Kamuoyunun malumudur, 17 Ocak 2000 yılında Hizbullah cemaatine yönelik kapsamlı bir operasyon yapılmıştı. Bu operasyonda Hizbullah cemaatine ait arşivin imha edilemeyen bölümü yakalanmıştı. Bildiğim kadarıyla, özellikle cemaatin sorguladığı ajanların ifadelerini içeren kaset ve CD’lerin büyük kısmı yakalananlar arasındaydı. Sizler de hatırlayacaksınız, o dönemde bu CD’lerin kamuoyuyla paylaşılmaması için son derece çirkince ithamlar ve gerekçeler ileri sürüldü. Böylece dikkatler CD’lerin açıklanmasından ziyade gerçek olmayan beyanlara dayanan içeriklerine yöneltildi ve derin devletin aleyhinde iken lehine, aynı zamanda Hizbullah cemaatinin aleyhine hamledilmeye çalışıldı. Maalesef bir grup basın mensubu da buna alet edilerek, sanki tüm kaset ve CD’leri izleyip dinlemişler gibi kamuoyuna onlar üzerinden beyanatlar verdirildi. Ancak her ne hikmetse bu güne kadar bu kaset ve CD’ler kamuoyuyla paylaşılmadı. Varsa ben bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla, istisna olarak cemaatin sorgulamış olduğu Murat Kurtboğan, İbrahim Sarıaltun ve Musa Yüce’nin ifadelerini ve görüntülerini içeren kaset ve CD’ler, yakınlarının ve avukatlarının talepleri üzerine mahkemede incelenerek deşifre edildi. Dikkat edildiyse eğer, bunlar da derin devletin kirli işlerini deşifre etmişti. Bunlardan bir kısmı bu sitede de verilmişti. Her halde hiçbir cemaat kendi aleyhinde olacak veya aleyhine geçecek bilgi ve belgeleri kendi arşivine almaz. Dolayısıyla ben buradan rahatlıkla şunu siz okuyucularla paylaşabilirim ki; Hizbullah cemaati bu kaset ve CD’leri kendi aleyhine delil olsun diye değil, belki derin devletin bu ajanlar üzerinden yürüttüğü kirli işleri belgeleyerek günü geldiğinde Müslüman halk ile ve kamuoyuyla paylaşmak içindi. Bundan dolayıdır ki şu ana kadar defalarca gerek sözlü ve gerek yazılı beyanatlarla bu kaset ve CD’lerin kamuoyuyla paylaşılması istenmiş, aynı zamanda mahkemelerden de defalarca talep edilmiştir. İnsan kendi aleyhine geçecek belgelerin kamuoyuyla paylaşılmasını ister mi? Üstelik bu belgeleri kendisi tanzim etmişse… Ancak gelin görün ki, derin ve kirli eller bu belgeleri, kaset ve CD’leri birer komplo malzemesi haline dönüştürmek, bu şekilde hem intikam almak ve hem de İslami kesimi karalamak istiyorlar. Kaset ve CD’lerde olan kendi insanlık dışı, kirli, çirkin ve gayri ahlaki fiillerini, hedef seçtikleri Müslümanlara mal etmeye çalışıyor ve çirkin ithamlarda bulunuyorlar. Ortalama her iki yada üç ayda bir, suni gerekçelerle Müslümanlara yönelik operasyonlar yapıyor ve havayı bulandırarak hakikatleri tersyüz etmeye çalışıyorlar. Operasyon yaptıkları yerlerde herhangi bir suç unsuru bulamadıkları halde, sanki bulmuşlar gibi mahkemeye kendi ellerindeki orijinal olmayan ve üzerinde tahrifat yapılarak oynanmış bilgi ve belgeleri sunuyorlar. Şu ana kadar pek çok örneğini biliyoruz ki, öyle olmadığı halde ve öyle işlerin adamı olmadığı halde, polisin operasyon yapıp yakaladığı pek çok insan, yüksek konum sahibi olarak gösterilmiş, büyük suçlar işledikleri ilan edilmiş, yanlarında olma ihtimali hiç olmayan belgelerle yakalandıkları kamuoyuna sunulmuştur. Bu şekilde polis bir yandan kendini becerikli ve güçlü gösterirken, diğer yandan da hedef seçtiği insanlardan ve kesimlerden intikam almaktadır. Geçen günlerde bazı illerde polis tarafından yapılan operasyonları da aynen bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus da İslami kesime karşı yürütülen kirli savaşta, İslamcı görünen ve gerçekte ise rejim ile bütünleşmiş bazı medya organlarının kullanılmasıdır. Dikkat edilirse ikibin sonrası dönemde bunlar hep kullanıldı. Aldıkları bilgilerin doğruluk derecesine bakmadan ve tahkik etme ihtiyacını hissetmeden kamuoyuna sundular. Eğer gerçekten vazifelerini yapmak istiyorlarsa ve gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyorlarsa, bence savcılar Hizbullah arşivinde yakalanan belgeleri, özellikle sesli ve görüntülü sorguların kayıtlarını şeffaf bir şekilde incelemeye almalı, mahkemelere intikal ettirilerek ilgili taraflara verilmeli ve bu vesileyle kamuoyuyla da paylaşılabilmelidir. Yok eğer bunlar yapılmıyorsa ve yapılmayacaksa, bu demektir ki derin ve kirli eller bunları İslami kesime karşı komplo malzemesi haline dönüştürmeye devam edeceklerdir. Nitekim şu ana kadar böyle oldu. Selam ve dua ile… Said GABARİ |