Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

MUSTAZAFLARIN SORUMLULUKLARI

Hakları elinden alınan ve zulme uğrayan mustazaf bir toplumuz. İnancımıza ve kültürümüze göre yaşamamızın önüne yasaklayıcı setler yerleştirilmiş. Dünyadaki bunca değişime rağmen dilimizin ve inancımızın önündeki yasaklarda ciddi bir değişme yaşanmıyor. Diğer yandan Müslüman halkımızın İslam’dan uzak arenalara sürüklenip kültürel dejenerasyonlara tabi tutulması ve İslam’dan koparılıp her gün biraz daha bozulduğu zor bir ortamla ve sinir eden bir musibetle karşı karşıyayız.

Halkın İslam’dan kopması bir yana yıllarca İslami mücadele yürütenlerin bu akıntıya kapılıp dünya nimetlerine kafa üstü daldıkları, iddialarından vazgeçme bir yana bizzat akıntının içinde kayboldukları gerçeği en derin yerlerimizden yaralıyor.

Hep vasatı yakalama ve hayatımıza İslami bir çerçeve kazandırmak için çabalıyoruz. İslami hayata getirilen yasaklar, rejimden kaynaklanan baskılar, tehditler, sebepsiz yere İslami kurumlarda hayır hizmeti yürüten gençlere yağdırılan cezalar ve bozulan ortam bizi zorladığı halde azmimizle ve direncimizle çizgimizi sürdürmeye gayret ediyoruz. Bazı fasit siyasi grupların ve basın organlarının yalan ve iftira yüklü propagandaları ve bunların etkisinde kalan iktidar güçlerinin menfi tutumları İslami kararlılığımıza halel getiremiyor.

Ancak gerek devletin gerekse de toplumumuzda varlığını sürdüren Marksistlerin organizeli çalışmaları insanlarımızın bozulmasına yol açıyor. Anlaşmışçasına her iki gücün toplumumuzu İslami ve ahlaki açıdan yozlaştırmak için yoğun bir çaba içerisinde olduğu görülüyor. İslam’dan uzaklaşma ve bozulmalar bazen en yakınlarımıza kadar sirayet edebiliyor. Etrafımızdaki bozulma emarelerine her geçen gün biraz daha fazla şahit oluyoruz. Bütün çaba ve uğraşılarımızla belki bir noktaya kadar etkili olabiliyoruz. Oysa bu noktayı aşamamamız insanlarımızın üzerine felaketlerin bütün acımasızlığıyla yığılmasına yol açıyor.

Hâlbuki sonuç çok daha farklı olmalıydı. Çünkü bizim de dayandığımız kitlesel bir gücümüz var. Çağrımıza ses veren, istediğimizde bir araya gelen insanlar var. Bütün bunlarla birlikte toplumdaki bozulmaların önünde ciddi bir set oluşturamaz mıyız? Ya da tebliğini yaptığımız İslami mesajın cezabiyetini insanlara gereği gibi sunamaz mıyız? Biz mi görevimizi hakkıyla icra etmiyoruz yoksa Kur’an’ın mesajı mı insanları etkileyemiyor? Kur’an mesajının çağlar üstü olduğunu, fıtratlarından kopmamış, kalpleri fesat ve fücurla bozulmayan insanları her zaman etkileyebileceğini biliyoruz. Demek ki sorun bizde. Demek ki İslam’ın mesajını yeterince iletemiyoruz. Demek ki sorumluluğumuzu hakkıyla icra edemiyoruz. Demek ki farklı davranmamız gerekirken bunu yapmıyoruz.

