Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

ŞEYX SAİD KIYAMI -1

“ Değersiz dallarda beni asmanıza pervam yoktur. Muhakkak ki ölümüm Allah ve İslâm içindir."

Kürdler İslam ile müşerref olduktan sonra İslam’a sadık kalarak tüm benlikleri ile İslam’a hizmet ettiler. İstisnalar olsa bile, genel anlamda hiçbir zaman ulusal çıkarların peşinde dolaşmamış, ayrılıkçı veya ırkçı düşüncelerin sahibi olmamışlardır. İslam tarihi boyunca İslam için yaptıkları fedakarlıklar, ümmetin birliği ve İslam topraklarının bütünlüğü için üzerine düşeni yapmaktan geri durmamışlardır. İslam ümmetine ve İslam topraklarına hükmedenler her ne kadar adaleti ve hükümeti tam olarak islam’a göre tesis etmemişlerse de İslam’a düşmanlık yapmadıkları için Kürd milleti bu dairenin içerisinde kalmış, çoğu zaman başka kavimlerin çıkarcı tavırlarına aldırmadan sadakat ve samimiyetlerini bozmamışlardır. Bu nedenledir ki, zaman zaman milliyetçi söylemlerle ortaya çıkan grup ve hareketler başarı şansını bulamamışlardır.

Bu durum Osmanlı imparatorluğunun dağılmasına rağmen devam etti. Batılıların Osmanlı topraklarını işgal etmeye başlamalarına, Osmanlı hakimiyeti altındaki diğer halkların batılı devletlerle işbirliği yaparak toprak koparmalarına ve Osmanlının parçalanmasına yardımcı olmalarına rağmen Kürdler böyle bir tavrın içerisine girmediler. İşgale karşı verilen kurtuluş mücadelesine tam destek vererek bütün cephelerde savaştılar. Onlar için İslam milliyetten önce geliyordu ve Osmanlıdan arta kalan topraklarda kurulacak ve İslama bağlı bir devlette yaşamak yeterli geliyordu. Oysa diğer kavimler hiç çekinmeden batılılarla işbirliği yaparak Osmanlıdan toprak koparmış ve adeta aile devletleri kurulmuştu. Kürdler de pekala böyle davranabilir ve üzerinde yaşadıkları topraklarda kendi devletlerini batılıların yardımı ile kurabilirlerdi. Tarihten haberdar olan her kes biliyor ki, Kürdler emperyalist-sömürgeci batılı devletlerle işbirliği yapmadıkları için cezalandırıldılar ve toprakları dört parçaya bölündü.

Ulusal çıkar ve haklarını Osmalıdan artta kalan topraklarda kurulacak bir devlete İslami bağlar hatırına ikinci palana atan Kürdlere, kurtuluş mücadelesi boyunca Mustafa Kemal ve arkadaşları tarafından, haklarının muhafaza edileceği garantisi veriliyordu. Mücadele İslam ve kardeşlik şiarları ile veriliyordu. Kurtuluş mücadelesi sona erip Mustafa Kemal ve arkadaşlarının elinde yeni devlet yavaş yavaş şeklini alırken gerçek yüzleri ve niyetleri de yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. İslam aleyhinde ardı ardına yapılan inkılaplar ve faşizan politikaları anlaşılınca iş işten geçmiş, Müslüman Türk ve Kürd halkları daha yeni kandırıldıklarını anlıyorlardı.

ŞEYX SAİD

Şeyx Said 1865 yılında Erzurum’un ilçesi Hınıs’a bağlı Kolhisar Köyü’nde dünyaya geldi. Babasının adı Şeyx Mahmut Fevzi’dir. Şeyx Said’in ailesi köklü ve büyük ailelerdendir. Mevlana Halid-i Bağdadinin halifesi Şeyx Ali Septi Amedi'nin torunudur. Genç yaşında medreseden icazetini alarak müderrisliğe başlayan Şeyx Said, aynı zamanda Nakşibendî tarikatı mensubu ve halifesi idi. Yürüttüğü ticari faaliyetlerden kazandıklarıyla, medresesindeki yatılı öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılıyor, sürekli halkı irşad faaliyetleri ile meşgul oluyordu.

