Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Eger Allah insanlara, hayri çarçabuk istedikleri gibi serri de acele verseydi, elbette onlarin ecelleri bitirilmis olurdu. Fakat bize kavusmayi beklemeyenleri biz, azginliklari içinde bocalar bir halde (kendi baslarina) birakiriz. Yunus/11

Bir Hadis:
Allah bir kuluna hayır murâd ederse onun gönlüne zenginlik ve kalbine takvâ verir.Bir kuluna da ?e dilediği vakit fakirliği iki gözünün önüne getirir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

KUR’AN VE HADİSLERDE GEÇEN KELİME VE KAVRAMLARLA İSLAMİ ANLAYIŞ ( V ) / M. ALİYÊ XERZÎ
KUR’AN VE HADİSLERDE İLAH :

İlah; kelime olarak alışmak, örtünmek, gizlenmek, ısınmak, tutkun ve düşkün olmak, yönelmek gibi anlamlara gelmekle birlikte, daha çok ibadet edilen ve tapınılan varlıkların ortak adı olarak kullanılmıştır.

Istılahtaki manası ise; her şeyden üstün tutulan ve sevilen, kendisine tapılan ve ibadet edilen, kendisine itaat edilen ve baş eğilen, ta’zim ve tesbih edilen mutlak varlık demektir.

İnsanlar, yaratılışları itibariyle zayıf ve muhtaç olduklarından tapınma ihtiyacı hissetmektedirler. Bu, insanın fıtratında vardır. Çünkü insan, Allah’a (cc) kul olma sıfatıyla yaratılmış ve ibadet etme duygusuyla donatılmıştır. Bu nedenle tevhit inancından uzaklaşanlar, tarihin her döneminde bir şeylere tutunmuş, itaat etmiş ve tapınmışlardır. Kimi güneşi ilah edinmiş ve ona tapınmış, kimi ayı, kimi şimşeği, kimi yüksek dağları, kimi eliyle yaptığı taştan putları, kimi de bazı insanları. Bunların bir kısmı sağ iken, bir kısmı ölüp gidenler olmuştur. Bir yandan muhtaç ve zayıf olmanın, diğer yandan ise tapınma duygusunun beraberinde getirdiği arzular, bu şekilde tatmin edilmiştir.

Günümüz İslam coğrafyasında güneşe, aya, dağa ve taştan yontulan heykellere ilah sıfatıyla belki tapılmamaktadır ancak, ne yazıktır ki önder sıfatıyla bir takım insanlar ve akide haline getirilen bazı fikirler ilahlaştırılmakta ve bunlara tapılmaktadır. İlah edinip tapmak; sadece şekilsel olarak öyle el kaldırmak, yere baş koymak, bir şeyler mırıldanmak şeklinde algılanmamalıdır. Allah ve Rasulüne rağmen; eğer bir insanın söz ve fikirleri dinlenmeye, uyulmaya ve itaat edilmeye daha uygun, daha layık görülüyorsa, bu insan ilahlaştırılmıştır. İslam dini ve hükümlerine rağmen; eğer bir fikir akımı inanç haline getirilip daha uygun ve geçerli görülüyorsa, eğer bir beşeri düzen ve hükümleri daha uygun görülüp daha çok benimseniyor ve dolayısıyla bunlara uyulup itaat ediliyorsa, bunlar ilahlaştırılmıştır.

İslam ise; tevhid inancının temelini oluşturan LAİLAHE İLLELLAH kaidesiyle bütün bunları reddediyor ve Allah’tan (cc) başka hiçbir ilahın olmadığını beyan ediyor.

Bütün alemleri yaratan, koruyup gözeten, idare eden, varlıklarını bir düzen ve intizam içinde sürdürmelerini temin eden, bütün ihtiyaçlarını karşılayan bir ve yalnız bir tek Allah olduğu gerçeğini ortaya koyuyor. Dolayısıyla insanları; en üstün tutulmaya, en çok sevilmeye, başka bir şeyi ortak etmeden sadece kendisine itaat ve ibadet edilmeye layık tek varlığın Allah (cc) olduğu gerçeğine çağırıyor.

