Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

KARA DEVRİMLER – 8 / M. ALİ NUR

CUMA YERİNE PAZAR GÜNÜNÜN HAFTASONU TATİLİ KABUL EDİLMESİ

Bir hadiste Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur : Cumartesi günleri Yahudilere, Pazar günleri Hıristiyanlara verildiği gibi Cuma günü de Müslümanlara verildi. Bugün, Müslümanlara hayır, bereket ve iyilik vardır.” (Rıyadün-Nasihin)

Hz. Huzeyfe’den (ra) rivayet edilen bir başka hadiste de Rasulullah (sav) şöyle buyurmaktadır: “Allah Teala hazretleri, bizden öncekileri Cumayı bulma işinde şaşırttı. Bu sebeple Cumartesi Yahudilerin, Pazar günü de Hıristiyanların oldu. Allah Teala hazretleri bizi yarattı ve bizlere Cuma gününü bulma hususunda hidayet nasip etti. Cumayı da, Cumartesiyi de, Pazarı da ibadet günleri kıldı….” (Müslim, Cum'a bahsi)


Bir ayette Allah (cc) şöyle buyurmaktadır : “Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah’ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır” (Cuma suresi ayet 9)


Allah (cc) insanları bu dünyada bir hayat sınavından geçirmektedir ve onlardan kendisine kulluk yapmalarını istemektedir. Onlara; ferdi, ailevi ve içtimai olarak yapmaları gereken kulluk vazifelerini bildirmiş ve bunları yerine getirmeleri konusunda onları sorumlu tutmuştur. Allah’ın (cc), kullarına gönderdiği İslam dini tevhid dini olduğu için, sadece inanç konusunda değil, aynı zamanda hem ibadet ve hem de sosyal yaşamın her noktasında birlik ve beraberliğin esas alındığı bir bakış açısı ve uygulama söz konusudur. İbadetlerde sürekli birlik esas alınmış, toplu halde ifa etme teşfik edilmiştir. Bu nedenle bedeni ibadetlerin yerine getirilmesi hususunda, insanlar sadece ferdi olarak değil, aynı zamanda toplu olarak ifa etmekten de sorumlu tutulmuştur. Günde beş vakit namaz ferdi olarak kılınabildiği gibi, cemaatle (toplu halde ve birlikte) kılınması teşvik edilmiştir. Ancak Cuma günü ise öğle namazında Müslümanların bir araya gelip toplu halde, birlikte namaz kılmaları emredilmiştir. Her yıl Ramazan ayında Müslümanların toplu halde ve birlikte oruç tutmaları farz kılınmıştır. Her yıl Zilhicce ayında Müslümanların Kabe’yi tavaf edip haccetmeleri, yine toplu halde yapılan bir farzdır.


Dikkat edilirse; günde beş vakit camide bir araya gelme, aynı mahalledeki Müslümanların günlük toplantısı, Cuma günlerinde bir araya gelme, aynı şehirdeki Müslümanların haftalık toplantısı ve Hac mevsiminde bir araya gelme ise, dünya Müslümanlarının yıllık kongresi gibi müthiş bir birlik, beraberlik, diyalog ve kaynaşma tablosu ortaya çıkmaktadır.


Cumartesi gününün Yahudiler açısından toplu ibadet günü olması, Pazar gününün Hıristiyanlar açısından toplu ibadet günü olması ve Cuma gününün Müslümanlar açısından toplu ibadet günü olması, dinin işte bu tabiatındandır.


Allah’a hakkıyla kulluk etme ve O’na karşı yapılması gereken ibadetleri ifa etme noktasında Yahudiler Cumartesi gününü, Hıristiyanlar da Pazar gününü hakkıyla değerlendiremediler.


Buna rağmen, bu gün ABD ve AB ülkelerinde Pazar ve Cumartesi günlerinin haftasonu tatili olmasının temel nedeni, yukarıda zikredildiği şekilde ‘DİN” ve dinden kaynaklanan inançtır.


Söz konusu devletler; çalışan kesimin dinlenme ihtiyacını karşılamak üzere haftasonu tatili olarak gün belirleme zorunluluğunu hissetmiş, ancak bu günlerin, Hıristiyanların Kiliseye toplu halde gittiği Pazar ve Yahudilerin Sinagoglara toplu halde gittiği Cumartesi gününü kabul etmişlerdir. Yani bu konuda, Hıristiyan ve Yahudi olan vatandaşlarının inanç ve isteklerini dikkate almışlardır. Müslüman olmayan diğer ülkelerdeki durum da aynı şekildedir.


