Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

MÜSLÜMAN KÜRDLERİN TEMSİLİ

Halkımız. uzunca yıllar Türkçe konuşan zorba ve zalimlerin baskısı altında büyük acılar yaşadı. Dini ve dili yasaklandı. İnkâr ve asimilasyona tabi tutuldu. Büyük sıkıntılara yol açacak sürgünler dayatıldı. Uzunca yıllar aşağılandı, onur ve izzetiyle oynandı. Şeyh Said gibi kimi rehberleri idam edilirken, Bediuzzaman gibi kimi rehberleri uzunca yıllar sürgün ve zindanlara mahkûm edildi.

Hep sabretmeye çalıştı. Ayakları üzerinde durmak için çabaladı. Gelen darbeler karşısında Allah’a dayanarak varlığını sürdürmeyi yeğledi. O’nun dergâhına açılarak sıkıntı ve zorlukları aşmaya çalıştı. Zulmün üzerinden onlarca yıl geçtiği halde hiçbir zaman teslimiyeti seçmedi. İnancıyla örtüşmeyen, fıtratıyla uyuşmayan sistem ve düşünceleri kabul etmedi.

Meseleleri değerlendirince, olayları yorumlayınca ve hatta oy sandıklarına gidip oy kullanınca bile hep inancını öne çıkararak tercihini yapmaya çalıştı. Dindar olduklarına inandığı şahıslara oy verdi. İnanç ve fıtratıyla uyuşmayanlara pirim vermedi.

Türkçe konuşan zorba ve zalimlere boyun eğmeyen ve onları onaylamayan Müslüman Kürd halkının kendisiyle aynı dili konuşan zalim ve zorbalara da boyun eğmesi beklenmemeli. Bu halkın dili ve kültürü elbette önemlidir ve bu alanda gasp edilmiş haklarına kavuşması için her türlü çaba sarf edilmelidir. Ancak önceliği inancı olduğu, hayat çerçevesini inancı çizdiği için inancıyla uyuşmayanları, hatta onunla çatışma halinde olanları desteklemesi tarihsel gelişimi ve bugünkü duruşuyla uyuşmamaktadır. Müslüman Kürd halkının İslam’ı kabul ettikten sonraki tarihi bunun en belirgin kanıtıdır. Onlarca yıl Türkçe konuşan inkârcı ve zorbalara karşı direnen bu halk, yine onlarca yıl Kürdçe konuşan inkârcı ve zorbalara karşı direnecek güç ve iradeye sahiptir.

Kendilerini dev aynasında görüp Kürd halkının temsilcileri olarak ileri sürenler ya Müslüman Kürd halkını tanımıyorlar ya da peşinde oldukları büyük rant böyle bir çıkışı gerektiriyor. Oysa onlar Kürd halkının, dini değerlerini paylaşmayan hiç kimseyi temsilci olarak kabul etmeyeceğini çok iyi biliyorlar. Müslüman Kürdlere danışmadan ve onaylarını almadan yaptıkları örgütlenmelerin ve son zamanlarda ortalığı velveleye verdikleri demokratik özerklik gibi beyhude çıkışların Müslüman Kürdleri temsil etmeyeceğinden adları gibi emindirler. Zaten demokratik özerklik dedikleri şey, Kemalist rejimin kuruluşuna önayak olan İttihat ve Terakki’nin örgütlenmesiyle büyük benzerlikler taşımaktadır. Bu mantığın süreği olanların yıllardır çektirdikleri acılar Müslüman Kürdlerin hayatlarında derin izler bırakırken, dillerinin dışında her şeyleriyle onlara benzeyenlerin uğruna neden yıllarını feda etsinler ki?

Üzerlerindeki örtüden ve çarşaftan dolayı Müslüman Kürd kadınlarına saldıran, işyerlerini ateşe verip Kur’an okuyan çocuklarını darbeden, gençlerinin barındığı öğrenci yurtlarını ateşe veren ve delikanlılarını şehid eden hangi akıl, mantık ve bilinç Müslüman Kürdlerin desteğini alabilir ve temsilcisi olabilir? Müslüman Kürdleri düşman gören, halka yardım edip ihtiyaç sahiplerinin ve yoksulların problemlerini çözen derneklerini ateşe verenler hangi gerekçeyle ve hangi cüretle Kürdleri temsil ettiklerini ileri sürebilirler? Ellerindeki belediye sınırları içerisinde inşa edilmeye çalışılan Kur’an Kurslarını engellemeye ve Kur’an Kursu binalarını yıkmaya çalışanlar nereden Müslüman Kürdlerin temsilcileri oluyorlar?