Kıyamın sebebi

İşgalcilere karşı minberlere çıkıp hutbe irad ederek, kurulacak yeni devletin Türk ve Kürd devleti olacağını vaat ederek halkın desteğini alan Mustafa Kemal, işgalcilerin kovulmasından sonra kurulan yeni Cumhuriyeti kendi hedef ve maksatları doğrultusunda laik-Kemalist bir temel üzerine oturttu. Bu yeni rejim tamamen batılı düşünce ve yaşam anlayışını benimsemiş ve İslam’ı tamamen hem devlet hem de toplum hayatından kaldırmaya çalışıyordu. Meclisin açılışından sonra kendini meclis başkanı seçtirerek işe başladı. Hemen akabinde ‘Cumhuriyet Halk Fırkası’nı kurarak kadrolarını toplamaya ve tezgahını kafasında tasarladığı projelere göre kurmaya başladı. 1924 yılına gelindiğinde yaptığı inkılap ve çıkardığı kanunlarla devlet büyük ölçüde İslam’dan arındırıldığı gibi sosyal ve toplumsal hayattan da silinmeye çalışılıyordu. Halifeliğin, din ve evkaf bakanlığının kaldırılması, tevhid-i tedrisat kanunu ile medreselerin kapatılması, tekke ve zaviyelerin kapatılması, harf devrimi yapılması, şapka kanununun çıkarılması, batının giyim ve yaşam tarzının dayatılması… yanında İslami mukaddesat ve yaşam tarzına da pervasızca saldırılıyordu. Bunun yanında tek millet, tek devlet faşist anlayışıyla Kürdlerin kimlikleri reddedildi ve asimilasyon politikaları devreye girdi. 1921 yılında Kürd Teali Cemiyeti kapatıldı. Sevr anlaşması ile Kürdlere tanınan bazı kısmi haklar Lozan anlaşması ile tamamen ortadan kaldırıldı. Böylece ulus ve millet bağlamında Kürd halkı ile Türkler arasında bir rabıta kalmadı. Kalan tek rabıta ise İslam ve tarihte bu kapsamda yaşanan beraberlikleri idi. Kemalist rejimin İslam’ı devlet ve millet hayatından kaldırmaya çalışması ve İslam’a açıkça savaş açması Kürdler ile Türkler arasındaki tek rabıtayı da koparttı.

Kıyamın hedefi

Kürdlerin Türk devleti ile bağlarını sağlayan tek rabıta olan İslam’ın devlet ve millet hayatından kaldırılmaya çalışılmasından sonra Şeyx Said İslami sorumluluğun gereği muhalefetini açıkça dile getirmeye ve karşı çıkmaya başladı. Müslüman Kürd halkını uyandırmak, uğrunda Müslümanların aziz kanlarının akıtıldığı topraklarda zalim, adaletsiz ve İslam muhalifi bir düzenin kurulmasına karşı çıkmak için harekete geçti. Kürd ileri gelenlerini, aşiret reislerini ve dini önderleri ziyaret ederek, gidemediklerine de mektup ve elçiler göndererek dinlerini ve vatanlarını yeni rejimin şedid küfrüne karşı korumaya ve bu amaçla vereceği mücadeleye katılıp destek vermeye davet ediyordu. Şeyxin mektup ve mesajlarına bakıldığında hedef ve gayretlerinin bu olduğu açıkça anlaşılmaktadır.   Yeni Türk devletinin inkarcı politikaları karşısında önemli sayıda Kürd aydını Kürd Teali Cemiyetinin kapatılmasından sonra Rêxıstına Azadi örgütünü kurup yeni rejime muhalefet ediyorlardı. Örgütün içinde milliyetçi söylemlere sahip olanlar olduğu gibi İslami şahsiyetler de vardı. Örgütün liderliğini Şeyx Said’in de kayınbiraderi olan cibranlı Albay Halit Bey yapıyordu. Örgütün bir başka üyesi Bitlis mebusu Yusuf Ziya Halit Bey’den aldığı bir mektupla Şeyx Said ile görüşüp ortak hareket etme teklifinde bulundu. Şeyx kabul ederek Azadi hareketine üye oldu. Bu hareketin bazı gizli dökümanlarının devletin eline geçmesi ve işbirlikçi bazı aşiret reislerinin ihbarı üzerine 1924 yılının ekim ayında  Halid Bey ve Yusuf Ziya tutuklanarak Bitlis zindanına konuldular. Bunların tutuklanmasından sonra Şeyx Said aynı zamanda Azadi hareketinin de başkanlığını zorunlu olarak devraldı.

