Allah’ın
adıyla!
ALLAH’IN GÜZEL İSİMLERİ
ES–SAMED
Bu ismi şerif; ihtiyaçların karşılanması ve sıkıntıların giderilmesinde tek
merci, her şeyin kendisine muhtaç olduğu ama kendisinin hiçbir şeye muhtaç
olmadığı anlamlarına gelmektedir.
Buna göre Allah (cc); bütün varlıkların ihtiyaçlarını karşılamakta, kendisine
yönelen kulların dua ve dileklerine karşılık vererek sıkıntılarını bertaraf edip
ihtiyaçlarını gidermektedir.
Yeryüzündeki
canlıların tümünün; mahluk olmaları, hayatlarını kendi başlarına sürdürememeleri
ve bütün yönleriyle muhtaç durumda olmaları, onların ortak bir özelliğidir.
Hepsinin, onları hayatta tutan yaşamsal unsurlara ihtiyacı vardır ve hiçbiri bu
unsurları kendi başına, kendi güç ve imkanlarıyla var edememektedir. Dolayısıyla
hepsi, bu yaşamsal unsurları var eden ve onlara ulaştıran güce muhtaçtırlar.
İşte bu güç, alemlerin yaratıcısı olan Allah’tır (cc).
İnsanlar, kendi başlarına bütün ihtiyaçlarını gideremedikleri için toplu halde
yaşarlar ve birçok yönden birbirlerini tamamlarlar. Bu toplu yaşam içinde kimisi
hiçbir imkana sahip olamazken, bazıları büyük imkanlar elde ederler. Muhtaç
durumda olanlar, imkan sahibi olanlara yönelir, onlardan yardım ve destek talep
ederler.
Ancak unutmamak gerekir ki; insana maddi ve manevi bütün güç, kuvvet, kabiliyet
ve imkanları veren Allah’tır (cc). Bütün bunlar ise imtihanın birer parçasıdır.
Allah dilerse, bir insanı hiçbir şeyi yok iken büyük imkan sahibi kılar, imkan
sahibi birini de bütün imkanlardan mahrum hale getirir.
“Göklerin ve yerin Hükümdarlığının Allah'a ait olduğunu bilmez misin?
Allah'tan başka dost ve yardımcınız yoktur.” (Bakara 197)
“Allah, Samed’dir. (Her şey O’na muhtaçtır ama O hiçbir şeye muhtaç
değildir)…..” (İhlas 2)
Bazı insanlar imkan sahibidir diye gururlanıp kibirlense de, kimi insanlar ise
güç, kuvvet, izzet ve yardımı onların yanında arasa da, asıl güç ve kuvvet
Allah’ındır, bütün imkanları O vermektedir, bütün hacetleri O gidermektedir,
bütün sıkıntıları O bertaraf etmektedir, yardım eden ve ihtiyaçları gideren tek
ve gerçek merci O’dur.
“De ki; 'Eğer Allah kulaklarınızı sağır, gözlerinizi kör etse ve kalplerinize
mühür vursa, acaba Allah'tan başka hangi ilâh bunları size geri verebilir?.....”
(En’am 46)
“De ki; karanın ve denizin karanlıklarından (tehlikelerinden) sizi kim
kurtarır?......” “De ki; sizi bundan ve bütün sıkıntılardan kurtaran Allah'tır.”
(En’am 63,64)
EL–KÂDİR
Bu ismi şerif; istediği şeyi, istediği şekilde yapmaya gücü yeten anlamındadır.
Buna göre Allah (cc); dilediği şeyi, dilediği şekilde yoktan var edebildiği
gibi, dilediğini vardan yok edebilir, dilediği varlığı dilediği şekilde
yaşatabilir.
Allah’ın (cc) güç ve kudretine sınır yoktur. Dolayısıyla güç yetiremediği
herhangi bir şey düşünülemez. Allah’ın güç ve kudreti, O’nun zatındandır, ezeli
ve ebedidir, sonradan oluşmamıştır, kamildir, azalıp çoğalması söz konusu
değildir.
“Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır ve Allah, her şeye gücü yetendir.” (Al–i
İmran 189)
Dünya ve içindekilerine, gökyüzüne ve içindeki cisimlere, her bir varlığın sahip
olduğu özelliklere, aralarındaki kusursuz düzen ve intizama bakıldığında,
Allah’ın (cc) sonsuz güç ve kudreti her zerresinde apaçık görülmektedir. Akıl,
şuur, ilim ve kabiliyetten tamamen yoksun bu milyarlarca cismin; bir araya gelip
hayat için elverişli ortamı oluşturmaları, insan, hayvan ve bitkilerin ihtiyaç
duyduğu bütün besin ve gıdaları meydana getirmeleri, aralarında insan aklının
hesap ve kitabını dahi yapamayacağı derecede mükemmel ve kusursuz bir düzen
oluşturmaları, Kâdir–i mutlak olan Allah’tan başka bir şeyle mümkün müdür?
“Allah'ın gökleri ve yeri hak ile yarattığını görmedin mi? O dilerse sizi
ortadan kaldırıp yepyeni bir canlı türü getirir. Bu, Allah'a güç değildir.”
(İbrahim 19,20)
“………..Göklerde de yerde de Allah'ı aciz bırakacak hiç bir şey yoktur.
Şüphesiz ki O; her şeyi bilen, her şeye gücü yetendir.” (Fatır 44)
EL–MUKTEDİR
Bu ismi şerif; kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde istediği tasarrufu yapabilen,
güç ve kuvvetini her şeye geçirebilen, otoritesi her şeyde geçerli olan
anlamlarına gelmektedir.
Buna göre Allah (cc); mutlak manada güç ve kuvvet sahibi olduğu gibi, her
varlığa güç ve kuvveti O verir, onlar üzerinde istediği gibi tasarrufta
bulunabilir, sahip olduğu güç ve kuvvetle her şeye hükmedebilir, bütün
varlıkları kudretine boyun eğdirebilir ve onlara hükmünü geçirebilir.
“……….Allah, her şey üzerinde iktidar sahibidir.” (Kehf 45)
Allah (cc), insanların bir kısmına büyük mal ve makam nasip eder ve onları bu
dünya hayatında imtihan eder, dener. Kimisi; bunun bilinciyle hareket eder,
bunları kendi çabasıyla elde etmediğini, aksine çaba ve gayretlerinin sadece bir
vesile olduğunu ve bunların Allah’ın (cc) bir vergisi olduğunu bilir, buna
karşılık hamdeder, şükreder ve bunun gereğini yerine getirmeye çalışır. Ancak
kimisi de; sahip olduğu büyük mal ve makamla gururlanır, bunları kendi emeğine,
kendi akıl, kabiliyet ve bilgisine bağlar, kendini güçlü ve kudretli görür,
kendine bir ayrıcalık tanır, insanlara hükmetmeye ve onlar üzerinde otorite
kurmaya çalışır. Kimisi, bunda çok ileriye gider, azgınlaşır, asileşir ve
Allah’ı tamamen unutur. İstediği şeyi, istediği gibi yapabileceğini zanneder.
Ancak Allah (cc), bunlara belli bir zamana kadar mühlet verir, zamanı geldiğinde
ise Muktedir ismi ile önlerine geçer, onlara asıl güç ve kudret sahibinin
kendisi olduğunu gösterir.
“Onlar, bütün ayetlerimizi yalanladılar. Biz de kendilerini, çok kuvvetli ve
kudretli bir yakalayışla yakaladık.” (Kamer Suresi, 42)
“Karun’u, Firavun’u ve Haman’ı da (helak ettik). Andolsun ki, Musa onlara
apaçık delillerle gelmişti. Ancak onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar. Halbuki
azabımızın önüne geçebilecek değillerdi. Her birini günahı sebebiyle yakaladık;
kimine taşlar savuran rüzgarlar gönderdik, kimini bir çığlık yok etti, kimini
yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Onlara, Allah zulmetmiyordu, fakat
onlar kendilerine yazık ediyorlardı.” (Ankebut, 39-40)
Allah’a emanet olun.
M. ALİYÊ XERZÎ
|