Burası Müslüman Kürdlere ait bir coğrafyadır. Bu coğrafyada hiç kimse Müslüman Kürdler adına söz söyleyemez. Onların onayı olmadan hiç kimse kendisini onların temsilcisi olarak atayamaz. Hiç kimse onlar adına karar veremez ve onların geleceği üzerine bir iradede bulunamaz.

Bu coğrafyada ne tür bir gelişme yaşanacaksa, ona ancak Müslüman Kürdler karar verecek. Müslüman Kürd halkının dini ve inancına düşman olan Marksistler ve Kemalistler onların adına söz söyleme ve karar verme hakkına sahip değiller. Seçimlerde baskı ve şantajla aldıkları oylar ve çıkardıkları vekillerin sayısı ne olursa olsun, Müslüman Kürd halkının inancına ters düşen hiçbir grup, parti ve kurum Müslüman Kürdlerin temsilcisi olamaz.

Kürdçe konuşsalar da Müslüman Kürdlerin din ve inancıyla uyuşmayan, her fırsatta Müslüman Kürdlere saldıran Marksistler her karışı İslam’la yoğrulmuş bu coğrafyada hedeflerine ulaşamayacaklar. Bunu kendileri de çok iyi biliyorlar. Ancak yukarıdaki satırların, Marksistlerin eteklerine yapışıp lütuflarına mazhar olmaya çalışan sözde bazı İslamcıların hoşlarına gitmeyeceğini biliyorum. Bunlardan bir kısmı Marksistlerin lütfu altında küçük bir yer kapmaya çalışırken, Müslüman Kürdleri yanlarında bulamamanın acısıyla tutuşmaktadırlar. Bu sıkıntılarını ara sıra yazı ve ifadelerinde dile getirip, üstü kapalı da olsa Müslüman Kürdlere hakarete varacak ifadeler kullanmaktan geri durmamaktadırlar. Ne diyelim! Allah Teala basiret versin ve hakkı hak olarak, batılı da batıl olarak tanımalarını sağlasın.

Son olarak özetlemek gerekirse, Müslüman Kürdler zulüm ve inkâr üzerine bina edilmiş ve her alanda İslam ve Müslümanları mahkûm etmeye çalışan rejimi kabul etmedikleri gibi, kendilerini Kürdlerin kurtarıcıları olarak ileri süren İslam düşmanları zorbaları da kabul etmeyecekler. Kendilerine saygı duymayan ve varlıklarını kabul etmeyen kimselerin bu tür beklentilerini daha önce boşa çıkardıkları gibi bundan sonra da boşa çıkaracaklar. İnkâr edilen ve yok edilmek için çabalanan kültürel değerlerine kavuşma mücadelesiyle birlikte geleceklerini inançları çerçevesinde şekillendirmeyi hedefleyen ve bu uğurda mücadeleyi esas alan bir yol izlemektedirler. Kabul ettikleri tek gerçeklik İslam’ın çerçevesini çizdiği ve sınırlarını tayin ettiği yapılanmalardır. Bunun dışındakilerin Müslüman Kürdlerin nezdinde bir kıymeti harbiyesi yoktur ve olmayacaktır…

M. Emin ÇELİK

Diger Basliklar
   ÜMMETİN SABRINI TAŞIRMAYIN!
   TÜRKİYE'NİN ÇIKMAZLARI VE ALTERNATİFLER
   ZİNDANDAKİ MÜSLÜMAN HASTALAR VE CUMHURBAŞKANININ VİCDANI
   DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE MÜSLÜMAN KATLİAMI
   KANLA BESLENEN OYUN
   MUSTAZAFLAR HAREKETİ'NE UZANAN SÜREÇ
   İSLAM'A TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜN SON ŞEKLİ
   ÖNEMLİ BİR AŞAMA...
   NASIL BAŞARABİLİRİZ?
   SOSYAL MEDYA FELAKETİ
   KUDÜS KÜRDİSTAN'IN NERESİNDE?
   HİZBULLAH'IN KARDEŞLİK ÇAĞRISI
   BEŞ GÜZEL İNSAN
   HİZBULLAH NASIL OLMALI?
   HİZBULLAH'IN MANİFESTOSU VE İSLAMİ KESİM
   ŞEHİD REHBER VE KAÇIRILAN FIRSATLAR
   BİR HALKIN ACISI
   KÜRDLERİN HAKLARI
   KÜRDLERİN ÖZE DÖNÜŞ ZAMANI
   ÇOCUK KATİLİ!
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git