İslam ülkelerinde ise, Müslümanların inanç ve ibadet ihtiyaçları dikkate alınarak Cuma gününün haftasonu tatili olması gerekmektedir. Ancak ne yazıktır ki, bu gün Türkiye’de İslam, Müslümanlar ve Müslümanların dini inanç ve ibadet ihtiyaçları hiç mi hiç dikkate alınmamaktadır. Sebebi ise; Mustafa Kemal ve kurduğu Laik-Kemalist rejimin İslam’a temelden karşı olmasıdır.


Bilindiği gibi Mustafa Kemal; dine karşıydı ve batı hayranıydı. Dinin devletten tamamen uzaklaştırılması ve devlet idaresiyle kurumlarının dinden tamamen bertaraf edilmesi gerektiğine inanan biriydi. Aynı zamanda İslam alemi yerine, Batı alemiyle kaynaşma ve bütünleşme taraftarıydı. Çünkü İslam medeniyetini dogma ve batıl, Batı medeniyetini ise akıl ve bilime dayalı görmekteydi.


Bu nedenle Mustafa Kemal, padişahtan yetki alıp Anadolu’daki direniş güçlerini birleştirdikten ve ardından Ankara’da yeni bir meclis kurduktan sonra bu fikirlerini hayata geçirmeye çalışmış, ancak işin başında Müslüman ahalinin tepkisini dikkate alarak İslam’a ve Müslümanlara karşı son derece saygılı görünmeye çalışmıştır. Ancak kontrolü tamamen eline geçirdikten sonra, fikirlerini kara devrimlerle bir bir hayata geçirmiş, devleti, İslami bütün unsur ve etkilerden soyutlamış, toplumda da İslami eserleri bütünüyle ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Böylece gerek devlet, devlet kurumları ve gerekse toplum unsurları, tamamen İslam’dan uzak bir halete sokulmuştur.


27 Mayıs 1935 günü, Mustafa Kemal’in gerçekleştirdiği kara devrimlere bir yenisi eklenmiş, haftasonu tatili olan Cuma günü değiştirilmiş ve yerine Pazar günü getirilmiştir.


Ankara’da yeni kurulan TBMM, 2 Ocak 1924 gün ve 394 nolu yasayla, o günün şartlarında Cuma gününü haftasonu tatili olarak kabul etmişti. Ancak İslam karşıtı olan ve İslam alemi yerine Batı alemine yönelen Mustafa Kemal, otoriteyi tamamıyla eline aldıktan sonra bunun uygun olmadığını, Batıyla uyum içinde bulunulması gerektiğini dile getirip değiştirilmesini istedi. Ve neticesinde; 27 Mayıs 1935 günü 239 sayılı yasa ile Cuma günü tatil olmaktan çıkarılıp, yerine, Cumartesi günü öğleden sonra başlamak üzere Pazar günü haftasonu tatili olarak kabul edildi. Böylece İslami değerler, Müslümanların inanç ve ibadet ihtiyaçları hiçe sayılmış, Cuma gününde Müslümanların camilerde toplu olarak bir araya gelip ibadet etmelerinin de önüne geçilmeye çalışılmıştır.


Mustafa Kemal’in kurduğu Laik-Kemalist rejim, ondan da öteye giderek, 30 Mayıs 1974 günü Cumartesi gününü de tam tatil olarak kabul edip haftasonu tatilini Cumartesi ve Pazar günü olarak yürürlüğe koydu.


Ve bugün, halkın neredeyse tamamının Müslüman olduğu Türkiye’de, azınlık bile teşkil etmeyenler ibadet günü olarak kabul ettikleri günlerde Kiliselere, Sinagoglara rahat bir şekilde gidebilirken ve bir sorunla karşılaşmazken, bu coğrafyanın sahibi ve kahir ekseriyeti teşkil edenler Cuma günleri camilere rahat bir şekilde gidemiyorlar. Gitmeye çalışanlar nice engel ve zorluklarla karşılaşmaktadırlar.


Türkiye’de yaşayanların tamamına yakını Müslümandır, Cuma gününü tatil olarak geçirme ve camilere gidip Allah’a karşı kulluk vazifelerini rahatlıkla yerine getirme hakkına sahiptirler.


Cuma yerine Cumartesi ve Pazar günlerinin tatil olması ise Müslümanların inançlarına aykırıdır ve Müslümanların Cuma gününü hakkıyla ihya etmenin önünde bir engeldir.


Allah’a emanet olun.


M. ALİ NUR
Diger Basliklar
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -43
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -42
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -41
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -40
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -39
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -38
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -37
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -36
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -35
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -34
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -33
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -32
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -31
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -30
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -29
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -28
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -27
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -26
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -25
   POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -24
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git