Oysa farklı olmamız gerekirdi. 124 bin peygamberin davetini sırtlayan, insanların Allah’a kulluk çerçevesinde barış ve huzur içinde yaşamaları için çabalayan insanların yüklendiği bu büyük misyon çok daha fazla çalışmayı gerektiriyor. Evimizde, akrabalarımızda, arkadaşlarımızda, iş yerimizde, sokağımızda, mahallemizde, şehrimizde ve ülkemizde İslam’dan kopmuş, Allah’ın koyduğu hudutları çiğneyen ve günah işlemeye devam eden insanlar bulundukça kalbimizin şiddetli bir şekilde titremesi gerekirdi. Bunun acılarına dayanamayıp gecelerimizin bölünmesi gerekirdi. Gözlerimizin uykulara direnmesi gerekirdi…

Bütün bu sıkıntılar dururken Mustazaf Müslümanların başkaları gibi duyarsız davranma lüksü yoktur. Başkaları gibi işlerinden arta kalan boş zamanlarını nostalji olsun diye davaya adama gibi bir basitliğin içinde bulunamazlar. Hayatı mal mülk peşinde koşma ya da keyif çatmak gibi kişiliksizlik elbisesine bürünemezler.

Mustazaf Müslümanların en önemli görevi halkı İslami hayata davet etme ve uyarmalarıdır. En değerli zamanları davete adanan zamanlarıdır. Kendilerini başkalarıyla kıyas edemezler. Çünkü onlar başkaları gibi olamazlar. Aynaya baktıklarında kendilerini peygamberlerin varisleri olarak görmeli, büyük dava yükünü ve yüce misyonu yüklenen güçlü bileklere ve sağlam omuzlara sahip olduklarını anlamalıdırlar.

Fitne var oldukça, insanlarımız hayatlarını Allah Teala’nın koyduğu çerçeveye göre düzenlemedikçe Mustazaf Müslümanların rahat rahat evlerinde oturma hakları yoktur. Yaşadıkları şehrin en merkezinden en ücra köşesine kadar İslami çağrıyı herkese ulaştırmak zorundadırlar. Hatta şehirleri aşıp çok uzaklardaki köy ve mezralara kadar Hakkın mesajını insanlara ulaştırmalıdırlar.

En merkezden en ücra köşelere kadar insanlarımız İslami çağrıdan habersiz yaşıyorlarsa, bunun sorumlusu benim, sizsiniz, yani Mustazaf Müslümanlardır. Kimsenin bizi görevlendirmesine gerek yok. Bütün bunlar Mustazafların en tabii görevleridir. Yüklendikleri misyon bu görevi sırtlamalarına gerekli kılıyor. Mirasını yüklendikleri Allah Teala’nın dininin önderleri aziz peygamberler yaz kış, soğuk sıcak, ve gece gündüz demeden insanlara gitmişlerse, onların varisleri Mustazaf Müslümanların da bu ilahi çağrıyı her yere ulaştırmaları gerekir.

Muhasebemizi yapıp hayatımızı yeniden programlayıp kolları sıvayarak yola çıkma zamanıdır. Bu alanda her Mustazafın yapacağı işler, yükleneceği sorumluluklar vardır. Ortam daha da kötüleşmeden, geçmiş kavimlerin karşılaştığı şiddetli azap toplumumuzu kuşatmadan harekete geçip en yakınlarımızdan başlamalıyız…

M. Emin ÇELİK

Diger Basliklar
   ÜMMETİN SABRINI TAŞIRMAYIN!
   TÜRKİYE'NİN ÇIKMAZLARI VE ALTERNATİFLER
   ZİNDANDAKİ MÜSLÜMAN HASTALAR VE CUMHURBAŞKANININ VİCDANI
   DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE MÜSLÜMAN KATLİAMI
   KANLA BESLENEN OYUN
   MUSTAZAFLAR HAREKETİ'NE UZANAN SÜREÇ
   İSLAM'A TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜN SON ŞEKLİ
   ÖNEMLİ BİR AŞAMA...
   NASIL BAŞARABİLİRİZ?
   SOSYAL MEDYA FELAKETİ
   KUDÜS KÜRDİSTAN'IN NERESİNDE?
   HİZBULLAH'IN KARDEŞLİK ÇAĞRISI
   BEŞ GÜZEL İNSAN
   HİZBULLAH NASIL OLMALI?
   HİZBULLAH'IN MANİFESTOSU VE İSLAMİ KESİM
   ŞEHİD REHBER VE KAÇIRILAN FIRSATLAR
   BİR HALKIN ACISI
   KÜRDLERİN HAKLARI
   KÜRDLERİN ÖZE DÖNÜŞ ZAMANI
   ÇOCUK KATİLİ!
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git