Yâ Mukallibel kalbi wel ebsâr; Ey kalbleri ve gözleri dilediği gibi hâlden hâle çeviren Yâ Mudebbir-el leyli wennehâr; Ey gece ve gündüzün Müdebbiri Yâ Muhawil-el hawli wel ahwal; Ey bütün hâl ve durumları değiştirerek halden hale çeviren Mahawil, Hawwil hâlenâ ilâ ahsenil hâl; Hâlimizi en güzel hâle çevir. Yeni Hicri-Şemsi yılı bütün Müslümanlara mübarek olsun. Bu günün bütün Müslümanların vahdetine, İslam ümmetinin dirilişine, zalim ve tâğutlara karşı başkaldırıya, mazlum halkların kurtuluşuna ve yeni hayırlı gelişmelere vesile olmasını yüce rabbimizden niyaz ederiz. Bilindiği gibi Müslümanların kullanması gereken takvim, Hicri takvimidir. Hicri takvim de Hicri-Kameri ve Hicri-Şemsi olarak, biri dünyanın güneşe göre hareketliliğini, diğeri de Ay’ın hareketliliğini esas alır. Her ikisi de İslam dünyasında mâruf ve makbul görülmüştür. Globalleşen dünyada, uluslar arası ilişkilerin beraberinde getirdiği etkenler nedeniyle kullanımda bulunan geçerli takvimler bütün ülkelerce kabul görmekle beraber her ülke kendi takvimini kullanır. Biz Müslümanların takvimi de Hicri takvimidir. Kürdistan’ın coğrafik yapısını, iklim şartlarını, mevsim ve tabiat değişikliklerini göz önüne aldığımızda Hicri-Şemsi takviminin en uygun takvim olduğunu görmekteyiz. Bilindiği gibi İslam dini bir beldeye girdiğinde o beldedeki örf adetlerden, gelenek ve göreneklerden ve kültürel varlıklarından İslam’a aykırı olmayanların sürdürülmesine karşı çıkmadığı gibi bunlardan müspet olanları tasvip etmiş ve yaşatılmasına yardımcı olmuştur. Hicri-Şemsi yılbaşı olan Newruz’u bu açıdan değerlendirdiğimizde; İslam’a bir aykırılığı olmadığı gibi, gerçekten de tahavvül eden yılın başlangıcı açısından çok münasip ve isabetli bir tarihtir. Düşünün ki, ölümden sonra dirilmeyi, meşakkatten sonra ferahlığı, say’den sonra semereyi ve yüce Allah’ın cemaliyye sıfatlarının binbir nişanesini hatırlatan ve numune-misal temsil eden bir gün ile yeni bir yıla başlamak ne kadar güzel ve mânidardır! Hem, kültürümüzde var olan böyle güzel ve anlamlı bir günü niye Allah’a hamd ve şükran günü olarak kutlayıp yâd etmeyelim? Niye başkalarının, kötü niyet ve emellerine ulaşmak için kullanmalarına terk edelim? Halbuki bu günü “Hicri-Şemsi” yılbaşı olarak Allah’a hamd ve şükranla, bir yılın muhasebesini yaparak yaptığımız günahlardan tevbe ve istiğfar, yeni yılda hayırlı amellere vesile olması için temenni, tazarru’ ve dualarla çeşitli platformlarda kutlayabiliriz. En somut şekliyle Newruz; Hicri-Şemsi yılbaşıdır. İslam’ın yayılmasından sonra Orta Asya halkları ve özellikle İranlılar newruzu bu şekilde kutlamışlardır. İslam öncesi dönemde de yine bu coğrafyada yeni yılın başlangıcı olarak kutlanılmıştır. Ancak bu da bir gerçektir ki, Farklı kavimler ve ülkeler bazı felsefi ve sübjektif bilgilere dayanarak bu güne değişik anlamlar ve misyonlar da yükleyerek kutlamışlardır. Kimisi kurtuluşun simgesi, kimisi zulme karşı serhıldan gibi anlamlar yüklemişlerdir. Bunların dayandığı felsefi ve sübjektif kaynaklarını bir tarafa bırakarak, bu newruz gününde Rabbimizden; bütün halkların ve memleketlerin zalim ve zorbaların şerrinden ve tasallutundan kurtularak hürriyet ve özgürlüklerine kavuşmlarını, hakka dayalı adalet ve ilahi bir düzene kavuşmalarını, emperyalist zalim rejimlerin yerle bir edilmelerini ve hakkın önündeki engellerin kaldırılmasını canı gönülden temenni ve niyaz edelim. Böyle bir hüviyete kavuşturulacak Newruz, bütün halklar için pîruz-u sed car mubarek be! Bu vesileyle bütün dostların Newruz’unu tebrik eder, yüce Allah’tan sağlık, sıhhat ve hayırlı amellere vesile kılmasını temenni ederim. Selam ve dua ile…. Said GABARİ |