Allah’ın adıyla!
ALLAH’IN GÜZEL İSİMLERİ
EL-MUCÎB
Bu ismi şerif; icabet eden, cevap veren, cevapsız bırakmayan ve karşılıkta
bulunan anlamlarına gelmektedir.
Buna göre Allah (cc); kendisine yönelip istekte bulunan ve dua eden kullarının
bu istek ve dualarına icabet eder, onları cevapsız ve karşılıksız bırakmaz.
“Eğer kullarım senden beni sorarlarsa, muhakkak ki ben çok yakınım. Bana dua
edince, duacının duasına icabet ederim. O halde onlar da benim davetime icabet
etsinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulmuş olsunlar.” (Bakara 186)
Ancak burada şu hususu unutmamak gerekir. Kişi Allah’a dua edip isteklerde
bulunduğu zaman, bütün isteklerinin olduğu gibi ve istendiği şekliyle yerine
geleceği anlaşılmamalıdır. Yukarıdaki ayet-i kerimede de görüldüğü gibi Allah (cc),
kullarının dualarına icabet edeceğini vadetmiştir fakat bu dualarını kabul edip
etmeyeceğini, ederse nasıl ve şekilde yerine getireceğini belirtmemiştir. Çünkü
kul, içinde bulunduğu zaman ve mekan ile sınırlıdır. Her şeyden haberdar
değildir ve her şeyi bilmemektedir. Yarın ne olacağını, nelerle karşılaşacağını
bilmemektedir. Dolayısıyla kendisi hakkında nelerin hayır ve nelerin şer
olduğunu hakkıyla bilememektedir. Bu nedenle duada bulunduğu zaman, hayır
talebinde bulunduğu gibi (bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde) şer talebinde de
bulunmaktadır.
“İnsan, hayra dua ettiği gibi, şerre de dua eder. İnsan çok acelecidir.” (İsra,
11)
Allah (cc) ise, her şeyi hakkıyla bilir, her işini hikmetle yapar ve kullarına
karşı son derece merhametlidir. Kullarının geçmişini, anını ve geleceğini
hakkıyla bilir. Onlar hakkında nelerin hayır ve nelerin şer olduğunu bilir.
Kullarının zararına olacak bir şey yapmaz. Aksine, onların yararına olanı yapar.
Dolasıyla kullarının dua ve isteklerine icabet eder, ancak onların zararına
değil, yararına olacak şekilde karşılık verir. Onun için isterse bu duaları
kabul eder, isterse kulun yararına olacak şekilde kabul etmez, isterse aynıyla
kabul edip bu dünyada istenenleri olduğu gibi yerine getirir, isterse yine bu
dünyada fakat kulun hayrına olacak şekilde daha iyisini verir, isterse de
ahirete bırakır. O (cc), her şeyi en iyi bilendir ve O ne yaparsa, mutlaka en
iyisini yapar.
Dua ve isteklere icabet etmek; aynı zamanda sayıp gözetmek ve değer vermektir.
İstekleri karşılıksız bırakmamak; aynı zamanda iltifat etmek ve şefkat
göstermektir. Bu bakımdan Allah’ın (cc) “Mucîb” ismi, başlı başına kullarına
karşı ne denli merhametli ve şefkatli olduğunu göstermektedir.
Kulların duasını hakkıyla işiten ve bunlara icabet edip karşılık veren sadece
Allah’tır. Allah’tan başka hiç kimse duaları kabul etme gücüne sahip değildir.
“Allah'ı bırakıp taptıklarınız da tıpkı sizin gibi kullardır. Eğer iddianızda
doğru iseniz haydi onları çağırın da size icabet etsinler.” (A’raf 194)
Mü’min kul, bu bilinç ve bu şuurla Allah’a dua eder, sadece O’ndan ister, sadece
O’ndan bekler ve sadece O’na sığınır. Her şeyin O’nun iradesiyle tecelli
ettiğini ve O dilemezse hiçbir şeyin mümkün olmayacağını bilir.
EL-VÂSİ’
Bu ismi şerif; geniş ve müsaadekar anlamındadır.
Buna göre Allah (cc); kullarına karşı son derece geniştir. İsteklerine,
sözlerine ve yaptıklarına karşı geniştir, suç işlediklerinde hemen gazaba gelmez
ve cezalandırmaz, onlara müsaade eder, bu hallerine rağmen onlara karşı ikram ve
ihsanını eksiltmez ve bol bol verir.
Allah (cc) her şeyiyle geniştir. Genişliği bütün varlık alemine şamildir. Ancak
Allah (cc), mekandan münezzehtir. O’na herhangi bir yer ve mekan tahsis
edilemez. O, bütün sıfatlarında geniştir. Merhamette, mağfirette, ikram ve
ihsanda, lütufta bulunmada ve kullarına karşı muamelede geniştir. Allah’ın (cc)
rahmeti, şefkati, af ve merhameti her şeyi kuşatmıştır. Aynı zamanda lütfu,
ikram ve ihsanı da nihayetsizdir ve bütün canlıları kuşatmıştır. Aynı zamanda
onların yaptıklarına karşı son derece müsaadekardır.
““Eğer seni yalanlarlarsa de ki: Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir…..” (En’am
147)
“………….Allah, Vâsî’ ve Alîm’dir.” (Nur 32)
Allah’ın (cc) “Vâsî” sıfatı, diğer bütün sıfatlarında kendini göstermektedir.
Özellikle Mü’min kullarına karşı muamelede bu sıfat yoğunluklu olarak tecelli
etmektedir. Çünkü Allah (cc), Mü’min kullarına karşı lütufta nihayetsizdir. Bu
dünyada onlara lütufta bulunduğu gibi, ahirette de sonu gelmeyen lütuflarda
bulunur.
O halde Mü’min kullar da bu bilinç ve şuurla Rablerine yönelmeli, O’nun bu
genişliğine ve sonsuz lütfuna karşı çokça şükretmeli, hamdetmeli O’na layık bir
kul olmaya çalışmalıdır.
Allah’a emanet olun.
M. ALİYÊ XERZÎ
|