Şimdi bu ayet ve hadislerde geçen ilah kavramından bir kaçına bakalım.

“Şüphesiz ben Allah'ım, benden başka hiçbir ilah yoktur. Onun için bana kulluk et ve beni anmak için namaz kıl.” (Taha 14)

"Onlar Allah'ı bırakıp hahamlarını, papazlarını ve Meryem oğlu Mesih'i rabler edindiler. Oysa tek ilahtan başkasına kulluk etmemekle emrolunmuşlardı. Ondan başka ilah yoktur. Allah, koştukları eşlerden münezzehtir." (Tevbe, 31).

Bu ayet ile ilgili şöyle bir hadis rivayet edilmektedir.

Adiy b. Hatim (ra) anlatıyor: "Boynumda altundan yapılmış bir haç olduğu halde Rasulullah’a (sav) geldim. Bana: "Ey Adiy boynundan şu putu çıkar, at!" dedi ve arkadan bu ayeti okuduğunu hissettim. Rasulullah (sav) devamla: "Aslında onlar, bunlara (ruhbanlarına) tapınmadılar, ancak bunlar (Allah'ın haram ettiği bir şeyi) kendileri için helal kılınca hemen helal addediverdiler, (Allah'ın helal kıldığı bir şeyi de) kendilerine haram edince hemen haram addediverdiler. (İşte bu, Allah’tan başkasını Rab edinmek demektir.)” (Tirmizi, Tefsir bölümü)

"Heva ve hevesini ilahı edinen kimseyi gördün mü? Şimdi onun üzerine sen mi bir bekçi olacaksın?" (Furkan 43)

"Yoksa onların Allah'ın izin vermediği şeyleri o fasit dinlerinden kendilerine şeriat çıkarıp yapan ortaklar mı var?" (Şura,21)

"İnsanlar içinde, Allah'tan başkasını O'na denk sayanlar da vardır ki onlara, Allah'a olan sevgi gibi muhabbet beslerler. İman edenlerin Allah'a sevgisi ise, her şeyden sağlamdır…….." (Bakara, 165)

"Yaratan Allah, yaratmayan gibi midir? Artık iyice düşünmeyecek misiniz?"(Nahl, 17)

Abdullah b. Abbas Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “İbadete layık hiçbir ilah yoktur, ancak azamet ve vakar sahibi Allah vardır. İbadete layık hiç bir ilah yoktur, ancak Arş-ı Azam sahibi Allah vardır. İbadete layık hiçbir ilah yoktur, ancak göklerin ve yerin sahibi ve arş-ı kerimin maliki Allah vardır. (Buhari)

Abdullah b. Ömer b. Hattab (ra) rivayet ediyor. "Ben Rasulullah’tan (sav) işittim, şöyle buyurdu : “İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kabe'yi haccetmek, Ramazan orucunu tutmak". (Buhari, Müslim, Nesai, Tirmizi)

Yukarıdaki ayeti kerimelere dikkat edilecek olursa; Allah, kendisinden başka hiçbir ilahın var olmadığını bildiriyor ve insanlara, başka ilahları bırakıp sadece kendisine kulluk (itaat ve ibadet) etmelerini emrediyor. Aynı şey, hadislerde de vurgulanmaktadır ve ibadete layık sadece ve sadece Allah (cc) olduğu ifade edilmektedir. Bununla birlikte, bazı insanların Allah’tan başka bir takım şeyleri ilahlar edindiklerini, bunların; insan, nefis veya insanlar tarafından ortaya konan fikirler ve sistemler olabileceğini beyan ediyor.

