Caddelere çıkmayı, yakıcı ve öldürücü beyanatlar verip bağırmayı düşünmüyorum. İftiralarda bulunarak ve hürmeti çiğneyerek kin kusanların yaptıkları cinayeti anlatmaya çalışıyorum. Gelinen nokta, mantık sınırlarının tamamen çiğnendiği ve aklın anlamakta güçlük çektiği çirkinliklerin işlendiğini gösteriyor. Bunu asla kabul etmiyoruz. Aklı ve kalbi kin ile dolu, gözleri kör ve basireti kaybolmuş Danimarkalının, İslam dininin değerlerine ahlaksızca saldırıda bulunup hakaretler yağdırmasını akıl noksanlığına ya da meşhur olma çabalarına bağlıyoruz. Fakat anlamadığımız, kavramadığımız ve kabullenemediğimiz şeye gelince, onlarca Danimarka gazetesinin aynı gün, toplu bir şekilde Nebiyi Ekrem (sav)’e hakaret içerikli çirkin karikatürleri yayınlamalarıdır.
Bu kasıtlı bir saldırı ve affedilmesi mümkün olmayan bir ihanettir. O hakaretlerle dolu karikatürleri çizen Danimarkalı karikatüristin yüzlerce kez cezalandırması bile onun günahını ortadan kaldırmaz. Özellikle Danimarka gazetelerinin bu çirkin hakaretleri yapmaları ve İslam’ın mukaddesatına dil uzatmalarına karşın bu ülke hükümetinin yaklaşımı ise özrü kabahatinden büyük bir görüntü vermektedir. Bu çirkin işi yapanların üzerine gideceğine, bunu protesto eden Müslümanları gözaltına almaktadır. Gazete ise, yaptığı cinayeti savunarak bunu, basın ve yayın yoluyla kişinin görüş beyan etme özgürlüğü olarak açıklamaya çalışmaktadır.
Soruyorum; Eğer dört ya da beş kişi, hakaretamiz karikatürleri çizdiği için kari-katüristi öldürseler bunun karşılığında bütün Müslümanların mı cezalandırılması gerekir? Resul-i Ekrem (sav)’e tekrar tekrar ihanet etmek bir buçuk milyar Müslüman’a hakaret değil midir? Bu en çirkin, en ağır ve en büyük hakarettir.
Bizler Doğuda medenice konuşmadan ve tartışmadan bahsederken, onlar Batı’da çirkince saldırma çabaları içerisindeler. Biz, konuşmaya, anlaşmaya ve birlikte yaşamaya çağırıyoruz, onlar ise bunu red edip düşmanlığa çağırıyorlar. Kalpleri kin ve nefretle doludur. Onların kalemlerinden ve dillerinden simsiyah gazetelerinin sayfalarına öldürücü zehir damlamaktadır. Üstelik bizleri terörizm ile itham etmekte, kendilerini de barış, özgürlük ve medeni olarak nitelendirmektedirler. Biz mi teröristiz yoksa onlar mı? Biz mi medeni, ahlaklı ve doğruyuz yoksa onlar mı? Biz mi kötülük yapıyoruz yoksa onlar mı?
Sebil Gazetesi / Ürdün
Yazan: Atıf el-Culani
Arapça’dan Çeviren: Abdullah Şafak
|