Mevsimler bahara yaklaşmaya başladığı zaman içimdeki umut bir kere daha yeşerir. Coğrafyamızdaki baskıların, zulmün ve kimliğimizi yitirmemiz için dayatılan bozgunculukların dağılacağını tam tamına baharı yaşayacağımızı ümit ederim. Kurumuş ağaçların baharla birlikte çiçeğe duruşunu, coğrafyamızın yeşille örtünen tepelerini saran kekik kokularını ve gözleri kamaştıran baharın güzelliklerini gördükçe ümitlerim daha fazla artmaya başlar. Tabiatın görevini hakkıyla yaptığı her baharla birlikte yeni inkılaplarla güzel çehresini teşhir ettiği gibi insanların da aynı inkılap ruhunu taşımalarını ve aynı değişimleri yapmasını arzularım. Her baharın başlangıcı böyle başlar bende. Bu bahar da böyle başladı. Üstelik baharla birlikte bereketli nisan yağmurları altında Peygamber sevdasının gülleri coğrafyamızın dört bir yanında açılıp bereketli topraklarımızı gülistana döndürünce bunu büyük baharın başladığına yormuştum. Sadece ben değil bu coğrafyada aynı bilinci ve aynı acıyı taşıyan imanlı yüreklerin çoğu öyle düşünmüştü. Ancak Müslüman Kürd halkının baharı bazılarının karakışı olacaktı. Halkın öze dönüşü, keşfettiği kimliğine göre yaşama çabaları başkalarını derinden rahatsız etmeye başlamıştı. Üç ay önce Peygamber Sevdalılarına karşı polisin kullandığı şiddet ve operasyonlara hepimiz tanıklık etmiştik. Evlerimizi, derneklerimizi, gazetemizi ve dergimizi basarak birçok insanımızı toplayıp zindanlara atmaları coğrafyamızdaki İslami baharın önünü almaya yönelikti. Oysa yakalanıp sorgulananlar ve zindanlara atılanlar ne kimseye bir taş atmışlardı ne de bir kötülük yapmışlardı. Müslüman olmalarından başka hiçbir suçları yoktu. İslam’ın baharı sadece laik rejimi endişelendirmiyordu. Müslüman Kürd halkına Marksizm’i dayatan mürtetleri de endişelendiriyordu. Baharla birlikte Peygamber sevdasının gülistanı yeşerdikçe, coğrafyamızdaki Muhammedi (sav) güller açtıkça korku ve telaş sarıyordu mürtetleri. İslami kimliğini keşfeden Kürd halkının hesap sorup yüzlerine tüküreceği günlerin çok da uzaklarda olmayacağını anlamaya başlamışlardı. Kürd şehirlerinin koca meydanlarında tekbirler yükseldikçe, Kürd halkı Peygamber sevdasını haykırdıkça lanetli mürtetlerin dünyası daralıyordu. Şaşkın çılgınlar gibi sağa sola saldırmaya başladılar. İslami dernekleri, hatta buradaki Kur’an-ı Kerimleri bile ateşe verdiler. Tamamen körelmişlerdi. Kalpleri ve idrakleri zaten kördü. Aynı şeyleri 20 yıl önce yapmış, Müslümanları kendi coğrafyalarından sürmeye ya da yok etmeye çalışmış ancak sert kayaya denk gelmişlerdi. Canlarını dişlerine takan Müslüman gençler Kürd coğrafyasını mürtetlerin cehennemine çevirmişlerdi. Sıktıkları her kurşun çok daha büyüğüyle kendilerine dönüyordu. Müslümanların boyun eğmezliğini, zilleti kabul etmeyişini ve şehadete seve seve yürüyüşünü bizzat yaşayarak tecrübe ettiler. Sonunda Müslümanlarla başa çıkamayacaklarını anladılar. Korkuları uzun süre sessizliğe gömülmelerine yol açtı. Ancak Kürd halkının Muhammedi sevda çerçevesinde kimliğini keşfedişi ve İslam’dan başka kimliği olmadığını haykırışı yeniden çılgına çevirmeye başladı. Hiçbir şeyi göremeyecek kadar kör ve iradesiz hale gelmişlerdi. 20 yıl önce yaptıkları gibi Müslümanların kanlarını akıtmaya başladılar. Gencecik azizimizi, yüreğimizi, Ubeydullah’ımızı şehit ettiler. Bununla bize büyük bir darbe vurduklarını zannettiler. Azizimizi Rabbimize yürürken arkasında binlerce Ubeydullah bıraktı. Topraklarımızı sulayan şehidimizin kanı diriliş tohumuna dönüştü. Muhammedi sevda daha fazla kökleşti. Müslüman Kürd halkının büyük baharını biraz daha yaklaştı. Şehadetin kutlu olsun aziz ve onurlu insan! Ne mutlu sana! İhlasın, cesaretin ve fedakârlığınla Rabbimizin çokça övdüğü ve büyük makamlar bahşettiği şehitler kervanına katıldın. Pak ve temiz kanın İslam binasını muhkem hale getirecek, Muhammedi baharın daha büyük coşkuyla gelmesine ve coğrafyamızı İslam düşmanlarının zindanına dönüşmesine sebep açacak. Aziz şehidimiz! Senin mübarek bedenine kurşun sıkan mürtetler aslında kendilerine kurşun sıktılar. Şehadetin şimdiden büyük inkılaplara sebep oldu. Müslüman halkların uyanmasına, Muhammedi Sevdaya yönelmesine, zalim ve mürtetleri lanetlenmesine yol açtı. Coğrafyamızın bereketli tohumlarına dönüşen ve İslam’ın baharının gelişini hızlandıran aziz kardeşimiz, şehadetin bir kez daha kutlu olsun! M. Emin ÇELİK |