Allah’ın adıyla!
ALLAH’IN GÜZEL İSİMLERİ
EL-HAKÎM
Bu ismi şerif; hikmet sahibi, her işi hikmetli olan, hiçbir hükmünde faydasız ve
boş bir husus bulunmayan anlamlarına gelmektedir.
Buna göre Allah (cc); bütün emirlerinde hikmetlidir, her işini hikmetle
yapmaktadır, bütün fiilleri bir hikmete ve bir sebebe bağlamaktadır.
Kainatı ve içindekilerini yaratan Allah (cc); hepsinden kamil bir şekilde
haberdardır, hepsini en ince ayrıntısıyla bilmektedir ve hepsine hükmetmektedir.
Varlık aleminde nelerin olduğunu, neyin neye ihtiyacı olduğunu, hayat için
nelerin lazım geldiğini, var olan işleyişin ve sistemin nasıl olduğunu en iyi O
(cc) bilmektedir.
“Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden
haberdardır.” (Mülk 14)
Dolayısıyla yaptığı her şey, hayatın hakikatlerine ve eşyanın tabiatına
muvafıktır, doğu olandır ve olması gerektiği gibidir. İşte hikmet sıfatı burada
kendini göstermekte ve tecelli etmektedir. Zaten hikmet; her konuda doğruya
isabet etmek, her şeyi yerli yerine koymak demektir. Buna göre Hakîm; her konuda
doğruyu bulan ve her şeyi yerli yerine koyandır.
“………Şüphesiz, Allah her şeyin hesabını tam olarak yapandır.” (Nisa 86) “……Ve O,
hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır.” (En’am 73)
Allah (cc) hüküm ve hikmet sahibidir. Kulları üzerinde her türlü tasarrufta
bulunmaktadır. Ancak her ne hükümde bulunuyorsa ve neyi emrediyorsa, mutlaka
kulların yararına olacak şekildedir. Aynı şekilde her neyi men ediyorsa, mutlaka
o da kulların zararına olduğu içindir.
“Allah size (bilmediklerinizi) açıklamak ve sizi, sizden önceki (iyi) lerin
yollarına iletmek ve günahlarınızı bağışlamak istiyor. Allah hakkıyla bilendir,
yegâne hikmet sahibidir.” (Nisa 26)
Varlık alemindeki eşyaya, eşyanın tabiatına, işleyişine ve hayatın düzenli
akışına baktığımız zaman, mükemmel bir denge ve birbirlerini takip eden mükemmel
bir sebepler zincirini görürüz. Bu, Allah’ın (cc) Alîm ve Hakîm olan
sıfatlarının birer tecellisi, her şeyi bildiğinin, her şeyden haberdar olduğunun
ve her şeyi hikmetli bir şekilde yaptığının nişanesidir.
EL-VEDÛD
Bu ismi şerif; hem seven ve hem de sevilen manasındadır.
Buna göre Allah (cc); iyi kullarını seven, onlara rahmet eden, rızasına
kavuşturan, onlara dost olandır. Aynı zamanda sevilmeye en çok layık olandır.
Hiç şüphesiz Allah (cc), kullarına karşı çok merhametlidir ve Mü’min kullarını
çok sevmektedir.
“O, çok bağışlayandır, çok sevendir.” (Buruc 14)
Allah’ın (cc) kullarına karşı merhamet ve sevgisi; kainatın her zerresinde,
hayatın özünde, insanın bizzat kendisinde, maddi ve manevi özelliklerinde açıkça
görülmektedir. Allah (cc), Mü’min kullarını ise çok sevmektedir. Dünyadaki lütuf
ve ihsanların yanında, Cennet gibi daimi bir saadet yurdunu onlara
hazırlamıştır.
İnsanın bizzat kendisine, sahip olduğu özelliklere, hayatın güzelliklerine ve
insanın yaşamı için kurulan düzene baktığımızda, kendisine ne kadar iltifat
edilip değer verildiği açıkça ortaya çıkar.
Bazen kendimize deriz; şu kişi beni çok seviyor diye. Halbuki iç dünyasından
haberdar değiliz, olamayız da. İçinden bize karşı neler geçirdiğini bilemeyiz.
Ancak bize karşı okşayıcı konuşmaları, tavır ve tutumları, ikram ve ihsanları,
yardım ve destekleri, ilgi ve iltifatları…bize olan sevgisinin birer
göstergesidir. Bunları gördüğümüzde, bizi sevdiğini anlarız ve bunların
derecelerine göre de ne kadar çok sevdiğini hisseder ve dile getiririz.
Size sık sık hediyeler veren veya sizi sürekli ziyaret edip halinizi soran ya da
sürekli kontrol edip maddi ihtiyaçlarınızı karşılayan biri hakkında acaba neler
düşünürsünüz? Her karşılaşmanızda, ısrarla sizi bahçesine davet edip güzel
meyveler ikram eden yolunuz üzerindeki bir bahçe sahibi hakkında ne
düşünürsünüz? Her halde sizi çok sevdiklerini düşünürsünüz ve siz de buna
karşılık onlara büyük bir sevgi beslersiniz.
Halbuki Allah’ın (cc) insanoğluna bahşettiği maddi ve manevi nimetler
sayılamayacak kadar çoktur, lütuf ve ihsanının haddi hesabı yoktur. Bütün
bunlar, insana ne kadar değer verdiğini göstermiyor mu? Bunların hepsi bir yana;
Mü’min kullarına ahirette vadettiği güzellikler, onlara karşı sevgisinin
büyüklüğünü göstermiyor mu?
O halde; en çok sevilmeye layık olan da hiç şüphesiz alemlerin rabbi olan
Allah’tır (cc). Bize düşen vazife; Allah’ın (cc) Mü’min kullarını çok sevdiğini
hatırdan çıkarmamak, buna karşılık O’nu her şeyden daha çok sevmek, her şeyin
üstünde ve önünde tutmak, emrettiklerine hakkıyla uymak, yasakladıklarından
şiddetle kaçınmak ve her işte rızasını gözetmek olmalıdır.
“Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Muhakkak ki Rabbim çok
merhametlidir, çok sevendir.” (Hud 90)
Allah’a emanet olun.
M. ALİYÊ XERZÎ
|