanı Sin, Mart 2012’deki seçimlerde başa gelince ülkede
ıslahatları gerçekleştireceği sözünü vermişti. Myanmar’ın Arakan bölgesinde
yaşayan Müslümanlar, yeni cumhurbaşkanının ellerinden alınan vatandaşlığı geri
vereceğini ve Müslümanlara yönelik baskı ve katliamları son erdireceğini
umuyorlardı. Ancak bunun aksi gerçekleşti.
Aslında Myanmar Müslümanlarına yönelik katliamlar uzun yıllara dayandığı halde,
kanı dökülenler Müslüman olduğu için her zaman olduğu gibi dünya basını büyük
bir suskunluğu tercih etti. İnsan hak ve hukuku diye mangalda kül
bırakmayanlardan çıt çıkmadı. Öte taraftan devam eden işkence, tecavüz ve
katliamlardan korkan yüzbinlerce Müslüman ülkeyi terk edip komşu ülkelerin
sınırlarına sığınmak zorunda kaldı.
Myanmar’ın nüfusu 50 milyonun üzerinde olup bunun % 15’ini Müslümanlar
oluşturur. Müslümanların yarısı ise Arakan bölgesinde yaşamaktadır.
Müslümanlar miladi 7. Yüzyılda Abbasi halifesi Harun Reşit zamanında ticaret
yoluyla bu bölgeye açıldılar. Müslümanların burada kurduğu bağımsız devlet
yaklaşık üç asır varlığını sürdürdü. Bu müddet içinde 48 Müslüman yönetici
hükümet etti. 1748 yılında harekete geçen Budistler Müslümanların hükümetine son
verdiler. Bu tarihten sonra Müslümanların bir daha varlık göstermemeleri ve
siyasi alanda etkin olmamaları için sürekli baskı yaptılar. Bu baskılar kimi
zaman katliamlara dönüşüp milyonların hayatının kararmasına yol açtı. Budistler,
Müslümanların İslam’dan vazgeçip Budizm’e geçmeleri için baskı yapıyor, onları
din değiştirmeye zorluyorlardı.
Burada Müslümanların eğitim ve öğretimi yasaklanmış durumda. Tarlaları
ellerinden alınıp Budistlerin eline verilmiş. Müslümanların devlet dairelerinde
çalışmaya hakları yoktur. Eğitimlerini devam ettirme gibi bir hakları da yok.
İslami isimler kullanmalarına izin verilmezken, Budist isimlerini kullanmaya
zorlanmaktadırlar. Ekonomik olarak bütün imkanları ellerinden alınmış,
kültürlerini ve dinlerini yaşamaları yasaklanmıştır. Mescitlerinde ezan
okumalarına bile izin verilmemektedir. Yaşadıkları yerleşim alanlarının dışına
çıkmaları durumunda cezalandırılmaktadır.
Son atmış yıldır yapılan baskı ve zulümlerden dolayı Myanmar Müslümanlarından
çoğu ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Yaklaşık bir buçuk milyonu Bangladeş’e göç
etmeye zorlandı. Buradaki Müslümanların en büyük toplu göçü 1991 yılına
dayanmaktadır. Göçe zorlanan Myanmarlı Müslümanlar sığınmacı kamplarında çok zor
şartlarda yaşam mücadelesi vermektedir.
Buradaki Müslümanların vatandaşlık hakları 1982 yılında ellerinden alındı. Yerli
oldukları halde kanunsuz vatandaşlar olarak kabul edilmekte, Müslüman Rohingya
kavminin İngiltere’nin Myanmar’ı işgalinden sonra buraya göçtüğü iddia
edilmektedir. Bununla Müslümanların tarih ve coğrafyalarını inkar edip
topraklarından sürmeyi amaçlıyorlar.
1962 iktidara gelen Komünist hükümet Müslümanları topluca katletmeye başladı.
Nasaka ismiyle kurulan silahlı grubun işi Müslümanları öldürmekti. Ülke kanununu
değiştiren Komünistler, Myanmar’da yaşayan 140 kavme vatandaşlık hakkı verirken,
Müslümanların vatandaşlık haklarını ise lağvettiler.
Buradaki Müslümanların çocuk sahibi olmaları engellenmekte, kızların 25,
erkeklerin ise 30 yaşından önce evlenmesine izin verilmemektedir.
İktidarı ele alan Komünistler, Müslümanların bütün varlıklarını müsadere edip
ellerinden aldılar. 11 Eylül 2001 ABD’deki çifte kulelere yapılan saldırıyla
birlikte harekete geçen Myanmar hükümeti, Müslümanları toplu katliamlardan
geçirdi.
Bugünlerde yine Müslümanlar tek tek ya da topluca katlediliyor. Kadınlar
tecavüze uğruyor. Evleri ve camileri başlarına yıkılıp ateşe veriliyor. Bütün
dünyanın, özellikle de bir milyar yedi yüz milyon Müslümanın gözü önünde Myanmar
Müslümanları vahşice öldürülüyor. Nesilleri yok ediliyor. Toplu katliamlarla
Arakan bölgesinin sakini Müslüman bir halk kıyımdan geçiriliyor. Dünya halkları
ve, Müslümanlar seyrederken Müslüman bir millet soykırımdan geçiriliyor.
Dünyanın ağaya kalkması için soykırıma uğrayan insanların İngiliz, Alman,
Amerikalı, Yahudi ya da Hıristiyan olması mı gerekiyor?
Ey Müslümanlar! Bizler Ramazan ayını idrak ederken, aynı günlerde Myanmar
Müslümanları aç, sefil, perişan halde yaşam mücadelesi vermekte, kimileri
tecavüze uğramakta, kimileri de vahşice öldürülmektedir. Allah Teala
Müslümanları bu büyük faciayla imtihan ediyor. Maddi ve manevi yardımlarımızla
meydanlara inmezsek imtihanı veremeyiz ve Allah Teâla’ya hiçbir mazeret
sunamayız. İmkânı olanlar maddi yardım için hareket geçmeli, olmayanlar ise
kıbleye dönüp bedenlerinin bir parçası durumundaki Myanmar Müslümanlarına dua
ederek, Allah Teala’dan bu büyük zulmü sona erdirmesini istemelidirler. Bu her
Müslümanın insani ve İslami sorumluluklarındandır.
M. Emin ÇELİK
|