Türk Hükümeti yetkilileri Şeyx Said'e haber gönderip ifadesini almak istediklerini bildirdiler. Şeyx Said ifade vermeye gitmeyip 27 Aralık günü Hınıs'tan ayrılıp Çapakçur'a doğru yola çıktı. Şeyx, Şuşar'ın Gökoğlan bucağının Kırıkhan köyünde aşiret reisleri ve ulemayla geniş bir toplantı düzenleyip kıyamın takvimi hakkında görüş alışverişinde bulundu. Toplantıdan sonra Şeyx Said'in imzasıyla bir bildiri yayınlandı. "Kurulduğu günden beri Din-i Mübin-i Ahmedi'nin temellerini yıkmaya çalışan Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının, Kuran'ın ahkâmına aykırı hareket ederek, Allah ve Peygamberi inkâr ettikleri ve Halife-i İslam'ı sürdükleri için gayri meşru olan bu idarenin yıkılmasının bütün Müslümanlar üzerinde farz olduğu, Cumhuriyetin başında bulunanların ve Cumhuriyete tabi olanların mal ve canlarının Şeriat-ı Garray-ı Ahmediye'ye göre helal olduğu..." şeklinde devam eden bu bildiri, hazır bulunan ulemanın istişaresiyle kabul edilmişti.

Ayrıca toplantıda, Kürdistan'ın bütün aşiretlerini kıyama çağıran mektuplar yazıldı. Hormek Aşiret Reislerine gönderilen Mektubun metni şu cümlelerden müteşekkildi: "Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu! Hidayet-i Rabbani ile Din-i Mubini Ahmedi'yi kâfir olan Mustafa Kemal'in yed-i zulmünden tahlis etmek gazasi niyetiyle Şuşara hareket edildi. Bu gaza ve cihadın mezhep ve tarikat tefrik edilmeden Lailahe illallah Muhammedurresulullah diyen bütün İslam muvahidleri üzerinde farz olduğundan, minel kadim memleketimizde büyük bir gayret ve şecaat sahibi olan Müslüman aşiretinizin de Şeriatı Garray-ı Ahmediye'ye ve bu cihad-ı ekbere ittiba edeceğinize itimadım berkemaldır. Ya eyyühel ensar! Dinimizi ve namusumuzu bu mülhidlerin ellinden kurtaralım. Bu dinsiz hükümet bizi de kendisi gibi dinsiz yapacaktır. Bunlarla cihad farzdır" denilmişti.

Şeyx Said’in fetva ve mektuplarında da açıkça anlaşılacağı gibi hedefi; İslam’ın hükümlerini kaldırmaya çalışan yeni rejime karşı cihad etmek, Müslümanların dinlerini, namuslarını ve memleketlerini bu mülhidlerin şerlerinden kurtarmaktır.  (Devam edecek)

Selam ve dua ile…

M. Zeki GÜNEY

Diger Basliklar
   YAPILAN TAHLİYELER ÜZERİNE BİR TAHLİL
   BAŞÖRTÜSÜ ÜZERİNE OYNANAN OYUNLAR
   SUSA CAMİ KATLİAMI MİZANINDA HİZBULLAH VE PKK
   İSTİKRARSIZLIK VE ÇÖZÜMSÜZLÜKTEN BESLENENLER VE..
   KUTLU DOĞUM ETKİNLİKLERİNE NE GEREK VAR!
   MEKKE'DE KANLI CUMA
   SUSA CAMİ KATLİAMI
   KIYAMLAR VE KATLİAMLAR : MUTKİ İSYANI
   HALEPÇE KATLİAMI
   KIYAMLAR VE KATLİAMLAR : HALİL-ER RAHMAN CAMİ KATLİAMI
   KIYAMLAR VE KATLİAMLAR : HAMA KATLİAMI
   ŞEYX SAİD KIYAMI -2
   ŞEYX SAİD KIYAMI -1
   FURKAN SAVAŞININ GALİBİ HAMAS
   ALLAH LANET ETSİN
   DEĞİŞİM VE YENİLENME ÜZERİNE
   HİZBULLAHİ HAREKETİN MİSYONU
   YOZLAŞTIRMA FAALİYETLERİ, İNTİHAR VAKALARI VE BATMAN
   HİZBULLAHİ HAREKET VE DIŞINDAKİ ÖRGÜT, GRUP VE OLUŞUMLAR
   TASAVVUF VE TARİKATLAR ÜZERİNE
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git