Allah’ın
adıyla!
ALLAH’IN GÜZEL İSİMLERİ
EL–HÂDİ
Bu ismi şerif; hidayeti var eden, kullarını hidayete ulaştıran, onara doğru yolu
gösteren demektir.
Buna göre Allah (cc); hak ve hakikati öğretir, doğru yolu gösterir ve dilediği
kulları için hidayet yollarını açar.
İnsanoğlu,
doğuştan beraberinde getirdiği aklı ile çok yetersiz ve eksik kalmaktadır. Gerek
kendi ve gerekse hayatın hakikatleri konusunda, sadece aklı sayesinde pek çok
bilgiye asla ulaşamaz. Bu nedenle, ilahi vahiy olmasaydı; nereden geldiği, neden
geldiği, kainatın varlığı, işleyişi, bunların sonucunun ne olacağı, ahiret
alemi, hak, adalet ve ahlaki değerleri ve dolayısıyla ölçüyü bilemeyecekti.
Allah (cc), insanı yaratmış ancak kendi başına bırakmamıştır. Her şeyden önce
ona akıl gibi çok değerli bir cevher vermiştir. İnsan akıl sayesinde mümkün olan
ile olmayanı kavrayabilir ve bilinçli seçim yapabilir. Aynı zamanda insanı,
İslam fıtratı üzere yaratmış ve hakka meyyal kılmıştır. Bununla birlikte Allah (cc),
her dönemde peygamberler ve kitaplar göndererek insana; kendi zatını, insan ve
hayatın hakikatini, iman ve amellerin esaslarını ve ahireti haber verip tanıtır,
bu amaçla, ona bilmediklerini haber verir, iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini,
hak ile batılı, doğru ile yanlışı öğretir ve hidayet yolunu gösterip doğru yola
sevk eder.
İşte Allah; kendisini kullarına tanıtması ve onlara kendisini tanımanın
yollarını göstermesi, neticesi hayır ve saadet olan amelleri ve kurtuluş
yollarını gösterip doğru yola sevk etmesi bakımından, kullarına karşı Hâdi’dir.
“Dedi ki: Rabbimiz her şeye uygun olan yaratılışını veren, sonra da doğru
yola eriştirendir.” (Taha 50)
Bir hadiste şöyle buyurulmuştur: “Her doğan çocuk (İslam) fıtratı üzerine doğar.
Sonra ebeveyni onu Yahudileştirir, Hıristiyanlaştırır veya Mecusileştirir.” (Buhari,
Müslim, Ebu Davud)
“Andolsun ki biz her ümmete: ‘Allah'a kulluk edin ve tağuttan sakının’ diye
uyaran bir peygamber gönderdik. Böylece Allah onlardan kimine hidayet verdi,
onlardan kiminin üzerine de sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da
yalanlayanların uğradıkları sonucu görün.” (Nahl 36)
Bununla birlikte Allah (cc); her şeyin mutlak hakimi ve hükümdarıdır. O’nun izni
olmadan hiçbir şeyin olması mümkün değildir. Bütün kalpler O’nun elindedir. O
dilemedikçe, hiç kimse hidayet bulamaz. Ancak Allah (cc); kullarına hidayet
dilediği gibi, onlara hidayet yollarını gösterip bu yola girmelerini de
emretmektedir. Dolayısıyla kendine ve hayata karşı dürüst ve gerçekçi olan,
hakikatler karşısında inkar yolunu tutmayan ve netice itibariyle Rabbine ihlasla
yönelen kulların kalplerini hidayete açar, onlar için hidayet var eder ve doğru
yola ulaştırır.
“Allah kimi hidayet ederse, işte o doğru yolu bulur. Kimi de hidayetten
mahrum ederse artık onu doğruya yöneltecek bir dost bulamazsın.” (Kehf 17)
Aynı zamanda Allah (cc); akıl sahibi olmayan yaratıklara da, hayatlarını devam
ettirebilmelerinin yollarını öğretir, onları, yapı ve özelliklerine göre buna
yöneltir. Bu anlamda bütün hayvanlara, her birinin kendi yapısı ve özelliklerine
göre birer içgüdü vermiştir. Bu sayede kendilerine yarayanı bulurlar,
ihtiyaçlarını karşılarlar, yaşamlarını sürdürürler ve nesillerini devam
ettirler.
“Rabbin bal arısına da şöyle vahyetti: dağlardan, ağaçlardan ve hazırlanmış
kovanlarda evler edin.” (Nahl 68)
EL–BEDÎU
Bu ismi şerif; bütün varlıkları, maddesiz ve örneksiz olarak yoktan var eden
demektir.
Buna göre Allah (cc); kainatı ve içindeki her şeyi yoktan var ettiği gibi bunun
için herhangi bir örneğe ihtiyaç duymamaktadır.
Bedî’, daha önce geçen Mübdi manasındadır. Mübdi ise, İbda masdarının ism–i
failidir. Örneksiz olarak bir şeyi icad eden anlamındadır. Bedî’, aynı zamanda
eşsiz, emsalsiz ve benzersiz anlamına da gelmektedir. Bu bakımdan, Allah’ın (cc)
kendisine peygamberlik ve diğer bazı üstün özellikler verdiği bazı kullar için
bu sıfat kullanılmıştır.
“O, göklerin ve yerin örneksiz yaratıcısıdır. Bir işi yapmayı isteyince ona
yalnız «ol!» der, o da oluverir.” (Bakara 117)
“O, göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır. O'nun eşi olmadığı halde nasıl çocuğu
olabilir! Her şeyi O yaratmıştır ve her şeyi hakkıyla bilen O'dur.” (En’am 101)
NOT: Bu konuda, El–Mübdi ismi şerifinin açıklama kısmına müracaat
edilebilir.
EL–BÂKİ
Bu ismi şerif; varlığı daima devam edip sonu olmayan, ölümsüz olan demektir.
Buna göre Allah (cc); daima vardır, ölümsüzdür ve varlığı hiç değişmeden daima
devam edecektir.
Bütün varlıklar, sonradan meydana gelmişlerdir, varlıklarının bir başlangıcı
olduğu gibi sonu da vardır ve hepsi yok olmaya mahkumdur. Hiç biri kendiliğinden
var olmadığı gibi, kendi başına varlığını da sürdürememektedir. Hepsi zamana
mahkumdur ve hepsi fanidir.
Allah (cc) ise mahluk değildir, aksine Halık’tır. Varlığının bir başlangıcı
yoktur, varlığı kendindendir. Dolayısıyla varlığı için bir son da düşünülemez.
O, ezeli olduğu gibi ebedidir de. Her şeyi O yaratmıştır ve her şey O’nunla
varlığını devam ettirmektedir. O’ndan başka her şey mahluk olduğu ve hepsinin
bir sonu olduğu için, O’dan başka hiçbir şey sonsuzluk içinde kalmayacaktır.
Bundan dolayı O (cc), her şeyden sonraya kalan, her şey yok olduktan sonra da
varlığı devam eden anlamında Bâkî’dir.
“Yeryüzünde bulunan her şey fanidir. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin
zatı bâki kalacak.” (Rahman 26,27)
Allah’a emanet olun.
M. ALİYÊ XERZÎ
|