Kıyıldı
dalında göyermiş acılı düşler
Yedi kat göğün altında
Yedi kat som demirden duvarların içinde
Ölümle kelepçelendi ellerim
Zaman, bir rüyanın göze çarpan son gölgesi
Yaralı ümitlerden yükseldi kader defterine yazılan şiir
Güneş uğramaz karalar giyinmiş iklimlerime
Bulutların ardına gömüldü mehtap
Kırlangıçların kanatlarında geceledi yıldızlar
Acı bir hatıra dokundu ellerime
Kadere sarıldı mazinin siyah beyaz örtüsü
Ne senden haber gelir, ne yardan, ne anadan
Sıkıca kapa gözlerini
Yürü hayal şehrinin sokaklarından
Dokun yüreği kor tutmuş annenin ellerine
Okşa mermer yataklara uzanmış bebeklerin yüzünü
Bir selam çak alnı nasır tutmuş beybabaya
Gülümse gözleri eşiğe donmuş can kokan leylaklara
Nar çiçeği kokan lambanın isine takıldı vuslata duyulan hasret
Göklerin derinliklerine daldı öksüz bakışlar
Sarardı gözlerde heykelleşmiş hayat izleri
Duvarlara kazındı yıllara dadanmış düşler
Küf kokuları aktı şehrin derin pencerelerinden
Hayalin son fotoğrafı takıldı zihnimin tellerine
Ey mahpus!
Göklerin emanetine kalbini sunan adam
Kentlerin ucuz kokuları arasında kısılsa da sesin!
Tarihe damga vuran inatçı bir şarkı gibi yükseldin
Bedir gibi doğdun sevdanın ay parçası bakışlarında!
Abdullah Şafak
|