Bir insanın başka insanları ilahlaştırması; görüş ve fikirlerini Kur’an ve Sünnetin de önüne koymak, emrettiklerini yapmak ve yasakladıklarından sakınmak, emirlerini bir hukuk düzeni olarak kabul etmek, doğru ve yanlış kabul ettikleri şeylerde onlara uymak, emretme ve yasaklama yetkisini onlarda görmek, onları (Kur’an ve Sünnete muhalif olmalarına rağmen) itaat edilen ve peşlerinden gidilen birer otorite olarak kabul etmek şeklindedir.

Mesela; ikinci ayette Yahudi ve Hristiyanların alimlerini ve din adamlarını ne şeklide Allah'tan başka ilah edindiklerini, bizzat Rasulullah’in (sav) ayeti tefsir etmesiyle açıkça anlıyoruz. Allah’ın (cc) hükümleri, bildirdiği helal ve haramlar ortada olmasına rağmen, din adamları Allah’ın hükümlerine muhalif başka hükümler ortaya koyuyor, bu insanlar da bu din adamlarının hükümlerini kabul ederek onlara uyuyorlar. İşte bu durumun, o din adamlarının ilahlaştırılması anlamına geldiği belirtiliyor.

Üçüncü ayetten; nefsinin arzularına uyan ve nefsinin isteklerini her şeyin üstünde gören kimsenin, nefsini kendisi için ilahlaştırdığı anlaşılıyor.

Dört ve beşinci ayetlere baktığımızda; kanun koyma ve insanlar için yasa belirleme hakkının sadece Allah’a (cc) ait olduğu, bundan dolayı herhangi bir şahsın veya zümrenin, vahye dayanmayan ve vahyi hesaba katmayan kanunlar, yasalar ve hukuk sistemi oluşturması halinde, bunun şirk olduğu ve uluhiyette Allah'a ortak tutma anlamına geldiği anlaşılmaktadır.

Netice itibariyle; kim Allah’a (cc) hakkıyla inanır ve O’nun hükümlerini hayatının merkezine oturtarak rehber edinirse, o kişi alemlerin Rabbi olan bir tek Allah’ı ilah edinmiştir. Kim de Allah’tan başkalarının hükümlerini benimser, bunların otoritesini kabul eder ve peşlerinden gidip uyarsa, bunları Allah’tan başka ilahlar edinmiş ve O’na uluhiyette ortak koşmuş olur. Velev Allah’a inandığını ikrar etse bile.

“De ki: Ben, yalnızca sizin gibi bir beşerim. Ancak bana, İlah'ınızın, sadece bir İlah olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, salih amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.” (Kehf 110)

"Ümmetim için en çok korktuğum şey, Allah'a şirk koşmaktır. Ama dikkat edin; Ay'a, Güneş'e veya puta tapacaklar, demiyorum. Fakat Allah'ın rızasının dışındaki gayeler için harekette bulunacaklar ve gizli şehvet, yani riya ve gösteriş duygularını taşıyacaklar (demek istiyorum)" (İbn Mace)

Allah’a emanet olun.

M. ALİYÊ XERZÎ

Diger Basliklar
   ESMA ÜL HÜSNA -44
   ESMA ÜL HÜSNA -43
   ESMA ÜL HÜSNA -42
   ESMA ÜL HÜSNA -41
   ESMA ÜL HÜSNA -40
   ESMA ÜL HÜSNA -39
   ESMA ÜL HÜSNA -38
   ESMA ÜL HÜSNA -37
   ESMA ÜL HÜSNA -36
   ESMA ÜL HÜSNA -35
   ESMA ÜL HÜSNA -34
   ESMA ÜL HÜSNA -33
   ESMA ÜL HÜSNA -32
   ESMA ÜL HÜSNA -31
   ESMA ÜL HÜSNA -30
   ESMA ÜL HÜSNA -29
   ESMA-ÜL HÜSNA -28
   ESMA-ÜL HÜSNA -27
   ESMA-ÜL HÜSNA -26
   ESMA-ÜL HÜSNA -25
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git